Dindarlık; Gelişmişlik ve Devlet
Şimdi sorun kendinize: 250’lik IQ derecesiyle dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dine mensuptur? Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür? Çünkü: Çocuklara ve genlere kaliteli eğitim verirler...Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir)..
Peki: Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür? Cevap: Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan sistemler uyguladıkları için (sözde Din eksenli, sorgusuz, araştırmaya önem vermeyen, ezberci ve dayatmacı eğitim...). Oysa dünyada yaklaşık 1 Milyar 676 milyon Müslüman yaşamakta. Yani, toplam dünya nüfusu içinde her 5 kişiden biri Müslüman. Her bir Hindu'ya 2, her bir Budist'e karşılık 2 Müslüman vardır. Her bir Yahudi'ye karşılık olarak da 114 Müslüman bulunmaktadır. Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?
Nedeni eğitim(sizlik)dir. İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi var ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunur. Yani üniversite başına 3 milyon kişi düşmekte!.. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite.. Bunların kalitesi başka bir sorun!.. Fakat, sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite vardır. Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan ‘Dünya Üniversitelerinin Akademik değer Listesi’ne halk çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin hiç birinden ilk 500’e giren bir üniversite olmadı. Neden? Bunun cevabı sadece: Kalitesiz, niteliksiz, amaçsız, anlamsız ve ezberci eğitimdir...
OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma oranı % 89’dur. Bunların %98’i en az ilkokul ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15, Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oran ise %100’dür. Yani bu 15 ülkede okuma-yazması olmayan tek kişiye rastlamak mümkün değil. Oysa İslâm ülkelerinde durum bunun zıddı olup: Her 100 kişiden sadece 40’ı okuma-yazma bilir. Herkesin okuryazar olduğu bir tek Müslüman ülke yok!..Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir.
BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. Müslüman çoğunluğa sahip 57 ülkedeki bilim adamı sayısı sadece 230 kişidir. (Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.) Ve beher 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmekte. Teknisyenler bakımından Müslüman Arap ülkelerinde durum daha da kötüdür: Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunur. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen vardır.
NEDEN?.. Kalitesiz eğitim ve araştırma geliştirmeye yeterli kaynak ayrılmaması... Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin sadece % 0,2’sini AR-GE’ye aymakta. Buna karşın Hıristiyanlar araştırma-geliştirmeye % 5, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.
SONUÇ: İslam dünyasında yeni bilgi üretebilecek kapasite yok. Ayrıca dünyada üretilen bilgiyi kendi halkına öğretmekte başarısızlar. Bunun kanıtı ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır: Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oranı %1; Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3; Hıristiyan Singapur'da % 58'dir.
Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır. İlginçtir, 57 İslâm ülkesinin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretir; Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Hesaplama: Satın alma gücü eşitlenerek yapılmıştır.) Mal ve hizmet üretimi İspanya’da 1 trilyon doların üzerinde; Katolik Polonya’nın mal ve hizmet üretimi 489 milyar dolardır. Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapar.
İşin daha acıklı tarafı şu: İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılasına oranı hızla azalmakta! O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?
Cevap: Eğitim!. Tam anlamıyla söylersek; kaliteli ve çağdaş eğitim yoksunluğu. Çok kesin biçimde söylersek; akılcı olmayan, ezberci, teslimiyetçi, sözde din, hurafe eksenli ve çağdışı eğitim...
(*) Yararlanılan Kaynak: Dr. Faruk Saleem, Pakistan (bitmedi….)