Dikkat Dikkat!
Toplum olarak teyakkuzdayız! Hazır ve nazır, etkiye tepki vermeyi bekler olmuşuz adeta. Savunma mekanizmamız öylesine gelişmiş ki; her an biri hakkımıza tecavüz edecek endişesiyle yaklaşır olmuşuz etrafımıza.Çünkü biz biliriz ki; bir anlık boşluğumuz hayatımızda derin izler bırakabilir. Evinin sokağındaki bakkaldan meyvesini alan kızın ölümünün ardında gizlenen karanlığın vahşetini kim tahayyül edebilirdi ki? Proaktif olmamanın sonucunda avuç içinden kayıp giden nice hayatlar…
Hayat her zaman tetikte olmamızı öğretir bizlere… Daha küçücükken annemizin uyarıları ile başlar teyakkuzumuz “aman kızım tanımadığın biri sana şeker uzatırsa alma, sakın ha evde yalnızken kim o demeden kapıyı açma, aman şunu yapma-bunu yapma”lar… Oysa bize evham gibi gelen, gereksiz olduğunu düşündüğümüz her uyarının altında yaşanmışlıklar yatar. Adamın elinden şekeri alan kız bayılmıştır ve gözünü bilinmezde açmıştır... Kapıyı pat diye açan kız, içeri dalan kişinin katili olacağını düşünememiştir… Ve “nasılsa benim başıma gelmez” diye düşünülen şeylerin başa gelmesi muhtemeldir…
Ailede başlayan yapma-etmeler, iş hayatında şekillenir kurallar silsilesiyle… Bizler teyakkuzu ailemizin kanatlarından kopmayı başardığımızda öğreniriz tüm gerçekliğiyle. Erkekler genellikle askere gidince tanışır Mr. Hazır Ol ile. O komutan, teyakkuz yoksa ölüm var gerçeğini öğretir ana kuzusuna. Böylece saliselik bir zaman diliminde düşmanın canına kastedebileceği korkusu mehmetciği, cephede kuş uykusu tabir edilen yarı uyanık uykulara iter.
Teyakkuzun anlamı uçuş ekibinin beynine “Havacılıkta her kuralın kan ile yazıldığı” gerçeğiyle aşılanır. Kuralı uygulamayı unuttuğun anda, kanlı listeye adın kazınır der dipnotlar... Gerçeğin kabusa dönüşebileceği kurgusu kafanda, imzanı çakmışsındır sözleşmeye ve o tetikle gerilim senaryoları yazarak binersin uçağa. Bu korku belki de seni hayata bağlar. Seni gündelik yaşamın kokuşmuş sıradanlığının rehavetinden, yaşlılığından kurtarır, enerjik tutar. Canlı bomba ile iyi insanı ayırt etmeni, cintonik olmanı, yeri geldiğinde de gizli “hero” (kahraman) olmanı sağlar. Her şeyin bedeli olduğuna göre “paranoyaklık” da fiyata dahildir, bu da işin KDV’si ne de olsa…
