Diplomatik Başarı Sabote Edilmek Üzere
İran’ın Brezilya ve Türkiye’nin diplomatik girişimleriyle zenginleştirilmiş uranyumun takas edilmek üzere Türkiye’ye gönderilmesi anlaşması başta İsrail olmak üzere ABD ve bazı batılı ülkeleri tatmin etmedi.
Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın İsrail’in tepesini attıracak şekilde defaatle dile getirdiği gibi Ortadoğu’yu kan gölüne çevirecek kadar tehlikeli silahlara sahip olan İsrail varken İran ile uğraşmak çifte standardın ötesinde bir şeydir. Çünkü İsrail'in elinde elan mevcut silahlara İran henüz saip olmamıştır. İkiyüzlülük buradadr. Yıllardır batılı ülkelerin temin ettiği imkânlarla nükleer silahlanmasını ürkütücü hale getiren İsrail hiçbir engelle karşılaşmamıştır. Dediğimiz gibi bugün İran’ın nükleer silahlanmasına karşı çıkan ülkeler İsrail’i bu silahlara sahip olmak için çeşitli şekilde desteklemiştir.
Sebep;
Kendi ülkelerini tehdit etmediğini sandıkları için mi?
Yoksa bu silahları kendilerinin de yerine kullanacakları için mi?
Doğrusu hayret etmemek elde değil.
Peki durum bu aşamaya getirilirken batılı ülkeler neden takası yeterli görmemektedirler? Fransa bunu makul bir adım olarak değerlendirdi derken o da bunun yeterli olmadığını dile getirmeye başladı.
İsrail durumdan rahatsız olabilir. Pek çok konuda İsrail’in işine gelmemektedir. (Türkiye’nin başarılı bir arabuluculuk görevi onları çok rahatsız edecektir. Onlar Prestiji olmayan bir Türkiye’yi sevebilirler) Zira onun derdi ille de İran’ı vurmak ve savaş çıkartmak, savaşa batılı ülkeleri bulaştırmak ve bunun neticesinde de kendi konumunu daha da güçlendirmektir. İsrail ancak gergin bir Ortadoğu’da rahat edeceğini düşünüyor. Anlayışı gereği sürekli kan akacak ve bundan batının desteğini yanında görecek. Savaş tamtamlarının çalmadığı bir Ortadoğu sivil düşünecek, sivil düşünen halklar yönetime dâhil olma kıvamına gelecek ve bu da İsrail’in kukla rejimleri boyunduruğu altına almayı zorlaştıracaktır. O zaman Ortadoğu halkı onurlu yöneticileri seçme yoluna gidecekler. Bu şuura sahip ülke ve halklar İsrail’in asla böyle gamsız zulmetmelerine izin vermeyecektir. Böyle bir Ortadoğu’da İsrail bu kadar pervasız davranabilir mi?
İran abluka altına alınınca Türkiye diplomatik girişimleriyle İsrail’in oyununu bozdu, sonraki adımı İran’ı vurma üzerine kurgulanan senaryosu boşa çıktı İsrail’in… Türkiye’nin bu anlaşmayı sağlayan en aktif ülke oluşu da İsrail’i zora sokmuştur. Çünkü prestiji her geçen gün artan bir Türkiye İsrail’i çok ciddi bir şekilde rahatsız etmektedir. Güçlü bir Türkiye bölgede İsrail’in zulmünü sürdürmesine en ciddi engeldir. Ayrıca Arap ülkeleri bu başarıyı gösteren Türkiye’yi örnek alıp halkın egemenliğini esas alana yönetimlere geçer ise nelerin olacağını yukarıda anlattım.
İran’ın ne yapmasını istiyorlar?
İsrail başta olmak üzere ABD İran için tek şey düşünüyorlar;
“Yok oluş”,
Bu mümkün değilse diz çöküp yalvaracak İran;
Ben yaptım siz yapmayın diyecek duruma gelmelidir.
İran bu duruma düşer mi düşmez mi ayrı mesele, ancak Türkiye ve Brezilya bu son gelişmeyi en katı bir şekilde savunmalıdırlar. Yoksa arabuluculuk ve güven problemi doğmasını isteyenler en azında bu emellerine ulaşmış olacaklar.
abd ve israile ne yaparsa(k) boştur. çünkü türkiye-iran ne yapsada onlar 100 yıllık planlarını uygulamaktan alı koyamayız.bunlara karşı koyacak ve bunları engelleyecek tek güç bilinçli halk eğemenliklereidir. başta arap ülkelerindeki abd ve israilin maşa yöneteicilerini-idarecilerini indirip şuurlu yönetici ve ülke insanının bir olmasıyla engellenebiliir. ve başta ortadoğu ve tüm insanlığın huzuru-barışı-refahı sağlanablir. bunu unutmamalıyızki israil ve abd planlarından asla vazgeçmeyecekler. ama planlarını uygulamada dünya kamuoyunun tepkisini çekmemek için farklı teknikler uygulayacaklar. Allah'a emanet olun hocam.
Mayıs 21st, 2010 at 14:25ahmet abi,israil in isi gucu fitne cıkarmak.insanlıga kotuluk yapmak icin tasarlamıslar kendilerini.suriye ile sınırlar kaldırıldı,lubnanlada kaldırıldı bu haya alamettir bence.tanklarımızın toplarımızın yolunu israile kadar actık..siyonizm ya kuzu olacak yada imha edilecek..demedi demeyin..
Mayıs 28th, 2010 at 19:10