Diyarbekir Vuruldu!
(Yeryüzünün Tüm Mazlum ve Maktullerine İthaf Olunur)
Ey Diyar-ı Bekir! Ey Amed-i Şerif!
Senin Karacdağ volkanını söndürdüğünü biliyorduk; nereden bilirdik ki o volkanları, lavları yüreğimizi yakmak için sakladığını...
Bu ne ilkti, ne de son, biliyoruz...
Sen büyüksün Amed!
Sen kutlusun Diyar-ı Bekir!
Sen aziz beldesin Diyarbakır, aşarsın bunları onurluca...
Keşke bugün onur kalesi, namus surlarını yıktırmayan; Karakaşlı Zozan’ların, Dilan’ların, Ceylan’ların, Evin’lerin; Fırat’lara, Veysi’lere, Şeyhmus’lara, Eren'lere, Mehmet'lere sevdasını işleseydim surlarına Amed'imin nakış nakış...
Keşke bugün Elif'lerin, Tuba'ların, Orhan'ların, Hasan'ların... Fakirliğe inat onurlu yaşamlarını ve başarı öykülerini yazsaydım siz "can"lara.
Keşke, keşke, keşke...
Hayatımda "kendime ait" hiç de öyle keşkelerim olmadı. Ama siz sadece kendinizden ibaret değilseniz keşkeler sizinle beraber yürür. Keşke bu yazıyı yazma gereği duymasaydım. Sadece iki hafta önce kardeşlik feryatlarımı dökmüştüm bu sayfalara. Kardeşliğin bu olmaması gerektiğini, kardeşliğin adalet istediğini, kardeşliğin eşitlik istediğini yazmıştım.
Değil mi ki biz Âdem'de kardeşiz?
Ya da din de...
Biz aynı burçtan olmayabilirdik,
Hatta aynı dinden, aynı ırktan da olmayabilirdik ve öyledir de. Ama aynı toprakları, aynı dağları, aynı coşkun çayları paylaşmak o kadar zor değildi ki... Biz niye, nasıl böyle olduk diye sormayacağım. Geçen yazılarımda –buna yetersiz de olsa-değinmiştim.
Ancak kanımıza doymayanlara şunu sormadan edemeyeceğim.
Sen kimsin ey kan hastası? Kimsin sen? Ne istiyorsun zaten mağdur ve mazlum olan halkımızdan?
Evet kim(ler)di bu(nlar), ne istiyorlar Diyar-i Bekir'imizden, Amed-i Şeriften? Ne istiyorlar Bingöl'ümüzden, Batman'ımızdan, Şırnak'ımızdan, Van'ımızdan?
Ne istiyorlar İzmir'imizden, Bursa'mızdan, İstanbul, Ankara'mızdan..?
Sahi ne istiyorlar? Ve kim bu(nlar), nasıl tanıyabiliriz bunları?
"At izi it izine karışmış" diyorlar ya, öyle mi acaba?
Bilirsiniz bir fiilden/olaydan hareketle faili bulmak mümkündür. Daha önce de yaptığı benzeri eylemlerden hareketle bu olaya netlik kazandırmak imkân dâhilindedir. Bazen istihbarat servisleri de olayları, failleri ortaya çıkarmak için bu yöntemi kullanıyorlar.
Biz de bu yolu takip edelim ne zararı var ki? Hayır hayır yanlış anlamayın lütfen, komplo teorilerine girmeyeceğim. Sadece bir seyir... Sade bir seyir...
Olay: İnsan neslinden biri(leri)! insan neslinden diğer biri(leri)ni öldürüyor. Bundan başka ve buna benzer eylemleri var mı, dosyaya bakalım...
Töre deyip gencecik kızlarımızı da öldürmüştü(n), gasp ederken öldürme eylemlerin var, “gâvur” diye cinayetlerin var, tecavüz ve sonrası öldürmeler, keyfi cinayetler…
Eren’ime, Aydın’ıma, Serap’ıma neden kıydınız biliyoruz.
Keza
Danıştay baskınında bir yargıcımızı da vurmuştu(n), dindarlara nefes aldırılmasın diye...
Aydın ve yazarları öldürmüştü(n), kaos olsun gulyabaniler yönetime el koysunlar diye...
Daha dün gibi hatırlıyorum önce Lice'de onlarca köyümüzü yakmıştı(n).
Yetmemişti, Lice'yi de ateşe vermişti(n). Ne diye ha ne diye!?
Sen evet ta kendisisin Dağlıca'da askerlerimizi pusuya düşüren.
Eminim artık Malatya'da 3 Hristiyan vatandaşımızı da sen boğazlamıştın koyun gibi; hem de -haşa- din adına!..
Tanıdım seni kurtuluşun yok, kaçamazsın elimden;
Hrant'ı vurmanı da unutmadık senin, unutmayacağız da...
Sen var ya sen! sen daha önce de Diyarbakır Koşuyolu Parkında 10 Çocuğumuzu katletmiştin değil mi?
Hiç itiraz etme Gazi mahallesini ateşe veren sendin.
Mamak'ı, Metris'i, Bayrampaşa ve Diyarbakır cezaevlerini de başımıza yıkan sendin.
Sendin Molla Ubeyd'leri, Hacı'ları, Davut'ları vuran.
