Devlet,Derhal Dur Demeli..!
İlçe idaresinin başı olan Kaymakam Halkın şikâyetlerini dinler, ihtiyaçlarını saptar ve giderilmesi için gerekli önlemleri alır. Kunaymakamın ilçede hükümetin temsilcisi olup, ilçenin genel olarak idaresinden sorumludur. İlçedeki çeşitli kamu kurumlarının çalışmaları arasında eşgüdümü sağlar,Müşterek kararname ile yani İçişleri Bakanının, Başbakanın ve Cumhurbaşkanının imzasını taşıyan bir kararname ile atanan Kaymakam görevlerini bağlı olduğu ildeki valinin denetimi altında yürütür. Kaymakam İlçede yasaların uygulanmasını sağlar, Valinin emirlerini uygular, Törenlere başkanlık eder, resmi ziyaretleri kabul eder.
İlçe İdaresinin başı olarak, sorumluluğunu taşıdığı halkın ve ilçenin her türlü şikâyetini dinlemekle ve gereken önlemleri almakla yükümlü olan kaymakamın görevi sadece kendisine bağlı amir ve memurlar ile ilçeye gelecek resmi konukları ağırlamak değil, vatandaşları arasında olması muhtemel olumlu ve olumsuzlukların yanında gerek kendisine ve ailesine, gerekse yöresine karşı sergiledikleri tutum ve davranışlarındaki yanlı ve yanlış hareketleriyle ilintili olarak, haklarında sözlü ya da yazılı şikâyette bulunulan seçilmiş ve atanmışlara karşı dert ve şikâyetlerini yerinde ve zamanında dinleyerek varsa olumsuzlukların giderilmesi için gerekli önlemleri almaktır.
Devletin ve vatandaşların hak ve ödevleri anayasamızda noktasına virgülüne kadar halkımız ve devletimizin bekası için maddelere halinde yazılarak anlatılmıştır. Ancak ne gariptir ki, devletimizin kuruluşundan günümüze gelişine dek geçirdiği zaman içerisinde özde değil, sözde idarecilerimiz yüzünden vatandaşlarımıza ülkenin ve insanın önemi anlatılmak yerine, yattıkları yerden kendilerine verilenler ile yetinmeleri dikta edildi. Böyle olunca, halk ben yada biz bu verilenleri hak etmişiz, etmemişiz helal ve haram ayrımı yapmada, devletin zar zor topladığı vergiden ayırdığı bütçeden daha çok vereni destekler oldu.
Böylece dinimizin emri olan helâlından kazanıp gönül huzuru içerisinde çoluk çocuk ve çocuğumuzla yiyerek yüce Allahın emirleri doğrultusunda doğru yaşamak yerine, hakkımız olmayanı yiyerek ve giyerek, hem kendimize, hem de yedi zürriyetimize ihanet etmeye devam ediyoruz. Yazımızın başlığına ve içeriğine baktığınızda Kaymakam kimdir sorusuna yanıt ararken, nereden çıktı devletin ve vatandaşın hak ve hukuku diye düşüne bilirsiniz. Böyle düşünenler olarak haklısınız.
Çünkü herkes her ne hikmetse devletin anayasasına bağlı kalıp adam gibi yaşamak yerine, kendi anayasasını icat edip kendi hukukunu sürdürmenin gayreti içerisinde olma eğiliminde olduklarının altını çizerek Aslında yazımızın içeriğinde değindiğimiz konular yaşadığımız ilçenin devlet adına halkından ve her şeyinden tek kalemde sorumlu olan kaymakamın görevleriyle doğrudan ilintili olduğunu anlatmaktır.
Buna göre Kaymakam, ilçe idaresinin başı olarak, devletin sevk ve idaresine hükmeden anayasayı insan ayrımı yapmadan hak, hukuk ve adalet terazisi içerisinde adil olarak uygulamakla yükümlü değil mi?
Evet, anayasada ve kâğıt üzerinde böyle. Ama iş anayasayı uygulamaya geldiğinde hiçte öyle değil. Öyle olmadığı için bizde yaşadığımız şehrimiz Ünye de gelmiş geçmiş bütün kaymakamlarda olduğu gibi halen görevde olan kaymakamımızın da anayasada belirtilen yetki ve sorumlulukların adil bir şekilde yerine getirdiğini söyleyemiyoruz. Örnek mi. Ünye kaymakamı Ünye de ikamet etmeli. Ünye kaymakamı Terme’ de ya da Fatsa da ikamet ederek buralardan Ünye’yi idare edebilir mi? Hayır idare edemez.
Bu nedenle bütün okurlar hepiniz haklı olarak olmaz diyeceksiniz. Anayasamızda kişiler seçildikleri yerde kendilerini seçen halkıyla birlikte ve beraber ikamet eder der.Seçilen seçildiği yerde ikamet etmekle yükümlü olduğu halde,seçilen bazıları tarafından seçildikleri yerde ikamet etmek yerine başka yerleşim yerlerinde ikamet ederek yıllardır ve halen yasa ihlal edildiği halde, yasayı uygulamakla yükümlü olanlar tarafından göz göre göre ihlal edilir ve ediliyor.!
Bunun için vatandaşların şikayetleri beklenmeli mi.Bizce bu ve benzeri konuda vatandaşlardan şikayet bekleyerek vatandaşları zorda bırakmak yerine,söz konusu olumsuzluk giderilmek isteniyorsa ilgilisi tarafından araştırıldığında bu ve benzeri yanlışlıklar görülüp gereği yapılamaz mı? Yeter ki istensin elbette yapılır ve yapılmalıdır.
Buna anayasanın kendisine tanıdığı yetki ve görevi nedeniyle bugüne kadar dur demesi gereken ne kaymakam nede vali dur demedi. Eğer iki günlük fani dünyada Yüce Allah'ın biz aciz kullarına verdiği ömrü hayırlısıyla tamamlayıp ebediyete iyi insan olarak göçmek istiyorsak..
Hiç olmazsa bundan sonrasına iyi örnek olması gereken seçilmiş ve atanmışlar, yasanın kendilerine tanıdığı hak ve yetkileri, kendileri ve bir avuç yandaşları için kullanarak devleti ayağa düşürmek yerine, vatandaşlardan beklediğiniz yazılı ve sözlü şikayetlere bakmaksızın, yaptığınız mutat toplantılarda toplumun ve devletin ortak çıkarını düşünerek soracağınız çapraz sorularınızla, günümüze kadar ve halen bir şekilde yapılan ve yapılmaya devam edilen yasa ihlaline, devletin ve milletin bekası için, dur diyerek, devlete yakışanı derhal yapmalısınız diyor, saygılar sunuyorum.
Ahmet Yenin
Devlet, Derhal Dur Demeli..!