Didimli Kadınlar “Kadına Şiddet”i Desteklemedi Yazık!
Kadına şiddet...
Kadına taciz...
Kadına tecavüz...
Kadın öldürmeler...
Evet bu anlamları içeren bir etkinlik yapıldı... Kadın Sığınma Evi Derneği Eski Başkanı Fatma HATUK tarafından... Amma sıfıra sıfır elde var sıfır !
Kadınlar desteklemedi...
Kadınlar katılmadı...
Kadınlar bu umursamazlıklarla tabiri caizse sınıfta kaldı...
Tabii burada "Kadınlar" derken; "DİDİM KADINLAR"nı kastediyoruz! Zira Kuşadası'ndan destek geldi. Her ne kadar gelenler arasında geçen haftalar içerisinde orada öldürülen bir kadının yakın akrabaları ve komşuları dahi var idiyse de DİDİM'DE Kİ KADINLAR GİBİ (!!) gelmeyebilirlerdi!
Onlar da umursamayabilirlerdi...
Onlar da "BANA NE" diyebilirlerdi...
Onlar da "kaygısız aşım, ağrısız başım" diyebilirlerdi...
Onlar da "bana dokunmayan yılan" diyebilirlerdi...
Amma demediler işte!
Onca yolu katettiler geldiler.
Belki bir ses, iki ses, üç ses, dört ses derken büyük bir ÇIĞLIK olarak mesaj verilebilirliğini düşündüler ve geldiler...
Dayanışma işte bu.
Ses getirme işte bu.
Dikkat çekme işte bu.
Amma Didim'de bu duyarsızlık sadece KADINLARA mahsus değil ki! Erkeklerde de var... Siyasilerde var... Örgütlerde var... Örneğin EĞİTİM-SEN'in etkinliksiz günü geçmez amma 5 -10 kişiden fazla taraftar bulamaz...! Oysa toplum yararına yapılıyor. Destek yok! Fakat nimetlerinden kimse şikayetçi değil.
Oh ne ala
Elini taşın altına koymadan kazanmak ne güzel. Hele bir de İŞKEMBE büyükse ! Deyme keyfine...
Neden peki bu duyarsızlık?
Korku mu?
Çekinge mi?
İhmallik mi?
Tembellik mi?
Hiç birisi değil... VURDUM DUYMAZLIK efendim bunun adı.
"Bir elin nesi var, iki elin sesi var" öyle değil mi?
Bunlar olmamalı...
Kar topunu düşünelim!
Küçücük bir topun nasıl da kocaman bir top olduğunu düşünelim!
Sözün Özü!
Kadınların özellikle taciz, tecavüz, şiddet ve öldürülmeleri karşısında BİRLİK olmalarını beklerdim. SES GETİRMELERİNİ, DAYANIŞMA içerisinde olduklarını, bu eğilimde olanlara göz dağı verilmesini beklerdim. Tabii ki Hükümetin dikkatini çekmek de cabası...