Seni iyi tanıyorum artık... sen daha önce de Rahmetli ÖZAL'a kurşun sıkmıştın. Sen o sun, o;
1 Mayıs günü Taksim'i kanla yıkayan.
Abdi İPEKÇİ'leri, Gün SAZAK'ları, Metin YÜKSEL'leri, Ape Musa'ları hiç çekinmeden öldüren.
Sen Papa'yı da vurdun ölmedi,
Seni çok iyi tanıdım artık;
Sen Halepçe'mizde binlerce Kürt kardeşimizi kimyasal silahlarla yok etmiştin.
Seni unutmadık! Sen Bosna'da, Cezayir'de de soykırıma gitmiştin.
Sen Hama'yı da kana bulamıştın, sen binlerce masum insan öldürmüştün acımadan...
Seyyid KUTUP'lara kıyan sen değil miydin ha? Söylesene kimdi peki?..
Sen evet evet sana söylüyorum sana sendin DUDAYEV'i, Che'yi, Malcom X'i...
Sendin evet sen Martin L. King'i yok ederek davalarının öleceğini sandığın.
Ve sevgili Rachel'i öldüren de sendin, buldozerler altında ezerek...
Seni unutur muyum hiç? "Sevgilimi", Gönül yoldaşımı, Hacer'imi de sen vurdun! DUR!
Seni tanımamak mümkün mü?
Sön sözü "insanlar kardeştir" olan "Yasin'imi, vurmuşsun inandım artık.
Ya ŞERİATİ'yi kim vurdu dersin? İnkâr edemezsin "Doğu'nun Yıldızını" sen vurdun sen... ama söndüremedin işte!..
Artık kurtuluşun yok! Eller yukarı!
Mücadele eri, kardeşlik herkes için diyen yiğit insan ŞİKAKİ'yi hain pusularınla vurursun da Ceylan’ımı mı vurmazsın?
Fazla söze gerek kalmadı amcalarını çağırabilirsin,
Seni hiç kimse paklayamaz. Çünkü sen, evet evet sen sen;
Daha birkaç on yıl önce ülkelerini işgal ettiğin yetmedi, Kızılderili neslini imha eden,
Vietnam'ı kan bataklığına çeviren de sendin.
Japonya'ya ilk atomu sen attın, Afganistan'ı sen işgal ettin daha dün...
Almanya'yı bölen, "Nasyonalizm ve ‘seçkin insan' cenneti"! için Main Nehrinden daha büyük kan nehirleri oluşturan sensin sen...
Sendin Polonya, Macaristan, Çekoslovakya... Ukrayna'yı "ebedi barış dediğin komünizm" için istila eden.
Tarih senin cinayetlerinden utanıyor ama söylemek zorunda;
Sen Al-i Resul-u; O'nun gözbebeği Huseyn'ini ve masum Ehl-i Beyti’ni katlederken hiç utanmamıştın da Diyarbakır'ın gençlerini vururken mi utanacaksın?
İmam Ali'yi katlederken Allah'ın gazabından çekinmedin de Kulp’taki köylüleri öldürürken mi Allah'tan korkacaksın? Papaz'ı vururken mi çekineceksin?
Sen Koca Hamza'ya kıyarsın da Diyarbakırlı Eren'ime, Ankaralı
Rıdvan'ıma, Kızıltepeli Uğur KAYMAZ'ıma mı acıyacaksın?
Sen Uhud'da Resul'ü öldürmek için can atarsın da Yüksekova'da bir gencimizi öldürürken mi vazgeçersin?
Sen evet sen olduğun yerde kal!
Fail bulundu!
İsa'yı kim çarmıha gerdi dersin, unuttuk mu sandın?
İbrahim'i ateşe atan -haşa- ben miydim yoksa sen mi?..
Peygamberini testereyle kesen sen değil miydin?
Sen hangi dindensin, hangi ırktan... Ülken neresi senin?
Bazen Müslümansın bazen Yahudi, kimi zaman putperestsin kimi zaman Mecusi, bir gün Hristiyan’sın bir gün ateist...
Bazen Asyalısın bazen Avrupalı, kimi zaman Afrikalı kimi zaman Amerikalısın...
Senin ne dinin belli, ne ırkın; ne vicdan gezer sende ne izan... Anlata anlata yedi düvele değil yedi kat semada meşhur ettik seni… Boş versene!
Senin cinayetlerinle okyanuslar oluştu kandan ve gözyaşından.
Sen anneni-babanı da vurmuştun, palalarla.
Sen var ya sen, aslında çok iyi tanışıyoruz!
Seni hepimiz tanıyoruz; yeryüzüne fesadı ilk yayan sendin.
Sen ("sen beni öldürsen de ben seni öldürmek için elimi kaldırmayacağım" dediği halde) Habil kardeşini de öldürmüştün hiç gözünü kırpmadan. Katil-Kabil! Senden ne beklenir ki? Alçaklıktan başka... Anılmaya değmezsin...
Vazgeçtim kim olduğunu söylemeyeceğim... Ama doğrusu inkâr etmiyorum, sen mesleğini en güzel! icra edensin.
Peki, biz ne yapıyoruz?.. o apayrı bir dert...
Evet seninle iyi tanışıyoruz değil mi?
Melekler senden dolayı utanmışlardı.
Rabb'lerine ilk ve son itirazları senin yüzündendi...
Kardeş katili... İblis'in Yeryüzü Distribütörü/taşeronu seni...