Doğru Yol’da Allah’a Sarılmak!
Değerli Okurlarım!
Kur'an-ı Kerim'de 40'a yakın yerde geçen (sırat-ı müstakim) yol anlamındaki sıratla, doğru, sapmaz, şaşırtmaz anlamındaki müstakim sözcüğünün birleşmesinden meydana gelmektedir.
Kur'an, yol kavramı üzerinde titizlikle durmakta ve bu kavramı ifade için birkaç deyim kullanmaktadır.
Kur'an'ın, menzil, hedef ve erdirici çizgi olarak gördüğü yol, sırat'tır.
Bu kelimenin, Latince'deki strata kelimesinin Arapçalaşmış şekli olduğu ifade ediliyor. Strata, tabir haline gelen, “ Roma yolu” veya “Roma'ya götüren yol” demektir.
Kur'an, bu kelimeyi kendi semantik dünyası içinde , “Allah ve yaradılış yolu” olarak kullanmakta ve onu daima müstakim (dosdoğru, sapmaz ve şaşmaz) sıfatıyla da nitelemektedir.
"Ben, Rabbim ve Rabbiniz olan ALLAH'a güvendim. O'nun kontrol etmediği hiç bir yaratık yoktur. Rabbim dosdoğru yolun üzerindedir.
Bu anlamda, Sıratı müstakim bir fıtrat yoludur ki, bizzat Yaratıcı tarafından da izlenir(11/56)
Müminler, sıratı müstakimi izleyerek, Allah'ın tavrı ve tarzına iştirak ederler. (Fatiha suresi)
Nitekim, Hz. Peygamber: "Allah'ın ahlakıyla ahlaklanın! " diyerek, sıratı müstakim çizgisinde insanla Allah'ın birleşeceği gerçeğine dikkat çekmiştir.
Peygamberlerin yolu da sıratı müstakimdir. 22/67)
İşte size Allah’tan bir nur parlak bir kitap geldi. Allah bununla rızası ardınca gideni selamet yollarına ulaştırır. Ve izniyle onların zulmetlerden nura çıkarıp sıratı müstakime sevk eder. (5/ 6)
Şimdi yüzüstü yürüyen mi doğru yoldadır, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik giden mi?’
(67/ 22)
Şüphe yok ki Allah benim de rabbim sizin de rabbinizdir. Onun için hep ona ibadet edin, işte bu sırat-ı müstakimdir.’ (3/ 51)
De ki Rabbim beni gerçekten dosdoğru bir yola (sırat-ı müstakime) doğru bir dine ,sadece hakka yönelmiş tevhid dini olan İbrahim’in dinine hidayet buyurdu ki, o hiçbir zaman müşriklerden olmadı.’ (6/ 161)
Sana vahyedilene sımsıkı sarıl; çünkü sen doğru yoldasın.(43/43)
İnsanlar bir tek topluluktu. ALLAH peygamberleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi ve anlaşmazlığa düştükleri konularda halkın arasında hükmetmeleri için onlarla birlikte gerçeği içeren kitabı indirdi. Oysa kitap verilenler kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra aralarındaki kıskançlıktan ötürü onun hakkında anlaşmazlığa düştüler. Fakat ALLAH, izniyle inananları onların anlaşmazlığa düştüğü gerçeğe ulaştırdı. ALLAH dilediğini/dileyeni doğru yola iletir.(2/213)
ALLAH'a inanıp O'na sarılanları ise kendi rahmetine ve lütfuna kabul edecek, onları dosdoğru bir yola sokarak kendisine yöneltecektir.(4/175)
ATATÜRK DİYOR Kİ
Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur..
DÜŞÜN-TAŞIN
Allah’ı bulan neyi kaybeder, O’nu kaybeden neyi kazanır?
AFORİZMALARIM
İnsanı, insana, insanla, insanda, insanca anlamaya, anlatmaya ve yazmaya devam edeceğim(inşallah) bu can bu tende olduğu müddetçe…