Devran Tersine Dönerse
Hayatımızda beklemediğimiz öyle şeylerle karşılaşırız ki bütün dengelerimiz alt üst olur. Canımız sıkılır, içimiz yanar. Hatta hayatımızın bile bittiğini sanırız bir an için, fakat hiçte böyle olmaz bakarız hayat inişiyle ve yokuşuyla devam eder yine.
Olanların nedenini ve niçin ini araştırırız, nerde hata yaptığımızı sorgularız. Karşımıza önemli bir şey çıkmaz kendi adımıza. Ama hak etmediğimiz ve hiç istemediğimiz olaylar neden gelir başımıza bizi düşündüren budur. İnsanlar neyi ne zaman ve nerde yaşayacaklarını bilemezler. Ayrıca yaşam boyunca başımıza gelecekleri de bilemeyiz buna sözüm yok ancak insanın hiç hak etmediği bir durumla karşılaşması çok acı ve üzücüdür.
Bunları söylerken toplum içinde insanlarla beraber yaşadığımızı göz ardı etmemem gerektiğini düşünüyorum. İnsanın olduğu her yerde güzellikler ve çirkinlikler olacaktır elbet. Her insanın yapısı ve düşüncesi bir değil, insana ve olaylara bakış açıları da farklı olacaktır. Fakat öyleleri var ki toplumda insan olmaktan çok uzakta. İşte diğerlerini rahatsız eden de bunlar.
Bazıları vardır, ya birilerinin emriyle ya da birilerine yaranmak için olmadık işler çevirmeye kalkarlar. Yalan, iftira, çamur atma ne sayarsanız vardır onlar da. Bunların insanlığından bile şüphe edilir. Hal böyle olunca da beklemediğimiz olayları yaşamamamız sanırım kaçınılmaz oluyor. Sadece kendimi kastetmiyorum pek çok insan böyle düşünür. Öyle olur ki bu insanlarla mücadele etmek için hayatını bile koyarsın ortaya, her türlü planı uygulamak için karar verirsin hatta kendi adına yemin edersin.
Her insanın diğerine yapabileceği bir şey mutlaka vardır. Bu tartışılmaz. Fakat onurun ve haysiyetin ağır basar burada, onların seviyesine düşmeyi gururuna yediremezsin. İzin vermez sana inancın ve yaşam felsefen.
Bu durumlar karşısında ne yapılmalı sorusu geliyor aklımıza. Sanırım en doğru davranış sabırlı olmak ve taşkınlık yapmamaktır bence. Çünkü kötüye karşılık verdiğinde sen de kötü olabilirsin. Ya da ummadığın bir belaya sürüklenebilirsin. O insanlara gülüp geçmek en güzeli, eğer azda olsa onurları varsa yaptıklarından utanacaklardır.
Yoksa eğer, zaten insan kimliğini kaybetmiş yalnız bedenen var olanlardır. Onlarla da muhatap bile olmak dürüst insan işi değildir.
Öyle bir gün gelir ki kendini şer odağı olarak gören ve başkalarının dalkavukluğunu yapanlar kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdir.
Hiçbir değerleri ve yerlerinin olmadığını anladıklarında çevrelerinde de kimseyi bulamayacaklar sap gibi ortada kalacaklardır. Yaptıklarından dolayı vicdanları rahatsız olmayacak belki ama aynı olaylar kendi başlarına geldiği zaman deve kuşu gibi kafalarını kuma gömüp saklanmaya çalışacaklardır.
Ben kendi adıma, başkalarına maşa olmuş, onurunu kaybetmiş bu insanı insan olarak görmem. İnsanın bir duruşu, bir yaşam biçimi olmalı. Yeri ve konumu ne olursa olsun kendi benliğini yaşamalı. Bu gün başkasına yaptıklarının yarın kendi başlarına geleceğini unutmamalıdırlar.
Bu gün için belki kendilerini üstte görüyorlar ama bu günün birde yarını var. Devran tersine döndüğü zaman ne olacak acaba?
Asıl olan şu olmalı, yaşam, değer, medeniyet insan için ise hepimizin bu değerleri taşıması lazım. Çamur atmak, iftira etmek medeni insanların işi olmamalı. Medeni insan saygıyı, sevgiyi ve değer vermeyi bilmeli. Doğrulardan yana tavır koyabilmeli ve takdir edebilmeli.
Başımıza ne geldiyse bunlara önem vermediğimizden geldi. Öyle ise herkes gözünün önüne bakmalı artık. Basit değerler üzerinde durmak yerine dengeler oluşturulmalı, aşamalar kayıt edilmelidir. Çamur at izi kalsın mantığı yerine, toplumun huzur ve refahı için projeler geliştirilmelidir. Eğer bireyler başkasının onuruyla oynamaya çalıyorsa, onun hak etmediği ithamlarla söyleniyorsa ya da kişinin yaşamına saygısızlık yapılıyorsa bilinmelidir ki alacağı bir cevap mutlaka vardır.
Bu devran hep böyle gitmeyecek bir gün tersine dönecektir. İşte o zaman herkes yaptığının karşılığını görecektir.
Sevgılı Hocam,
Yazınızı okudum,ellerinize ve yüreğinize saglık... Iyı kı burdasınız.
Devranın tersine dönmesi birilerinin saltanatının bitmesınden kaynaklanıyor. Tanrıya olan inancımız yeter ki eksik olmasın ,isyana dönüsmesin.
İnsanoglu üzdügü kadar üzülüyor,kınadıklarını yaşamadan ölmüyor.
İnsan, cahil kisilerin ne yapacaklarını asagı yukarı bildiği için yönünü hiç hata yapmayacaklarını umduğu egitimli kisilere güvenmek zorunda kalıyor.Seçimini iyi yapacaksın.
Çoğunluğu için söylemiyorum ama ah okunan kitaplar ve alınan eğitim insanı insan yapsa dirlik ve duzen olurdu.
Gecen gun bır arkadasım soylemıstı:
"Egitimini almış ve hala yanlışlarına devam eden insanlar,sırtında kitap tasıyan eşekten farklı degildir"
Ankara dan saygılar...
Mayıs 22nd, 2011 at 11:24