Devlet Kişiden Büyüktür!
Devlet kişiden büyüktür!.. İyi bil bunu!..
Haddini bilerek, davranış göster!..
Kendin seçemezsin ne dinini ne de soyunu!..
Adamlık odur ki, erdemli bir yaşam hoşgörü ister!..
De ki zirvedesin!..kaderin cilvesi, ya da seçim oyunu;
Zirvede kalmaya tek yürek yetmez!..
dürüstlük ister!..
Tarih kayıt düşmüş!.. kişi kendi kurar sonunu!..
Sultan oldum diye övünme sakın!..
Sultanlar da birgün adalet ister!..
****
Ben ve biz… Biz ve onlar!..
İletişim amaçlı, gün içinde onlarca, kez kullanırız bu sözcükleri.
Yerli yerinde kullanıldığında hiç kimse rahatsızlık duymaz bu
sözcüklerden.
Gel gör ki, pek çok sözcük gibi, bunlar da saptırıldı anlamından.
Yazık oldu; idraka… izana.. ve bunlara dayalı tüm hasletlere!..
“Ben” hakimiyet kurdu ülkede; bir türlü “biz” olamadı.
“Onlar” sözcüğü, böldü, ayırdı, dışladı birilerimizi ana gövdeden...
Ne özgürlük artık bizim özgürlük,
ne de ileri demokrasi artık bizim bildiğimiz demokrasi…
Hukuk ve adalet de değişti!.. Kamu malı olmaktan çıktı, özelleşti adeta!..
İradesini kullanarak kendi seçimini yapması gereken bir hukuk temsilcisi, bakanlığın göstereceği adaya, eşek de olsa oy veririm der hale
geldiyse eğer bir ülkede, Ata’nın yüz Bursa nutku da kifayetsizdir artık!..
Hukuk, demokrasi,
sosyal adalet, özgürlük, ve
eşitlikçilik, hatta, saygı, sevgi,
erdem-edep, hoşgörü, liyakat, mutasyona uğrayıp, çıkarla, uyumlu hale gelince;
“ben ve biz”-biz ve onlar” kavramları da gerçek anlamlarını koruyamazdı elbet!... Koruyamadı da!..
Örneğin; adalet; yaratılan delil ve sağlanan gizli tanık
ifadeleriyle binlerce sayfalık iddianamelerden beklenir oldu!.. Niçin diye
sormadan, vicdani bir muhasebe kurmadan yıllarca zindanlarda tutarak; peşin
ceza ile hükmünü yerine getirir oldu hukuk!..
“Yurt bütünlüğüne
ve ulusal birliğine, Cumhuriyetimizin
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” niteliklerine
eylemsel ve açık başkaldırı özgürlük
olarak algılanır oldu…
Bu başkaldırının gaflet dalalet ve hatta ihanet sayılması gerekirken, “İleri demokrasi” adımı
olarak görülmesi; ırzına geçilen kavramlardan birisinin piçinden başka nedir ki!..
Ülkenin namusu da baştakinden sorulur!..Bağımsızlık
namustur!..İçerde hukukun, dışarıda ülkenin bağımsızlığı!
“Baş”tadır akıl, “Baş”tadır idrak!.. “Baş”tadır otorite!..“Koku” da oradan yayılır, “korku”da!..
Baş olmayı, başa inen taş olmakla eş tutan zihniyet, hükmünü
icra için her yolu mübah sayacağını, ta baştan duyurmuşsa, devleti, devlet yapan
kurum ve kuruluşların bu ilkeye göre yeni baştan dizayn edilmesi de, buna göre
kadro oluşturulması dabu plana dahil demekti.
”Laiklerişişe geçirmekten söz eden” birisi o Baş’a, Baş
Danışman olmuşsa; o ülkede, İmama dokunanın yanmasından, irtica ile mücadele
edenlere açıktan savaş açılmasından daha doğal ne olurdu ki?!..
****
“Baş” olmak yetmez,
erdem gerekir, akıl izan, vicdan gerekir!..
Yekpare aldığı ülkeyi bölünmeden teslim etmekle mükelleftir erdemli ve hünerli bir Baş!..
Kardeşliğin de, saygının da, sevginin de, hakkını verir o erdemli hünerli Baş!..
Aldıklarıyla değil verdikleriyle övünür!..Sattıklarıyla değil
yaptıklarıyla övünür!..
Verdiklerinden sayılmaz erzak torbası!.. Balık yedirmeyi değil,
balık tutmayı öğretendir!..
