din şuuru, diyanet ve ilimle amel; gaflet, hıyanet ve belâda tekerrür; büyük utanç, İslâm'a ihanet ve rezillik...
Süratle paralize olan, İnsan Hakları, Adalet Ahlâkı ve Hukuk yönünden sürekli değer kaybeden İslâm toplumu için; En önemli, en stratejik kurum şüphesiz (din öğreticisi anlamına gelen diyanet değil) DİNAYET; Din ve Âyet İşleri Başkanlığı ya da Milli Müftülüktür.
Osmanlı Devleti’nde “Din ve Ayet İşleri” bütün İslâm ülkeleri ile azınlık mezheplerini kapsar biçimde din işleri Meşihat Makamlığı'nca Devlet Reisi Halife adına Şeyhülislam eliyle yürütülürdü. 1920’de kurulan Meclis Hükümetince Meşihat, Şeriyye ve Evkaf Vekâleti adıyla müstakil bir bakanlık olarak teşkil edildi. Hilâfet kurumu Lozan sonuçlanıncaya kadar (1924) sürdü. Lozan Antlaşmasının imzalanmasından (1923) sonra anlaşma hükümleri istikametinde, azınlıklar dâhil bütün din teşkilâtı yeniden düzenlendi. “Din hizmetlerinin politikanın dışında ve üstünde tutulması gereğinden hareketle” 03 Mart 1924 tarihinde, müstakil Şer'iye ve Evkaf Vekâleti (Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı) ilga edilip yerine; 429 sayılı Kanunla, Başbakanlık bütçesine dâhil ve doğrudan “Başbakanlığa bağlı” Dinayet İşleri Reisliği kuruldu.
Ayrıca, ola ki saltanat ve halifelik iddiasında bulunmasınlar diye Hilâfet; “TBMM Şahsiyeti Maneviyesinde Mündemiç Olmak Kaydı Şartı” ile Hanedan elinden alındı. 5 Mart 1924’de de son Halife Abdülmecit ve ailesi; malları müsadere edilerek sürgün edildi.
Akabinde Millî Mücadele yıllarında büyük hizmetler vermiş, idarî tecrübesi ile maruf, Ankara Müftüsü Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi, 1 Nisan 1924’de Dinayet İşleri Reisliğine atandı. Kendisine en yüksek devlet memuru maaşı bağlandı. Diğer bakanlara verilen “kırmızı plakalı bir makam aracı” tahsis edildi ve protokolde en ön sıralarda yer aldı.
Dinayet İşleri’nin merkez teşkilatı, kuruluşunun ilk yıllarında Müşavere Heyeti, İdare ve Sicil Müdüriyeti, Müessesatı Diniye Müdüriyeti, Evrak Müdüriyeti ve Levazım Müdüriyeti birimlerinden oluşturulmuştu. 1927’de Tetkiki Mesahif Reisliği (Mushafları İnceleme Kurulu) ile Teberrukât Heyeti Reisliği (bağışları denetleme kurulu) birimleri teşkil edildi. Atatürk’ün öldürülmesinden sonra da 5 Temmuz 1939 tarihinde kabul edilen 3665 sayılı kanunla bir Reis Muavinliği ihdas edildi. 4 Haziran 1935 kabul ve 22 Haziran 1935 yürürlük tarihli 2800 sayılı "Diyanet (!) İşleri Reisliği Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanun", ilk teşkilat kanunu oldu.
2800 sayılı kanunla teşkilat yapısı düzenlenen ve 11 Kasım 1937 tarih ve 7647 sayılı kararname ile yürürlüğe konan "Diyanet İşleri Reisliği Vazifelerini Gösterir Nizamname” ile 1939-1950 döneminde yaşanan elim vukuatlar, men ve müdahaleler hariç olmak üzere, 1927 yılında oluşturulan yapı, 1950 yılına kadar sürdürülmüş olup, 20 Nisan 1950’de DP’nin ısrarlı talepleri karşısında iktidarca yürürlüğe konulan 5634 sayılı Kanunla Diyanet İşleri Başkanlığı günün şartlarına göre yeniden düzenlenerek: ‘Hayrat Hademesi’ ile ‘Yayın Müdürlüğü’ adı ile 2 yeni müdürlük kuruldu. İlk kez "Gezici Vaizlik" ihdas edilerek atamalar yapıldı. Son olarak: 1951’de, ‘Dini Yayınlar Döner Sermaye Saymanlığı’ kuruldu.
1961 Anayasası (Md.154) Diyanet İşleri Başkanlığı'nı “sıradan” bir Anayasal kurum olarak düzenledi. Genel idare içine aktardığı kurumun, özel kanunla belirlenen bazı görevleri yerine getirmesi öngörüldü!... Geleneksel uygulamaların tamamı ile kuruma özellik, özerklik ve ayrıcalık tanıyan bütün mevzuat işlemez hale getirildi. Anayasa’nın öngördüğü yönde 22 Haziran 1965 tarih ve 633 sayılı "Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun" ile yeniden düzenlendi. 30 Nisan 1979 tarihinde yürürlüğe giren 26 Nisan 1976 tarih ve 1982 sayılı Kanunla 633 Sayılı ‘Kuruluş ve Görevler’ ile ilgili yasada değişiklik yapılarak, yegâne olumlu icraat babından kurumun yurt dışında da teşkilatlanması sağlandı ise de;, Bu yasa, Anayasa Mahkemesi'nin 18.02.1979 tarih ve E.1979/25,K.1979/46 sayılı kararı ile iptal edildi. İptal sonucu 633 sayılı Kanunun 1982 sayılı Kanunla değişen maddeleri yürürlükten kalktı ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile çeşitli kanun ve KHK’ler, mer-i 633 sayılı Kanunun bazı maddelerini hükümsüz kıldı.”
Böylece Atatürk’ün, olağanüstü önem ve ağırlığına binaen Genel Kurmay Başkanlığı ile eş zamanlı olarak kurduğu “DİN-AYET İşleri Başkanlığı” sürekli taciz ve rencide edildi.