Doğalgaz Çilesi
Sevgili okurlar, 9 Eylül 2015 sabahı başladığımız tadilat neredeyse üç ay sürmüştü. O günden beri tadilatla alakalı sıkıntılarımı sizlerle paylaşmıştım. Hatta o dönemde yazılarımı da
çok aksatmıştım çünkü işçiler internetimin kablosunu koparmışlardı. Sevgili arkadaşım Gülay Göktürk de “Ahde Vefa” adlı ilk şiir kitabına ısrarla benim önsöz yazmamı istiyordu. Durumu izah ettim ama o inat etti, kitabının basılmasını geciktirdi, ben önsöz yazana kadar bekletti.
Tadilat esnasında tecrübe dağarcığım oldukça zenginleşti. Bazı serzenişlerimi sizlerle paylaşmıştım. Ustaların dedikleri gün ve saatlerde gelmemeleri, bir ustanın işini yaparken diğer ustanın yaptığı yerleri bozduğu şikâyetlerime de daha sıra gelmemişti. Mesela cam balkon için malzemeleri taşırken tablolarımın camlarının kırılması, boyacının kapılar dâhil her yere boyalar sıçratması, eşya taşıyanların değişen yeni kapıları zedelemesi, ellerindeki matkabı yere sert bırakarak yeni yapılan fayansları kırmaları gibi… Genelde ustalar paraya odaklı çalışıyorlar. Parayı peşin verdiyseniz bir daha o kişiyi zor görüyorsunuz. Bunu bizzat ustalardan duydum. “Parayı peşin aldıysa artık uğramaz.” dediler. Ben de bayramdan bir gün önce başladıkları için parasız bayram olmaz, diye peşin vermiştim. Boyacı o günden beri kayıp… Allah neyse ki karşıma Abdullah ustayı çıkardı da boya işimi o tamamladı. Üstelik hiç de paragöz değildi, çok ihtiyacı olmasına rağmen para lafını etmedi. Yine dolapları, vestiyeri yapan Mehmet Erdoğan ve su tesisatını değiştiren, banyo- mutfak- tuvalet su işlerini fayans ve ıslak zemin döşemelerini yapan Muhittin Koca gibi pırlanta ustalarımız da oldu. Beş parmağın beşi bir değil elbette…
Bu tadilat çilemiz apartmana doğalgaz tesisatı bağlanacağı haberiyle başlamıştı. Kızımın ısrarıyla biz de doğalgaza geçelim diye niyetlenmiştik. Zaten 22 yıl önce yapılmış binamıza ilk taşınanlarındandık. Eskiyen evimdeki karolar doğalgaz ve yenilenen su tesisatı yüzünden delik deşik olunca mecburen salon ve odaları parke, ıslak zeminleri de seramik veya granit yapmak icap etmişti. Bunları tamamlarken evdeki hesap çarşıya uymamıştı ama pilavdan dönenin kaşığı kırılsın hesabı başladığım işi bitirmek zorunda kalmıştım. Öyle ki kombinin takılması, kalorifer tesisatının döşenmesi bütçemi alt üst etmişti.
Çilem bitmedi. “Deveye boynun eğri demişler. Nerem doğru ki diye cevap vermiş.” Tam iki aydır doğalgaz tesisatının hayata geçirilmesiyle uğraşıyorum. Koskoca Adana’da doğalgaz başvuruları tek yer var. Herkes oraya gidip işlem yaptırmakta… İşler çok ağır yürüyor. Ancak bayan memurlar çok daha seri çalışıyorlar. Aksa Doğalgaz Şirketine gidip tam gün sıra bekleyerek zorla abone oldum. 500 lira civarında bir para yatırdım. Sevinçle eve geldim. Mühendis geciktirmeden başvuruları yaptı. Buna rağmen işler o kadar uzadı ki… Projenin İstanbul’dan onaylanarak gelmesi on günü geçti, iki haftayı buldu. Anında gidip saat aldım. Yine uzun kuyruklar tabii bilmem söylemeye gerek var mı? Derken yine beklemeler… Yine para yatırmalar… Geçen cumartesi saati takmaya geldiler. Yine belirsiz bekleyişler… Kış geldi. Üşümeye başladık. En kötüsü üç aydır eski tüplü ocağımla balkonda yemek pişirmek ve güneş enerjisinin soğuk yağmurlu havalarda yetersizliği yüzünden banyo olayı… Doğalgaza geçiyorum diyerek elektrikli şofbenimi de komşuma hediye etmiştim. Tam bir ilkellik içindeyiz yani…
Bu cumartesi eski geleneklere bağlı ve gelenekleri sürdüren bir aile olarak ikiz torunlarımın “Diş Hediği” toplantısı var. Az önce doğalgaz tesisatını kuranlar aradılar ve Aksa görevlilerinin cumartesi günü geleceklerini bildirdiler. Bütün aktivitelerini üç ay boyunca iptal etmek zorunda bırakılmış sosyal bir insan olarak patladım artık… 9-12 arası geliyorlarsa gelsinler, dedim. Yok, efendim mecburen gün boyu evde bekleyecekmişim. Gelip bulamazlarsa yeni gün belirleyeceklermiş. Artık bir hafta sonrası mı yoksa 10 gün sonrası mı olurmuş bilemezlermiş.
Naçizane tavsiyem olsun: Rusya’nın da doğal gazı kesme söylentilerinin yaygın olduğu, milletin tezek yakma projelerini geliştirdikleri şu günlerde bence hiç de düzeninizi bozmayın. Ben yandım, siz yanmayın.
Not: Çok şükür doğalgaz bağlandı. Şu an rahatız. Çilesi çoktu ama sefası da güzelmiş. Atalarımız “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer.” “Emeksiz yemek olmaz.” demişler. Bence bu işi sonbaharda değil de yazın yapmak lazımmış. Ancak ramazan yaza geldiği için ve Adana’nın yazı çok çetin geçtiğinden mecburen eylülde başlamıştık. Herkes kışa doğru bu işlere başlatınca yoğunluktan işi de fazla uzatıyorlar. Benden söylemesi… (9.12.2015)
HARİKA UFUK
ADANA
4 ARALIK 2015
SAAT: 11.59