content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

13 Şub

Devlet Birey Sözleşmesi ve Yasalar

Antik Yunan demokrasisinde Sokrates (İ.Ö 469-399) bireyin kendi devletine ve yasalarına karşı çıkma hakkı olmadığını, öyle ki devlet kendisinin varlığını ortadan kaldırmaya karar verse bile, kendisinin devleti yıkma ve devletinyasalarına karşı gelme hakkına sahip olmadığını söyler.

Bilindiği üzere Sokrates’in suçlanarak ölüm cezasına mahkûm edilmesi ve daha sonra baldıran zehiri verilerek infaz edilen ölüm süreci, son nefesine kadar devletine ve onun yasalarına karşı gelmeyen bir insanın onurlu ve erdemli yaşantısının ilginç hikâyesidir. Sokrates’e göre asıl olan uzun ve ne pahasına olursa olsun yaşamak değil, içinde yaşadığı devlet ve halkı ile uyumlu olmaktır. Sokrates’in yargılama sürecinde ona verilmek istenen cezanın haksız ya da aşırı olduğunu düşünen sevenleri onu oldukça gevşek şartlarda alıkonulduğu yerden kaçmasını,ya da suçunu kabul ederek daha hafif bir cezaya çarptırılması konusunda ikna etmeye çalışmışlar fakat başarılı olamamışlardır. Belki suçunu kabul etmesi onun yaşamını kurtaracaktı. Ancak Sokrates hiç tereddütsüz reddetti. Ona göre kaçmak, ya da suçunu kabul etmek 70 yıllık birikimi, entelektüel varlığı ve moral bütünlüğünü kendi eliyle yok etmek olacaktı. Sokrates yıllar boyunca savunduğu gayri adil olmaktansa adaletsizliğe maruz kalmayı yeğlemiştir.

Sokrates şunu sorar: Bir kimse bir başkası ile bir hususta bunun haklı olduğuna dair bir mutabakat yapmışsa, o kişi bu sözleşmeyi yerine getirmelidir, yoksa ihlâl mi etmelidir? Sokrates arkadaşlarının önerdiği gibi kaçmayı düşünecek olsaydı, böyle bir eylemin yasalara ve devlete karşı gelmek olacağını, bir bakıma yasaları ve devleti yok etme anlamı taşıyacağını belirtir. Eğer kaçmazsa bu durumda devlet bana haksızlık yaptı ve verilen karar adil değil mi? diye sorulması gerekir. Sokrates bu soruya yasanın/devletin şunu diyeceğini söyler “Sokrates, seninle aramızdaki sözleşme/mutabakat bu muydu yahut devletin verdiği hükümlere saygı göstermek bumudur? Ksenophon’un “Sokrates’ten anılar”ında naklettiğine göre Sokrates şunu demişti: “Haksız yere öleceksem bunun ayıbıbeni haksız yere öldürenlerde olacak; haksızlık ayıpsa, haksız bir iş yapmak ayıp değil mi? Başkalarının benim hakkımda adaletli bir karar almamaları ve adaleti yerine getirmemelerinin ayıbı beni bağlar mı?” Sonuç olarak Sokrates yargılandı ve haksız yere baldıran zehiri verilerek cezası infaz edildi.

Bu tarihi olaydan çıkarılabilecek birçok sonuç vardır. Sokrates antik Yunanda devletin yasalarınıyapan kişidir, kendi yaptığı yasalara bağlı kalmış, yasalara ve devlete asla karşı gelmemiş, verilen ceza ölüm de olsa buna razı olmuştur. Devlet ile vatandaş arasındaki sözleşme gereğince vatandaş, hakkında verilen karar ne olursa olsun, hatta en şiddetli ceza olsa da kendisini var eden devlete ve yasalara itaat etmek zorundadır. Herkes birey olarak kendini o devlet içinde, o toplumda ve o yasaların güvencesinde gerçekleştirir. Hiçbir kimsenin devletin yasalarına karşı gelme hakkıolmadığı gibi, devletin de var olan yasaları adil bir şekilde uygulamasıgerekir. Kısaca Türkiye yüzyıllar öncesi antik yunan demokrasisinden daha ileride, herkesin suç teşkil eden eylemlerinin hesabını verebildiği bir hukuk devleti olmalıdır. (Kaynak: Devlet, Birey ve Özgürlük, Prof.Dr.Mehmet Semih Gemalmaz)

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank