Devletin Tiyatrodan Çekilmesi Geç Kalmış Bir Uygulama!
Kamulaştırma ve devlet girişimleri, özel sektörün gelişmediği dönemlerde ve sektörlerde son derece hayati önem taşıyan bir yöntemdir. Gerek Cumhuriyetin ilk yıllarında gerekse geliştirilmesi önem taşıyan bazı sektörlerde ve/veya alanlarda bu politikalar uygulanmış
ve son derece önemli kazanımlar elde edilmiştir. Hatta bu dönemde bu sürecin ayakları yere basması için, "devletçilik" Cumhuriyet sonrası Atatürk tarafından 6 ilkeden biri haline gelmiştir. Ne var ki o dönemde M. Kemal o ilkeleri ortaya koyarken, kendisinden sonra bu ilkelere tapılacağını aklından bile geçirmemiştir. Zamanla bu ilkelere tapınılma öyle boyutlara varmıştır ki, tartışılması bile "abesle iştigal" olarak görülmüştür.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında her alanda olduğu gibi tiyatro ve san'at-ı bedia (güzel sanatlar) da yok denecek derecede zayıftı. Bu alandaki ilerlemelere ilk ivme olması açısından Devlet Tiyatroları, Devlet Sanatçılığı, Cumhuriyet Senfoni Orkestraları, Opera ve Bale kurumları oluşturulmuş ve bu kurumlar ve/veya kuruluşlar, o dönemden bu günlere önemli hizmetlerde bulunmuş ve DEVLETİN KONTROLÜNDE VE ELİNDE OLMASI YÖNÜYLE (bu açıdan) miadını doldurmuştur.
Bu gün için bu tür bütün faaliyetlerin ve kurumların özel sektör çerçevesinde yürütülmesi gerekmektedir. Bu dönüm noktası kanımca geç kalmış bir dönüm noktasıdır. Ne var ki, bu durum daha da geç kalınmış olmaktan evlâdır.
Sanat Ruhu ve Devlet Müdahaleciliği:
Dünyada da bir çok ülke ve imparatorluk, güzel sanatlarla, sinema ve tiyatro ile müzik ile, uzun süren ideolojilerini yürütmüşler, bu tür ideolojilerini ve sistematiklerini sürdürmek için tam anlamıyla kullanmışlardır. Bu açıdan sanat (kapital destekli) egemen meşru gücün oyuncağı olmuştur. Türkiye'de de kim ne derse desin uzun bir dönem bu devam etmiştir.
Dün için, devletin sanatla müteşebbis olarak ilgilenmesi ne kadar gerekli ise, bu gün için o kadar anlamsızdır. Zira nüfus artmış, burjuvazi ortaya çıkmış, toplum plural (çoğulcu) bir yapıya bürünmüş, iletim/iletişim organları ve teknolojileri almış başını gitmiş, ülkeler dünyanın küçük birer köyü haline gelmiştir. Yani bu şartlarda devletin GİRİŞİMCİ OLARAK sanat ile ilgilenmesi garabet haline gelmiştir.
Yanılsamaya Dikkat!
1. Devletin tiyatrodan sanattan MÜTEŞEBBİS OLARAK çekilmesi demek, devletin bu alanlardan uzaklaşmasını gerektirmez. Tam tersine daha seçici davranabilmesi için önü açılmış olacaktır. Müteşebbis olarak sanatsal faaliyet yürütürken TARAF olan devlet, bu alanı özel sektöre bırakarak, tarafsız bir konuma girecektir. Bu haliyle de kurumlar üstü davranarak, sanatsal alanda teşvik ve politikaların belirlenmesi konusunda daha yerinde ve verimli çalışmaların üretilmesini sağlayacaktır.
2. Devlet halktan kopuk, halk nezdinde talep görmeyen sanatsal faaliyetleri kurumsal görev kamburundan kurtularak yürütmek zorunda kalmayacaktır. Sadece Tiyatro değil Devlet Opera ve Balesi vs. de bu kapsamdaki açılımlardır.
3. Hemen hemen çoğumuz, devletin bu alanda üretici olmasını değil, yol gösterici, koordine edici, politika belirleyici bir suje olmasını ister. Bu politik değişim veya değişim hamlesi bunları sağlayacaktır.
Bu gün Devletin Tiyatrolardan çekilmesine karşı direnen kesim tam anlamıyla SİYASAL BİR DİRENÇ göstermektedirler. Kaldı ki, devletin tiyatrodan çekilmesi demek bu kurum ve kuruulşların kapısına kilit vurmak demek değildir. Sadece ve sadece devletin sahipliğinden kurtulacaktır. Yani Ne Reşat Nuri Sahnesi, ne Muhsin Ertuğrul Sahnesi kapanmayacaktır. Zira bu ve böylesi mekanlar son dönem Türk san'atının anıt yapıları konumundadır. Bu gün devletin tiyatrodan çekilmesini protesto eden psikoz ile İBRAHİM MÜTEFERRİKA'NIN MATBAASINA KARŞI ÇIKAN psikoz MALESEF aynı psikozdur. Bunları "müzmin regl psikozu" olarak adlandırıyorum.
"Müzmin Regl Psikozu" nu da bu (önümüzdeki) Pazar yazımızda detaylandırmış oluruz.
Ülkemiz için aydınlık yarınlar temennisi ile esen kalınız efendim.
Not:
Bu yazı, https://www.bilgiagi.net, www.timeturk.com, http://www.bilgievreni.com, http://www.kamudanhaber.com, http://www.siyasalforum.org, http://www.gazetecanik.com, http://www.gercekgazete.web.tr, www.bolgeselhaber.com, www.unyekent.com www.hizmettv.com.tr, www.sinematur.com, www.ahmetfidan.com ile, Gazete Canik, Unye Kent, Gazete Gerçek, vb. kağıt bası gazetelerde yayınlanmaktadır. Yazarın izni olmaksızın başka hiçbir yayın organında kaynak veya dipnot göstermeksizin kısmen veya tamamen alınamaz, çoğaltılamaz.