Didim Belediye Yönetimi Yıkımda Kararlı…
Usulsüz yapılaşma.. Haksız, hak sahibi olma...
Adam kayırma... Partizan tutum... Ve de Eşit, Hak'ça Muamele...
Evet işte belediye yönetimi, başkan Vekili Ö.Ercan ATASOY'un almış olduğu kararın arkasında. Yani usulsüzlükle elde edilmiş olan, bir şekilde hak sahibi olunan, tüm bu olumsuzluklara rağmen üstelik sesi en çok çıkan kat - pergule - yer kazanım (ZADELERİN) haksız işgallerine son verilecek.
Aslında bugünlere gelinmiş ve bir şekilde işgaller oluşturulmuş, haksız kazanımlar elde edilmişse bunun tek müsebbibi yine yönetimler değil mi?
- Yap hallederiz...
- Yap görmeyiz...
- Biri şikayet edene kadar devam...
- Benim adamım...
- Bizim partili....
- İdare edelim bir süre...
Ve işte, bıçak kemiğe dayandı!
Ne kadar bentler yapılırsa yapılsın, ne kadar betonlar dökülürse dökülsün, setler, kanallar yapılırsa yapılsın, su nasıl mecrasını eninde sonunda ağa, paşa, zengin, fakir, dil, din, ırk gözetmeksizin her zaman buluyorsa; adalet, kanun da eninde sonunda tecelli ediyor ve işgalleri, usulsüzlükleri, haksız kazanımları tekrar alıyor.
Ancak olan fakir - fukaraya oluyor!
Zengin "arabasını dağdan aşırsa" da pek koymuyor amma, fakirin "düz yolda şaşırması", ona pahalıya mal oluyor! Zengin "ya tutarsa" diye göle, pardon haksız kazanıma, sadece maya çalıyor! Tutup tutmayacağına bakmadan, yoğurtmuş gibi SATIYOR, işin garip yanı rağbet de görüyor üstelik! Oysa fakir "çoluk-çocuğunun boğazından keserek" onların istikbali için günübirlik çalıştığı gibi, emanet olduğunun da farkında! Göze batar korkusuyla ortalıkta fazla gözükmemeye özen göstermekle kalmaz, "hürmet ve saygıda kusur etmemeye" çalışarak mümkün olduğu kadar emanete zarar gelmemesine özen gösterir! Buna rağmen İTİLİR.. KAKILIR..!
Neyse ki su akarını bugünlerde tüm Dünya'da sık sık buluyor (!) ve insanlara maddi manevi büyük zararlar veriyor ise de; hak, adalet ve kanun da yerini buluyor sanırım. Örneğin Didim'de Başkan Vekili ATASOY'un; "kararlıyız" demesi, "bu mantığı tamamen sileceğiz" demesi, "yeter artık" demesi, "baskılardan yıldık" demesi, en azından Didim'de olagelen bir gerçeği gösteriyor! Ve bu olumsuz gelişen gerçeklerin artık üzerine gidileceğini söylüyor.
Sözün Özü!
Bence doğrusu bu. Kişilerin kanunsuz ve adaletsiz icraatlarına müsaade edilmemesi ve deyim yerindeyse "iyi iken kötü" olunmaması açısından da çok önemli. Doğruları savunmak, sözlerin arkasında durmak, doğru işlerle mümkündür ancak. Yanlış işler bir yere kadar gider ve YANKI gibi tekrar döner! Dönmesi de oldukça yaralıdır... Kırıcıdır... Sancılıdır... Üzücüdür... ATASOY bunu göze almış...Tebrikler.