Yüz yıl sonrası için ağaç dikendir!..
Tek doyumluk iftar sofraları
çözüm olamaz açlığa!..
Kendi ülkesinde baş olmuşken, eşbaşkanlık düşünmez; o erdemli Baş!..
****
Nice Baş’lar görmüştür tarih, tutkularına ve ihtiraslarına esir.!..
Sadece; teba olup biat etmesini istemiştir
halkından!..Bir de savaş meydanlarında kendi adına ölmelerini..
Sevr’i bile imzalamıştır böyleleri…
Bölgesinde 24 devletin sınırlarını değiştirecek projede görev
almakla övünen “Baş”lardan “biz”lerin beklentisi boşunadır!.. Farklar doğmuştur
kavramlarımız arasında… Ortak elamanı değiliz sözü bile edilmeyen “biz” kavramının!..
Nice Baş’lar görmüştür tarih.. milletini kurtaran!... Devlet kuran!.. Cumhuriyeti payidar
kılan!.. Nankörü de yok değildir elbet tarihin!..
****
Ben!.. sözünü itina ile kullanır
erdemli bir Baş!.. Biz’dir onun tercihi!..
Paylaşımcıdır!..
“Bizim” demeyi, “benim” deneye yeğ tutar!.. erdemli bir Baş!..
Liderdir!.. Liderlik ise, kamu malı olabilmişlere
verilmesi gereken bir payedir!..
Benim Bakanım’la söze başlayan bir Baş; peşinden kitleleri sürüklüyor görünse de kamunun olmayı
henüz sindirememiş demektir. Peşinden sürükledikleri biat, sadakat ve inat erleridir; gönül erleri değil!..
“Ben” bencilleştiricidir!. Egoizme, faşizme, diktaya sürükler
“Baş’ı!.. Megolamaniye sürükler insanı.. Sultanlık da yetmez o zaman; daha büyük dağları
“ben yarattım’a” kalkar.
“Benim” sözcüğü benimsemeyi değil, daha çok, sahiplenmeyi anlatır!.. İradeye tahakkümü hatta
tasallutu çağrıştırır… Paylaşımcılığın düşmanıdır!..
Vesayetin ta kendisidir!..
Benim bakanım!..,
benim hükümetim… Benim halkım, benim memurum.. benim hukukum, benim savcım,
benim hakimim, benim meclisim, benim merkez bankam.. söylemlerin bir adım ötesi
tehlikeli bölgedir!... Ben devletim!.. gelir ardından.
Enel Hak değildir devlet olmak!..
Ne sen devletsin, ne de devlet senin!..
Nice diktatörlerin, firavunların,
sultanların, kralların rüyasını süslemiştir Devlet olmak!.. Ama; sonlarını erken
getirmiştir bu ihtiraslı rüya, hem de beklemedikleri anda..
Örneği çok!.. Bin Ali’den Çavusesku’ya.. Hitler’den Musolini’ye..
Beşar Esad’a Kaddafi’ye de ayni gerekçeyle “Git” denilmiyor mu!?..
Çavuşesku, kurşuna dizilmeden henüz 14 gün önce; seçimden
%94’lük bir zaferle çıkmıştı!..
Hepsi de-daha başkaları da; “ben devletim!” deme gafletine düşmüşlerdi!..
****
Devlet de kamunun ortak malıdır!..
Öz evladı bile kişinin kendi malı saymayı ihtiyatla karşılar töremiz..
-Evlat? Çoluk Çocuk!? diye sorulduğunda,
“emanet!” sözcüğü eklenir cevabın devamına!
Mütevaziliğin böylesine erdem sayıldığı bir ortamda; “ben devletim - devlet benim!” tavrıyla
ortaya çıkmak ne kadar erdemli bir davranış olabilir ki?!..
Baba malı değildir kamu malı!.. Kendinin sayamazsın!.. Satamazsın da!. Satarsan da
verirsin hesabını günü geldiğinde!..
****
Çok şey anlatır “biz”
sözcüğü!.. yeter hepimize!..“Biz”
der birleşiriz, “bizim” der paylaşırız!..
Bu ülke bizim!.. Bakanı da!. Hakimi de Savcısı da!. Bizim olmalı!..
Vatan da Ordu da.. dil de!
Sen sadece bugün için bir Baş’sın!...
Vakti gelince, çekip gideceksin!..
Senden öncekiler de hep öyle yaptı!..
Biz bize kalacağız!.. “Biz” der birleşiriz, “bizim” der paylaşırız!..