Devlete Teslim Olanlar, Milli İradeyi Kendi İradeleri Zannediyorlar
“Devleti değiştireceğim” diye yola çıkanlar, geriye doğru değişerek devlete teslim oldular…
Bugün yaşanan tüm sorunlar, devlete esir düşünce, devletin zehirli dilini benimsemekten kaynaklanıyor… Aynen dünkü gibi…
Devleti yenmenin birinci şartı iktidarı, yetkiyi paylaşmaktan geçiyor.
Ne diyordu Sevgili Münir Aktolga dünkü yazısında; “Türkiye’de burjuva demokratik devriminin temel sorunu,Devletçi üretim ilişkileri zemininden kaynaklanan antika merkeziyetçi Devlet yapısının yerine sivil toplumun yerelden yönetmesini esas alan bir yeniden yapılanmayı inşa sorunudur… Çünkü, Türkiye somutunda burjuva devrimi olayı, eski Devletçi üretim ilişkilerinin yerine kapitalist üretim ilişkilerinin inşasından ibarettir ki, bu da gene Türkiye somutunda sadece Kürtlerin değil bütün herkesin-bütün sivil toplum güçlerinin- yerelden yönetime katılabilmelerini zorunlu kılmaktadır… Ancak bu durumdadır ki, yeni Türkiye’nin devleti de aşağıdan yukarıya doğru örgütlenen bu sivil toplumun örgütlü gücü haline dönüşecektir… Aslında AK Parti ve Kürt demokratik hareketi bu mücadelede antika Devlete karşı aynı saflarda ortaya çıktılar ve birlikte yürüyerek eski Devletçi-Kemalist statükoyu alt ettiler.Ama şimdi, artık Anadolu burjuvazisinin bir kesimini temsil eder hale gelen Erdoğan ve danışmanlarından oluşan jakobenler, bir yandan başlangıçta bizzat kendisi bir koalisyon olarak ortaya çıkan AK Parti’yi dönüştürerek onun bir burjuva fraksiyon partisi haline gelmesine neden olurlarken, diğer yandan, Türkiye’nin zencilerinin “Kürtlerle olan tarihsel beraberliğini- koalisyonunu- da bozuyorlar!… Öyle ki, bunlar “Türk tipi başkanlık“ falan diye allem edip kallem ederek meseleyi bir Devlet meselesi, Devleti kurtarma meselesi haline getirmeye çalışıyorlar!.. Çünkü, “Devleti ele geçirdiklerini” sanarak mevcut yapıyı değiştirmeden ona el koyarak, onunla- Devletle-Devlet sınıfıyla- ittifaka kalkışan devrimin bu jakoben“kahramanları”- sonunda kendilerini Devletleştirdiler!… Ne kadar ilginç değil mi, Osmanlı artığı bir “stratejik zihniyetle” fethe çıkanlar fethederken fethedildiklerinin farkında bile olmadılar!!…
*
Aktolga yazısında ayrıca; “….. 20. yy kalıntısı antika bir “solculuk“-Kürt milliyetçiliğiyle karışık jakoben bir devrim anlayışıyla birlikte -gene 20. yy kalıntısı jakoben bir “siyah Türk devrimciliğiyle” savaşırken, aslında bunların her ikisi de ruh cağırır gibi “kurtarıcı bir yeni ruh, bir mehdi” arayan Devlete-Devletçiliğe hizmet ediyorlar. Etki-tepki ilişkisiyle birbirlerini yaratarak birbirlerinin varoluş koşullarını üreten bu arkaik güçler pusuda bekleyen Devlete hizmet ettiklerinin farkında bile değiller!…” diyerek, bugün yaşanan çatışmanın aynı zamanda eski devleti yeniden ürettiğini, ortaya çıkardığını tespit ediyordu.
*
Sonuç olarak bugün yaşanan çatışma aynı zamanda AK Parti’nin sonunu hazırlarken ve o’na bağlanan umutları yok ederken, eski devletin yeniden üretilmesine katkı sağlıyor.
*Ve Türkiye eninde sonunda büyük tarihi uzlaşmayı gerçekleştirecek. Gerçekleştiremez ise de çok büyük bedeller ödeyeceğiz.