“Deve” işte . . .
Dünya kadınlar günü imiş ! Hangi kadınların günüymüş acaba? Dünyadaki tüm kadınların öylemi? Türkiye’dekiler de dahilmi buna? Eminmisiniz? Hani şu sözcüklerde yüceltip, hal, tavır ve davranışlarımızla yerin dibine soktuğumuz kadınlar . . . , hani sadece belli işlere yaradığına inandığımız kadınlar . . . Anne, kızkardeş, eş ve kız evlat dışındakilerin tamamına “et” gözüyle baktığımız . . . Hem dinin hem gelenek göreneklerin bizi desteklemesi ve yüceltmesiyle evden dışarı çıkmasına bile ancak belli koşullarla “izin” verdiğimiz, elle taciz etmezsek sözle, olmadı dille taciz ettiğimiz, aldığımız, sattığımız ama lafa gelince kutsallaştırdığımız, uğrunda adam vurmayı, hapis yatmayı hatta kadının kendisini bile vurmayı göze aldığımız kadınmı bu?
Biliyorsunuz değilmi? Hani şu ünlü “namus” durumu. Türk erkeği namussuzdur ! Biliyorsunuz değilmi? Çünki Türk erkeğinin namusu annesi, kızkardeşi, karısı ve kızıdır ama kendi namusu yoktur olsa zaten hem bu dört kadın dışındakileri birer “malzeme” olarak görüp hemde onların arasından “gezilecek kızlar vardır, evlenilecek kızlar vardır” gibi “sapkın” bir “geyik” yaparmı sizce?
Diğer taraftan “kadın” kavram olarak o fındık beyninde bir yer bulsa belki “insan olmak” ile ilgili bir ışık da doğabilecek ama nafile. Buna bağlı olarak kendi kızlarını birer para aracı veya geri dönüşümsüz yatırım olarak görenler var bu ülkede. Kızı ya satarsın – bilinen anlamıyla, nakit para karşılığı yani başlık – ya da “o kadar okuyor ediyor ama yarın öbür gün evlenip başka adamın malı olacak” bu görüşün en çok dile getiriliş biçimlerinden bir kaçı. Medeni kanunun evlenirken çiftlere aktarılış biçimi bile iğrenç ! “aile kurumunun reisi erkektir vs vs” Hale bak ! Biz o kadar “insan” olsun, ayakları üstünde dursun, onurlu olsun, doğal, yaşamsal kavramsal dengeleri öğrensin, tek başına kendini var edebilsin diye yırtınıp duralım, herifçioğlu başlık parası karşılığı körpecik kızı bilmem kaç yaşındaki aşağılık herifin koynuna 3. kuma olarak versin.
NE REİSİ? NE BAŞLIĞI? NE GÜNÜ? HANGİ KADIN? SİZ DALGAMI GEÇİYORSUNUZ ALLAHAŞKINA? REZİLLİK DİZ BOYU DİRSEK BOYU HATTA BOYNU BOYU AŞMIŞ HALA “KADINLAR GÜNÜ”.
Kadınlar günü kutlamaları çerçevesinde kutlamalar yapan kadınlar, bu ülkenin kadın profilinimi temsil ediyor sizce? Okuma yazma bilmeme oranı % 20 civarı ama bu % 20 nin % 75 i kadın yani diğer bir deyişle her 5 kadından 1 i okuma yazma bilmiyor. Hoş bilse ne olacak böylesine dibine kadar erkek egemen bir toplumda, o da ayrı bir soru . . . ama yine de bilmeleri – herşeye karşın – bir insanlık şartı. Kadın eğitimine öncelik tanıyan toplumlarda büyüme hızı beklenenin yaklaşık 1,5 katı oluyor biliyorsunuz değilmi? Domuz gibi biliyorsunuz ama işinize gelmiyor değilmi? Kadın çalışacak, eli para tutacak, söz sahibi olacak, yaptığın hataları farkedecek, karar mekanizmasında yer almak isteyecek diye aklın çıkıyor değilmi?
Bu sözler bu ülkenin “erkeğim” diye geçinen müsveddelerine ! ! ! Sen hayatın boyunca evin içinde olanlarla ilgilenmedin. Ne yemek yapmayı bilirsin, ne bulaşık, ne çamaşır,ütü, temizlik, ülen sen kendi çocuğuna bakmayı bile beceremezsin be ! Sabah kahvaltı hazır, akşam yemek, sofra, içiyorsan 2 duble rakı, çay kahve, meyve – soyulmuş olursa daha iyi – çamaşırın yıkanıyor, ütü tamam, iç çamaşır, çorap vs alışverişi yapılıyor. Canın çektiğinde itirazsız “kadın” da hazır. Nasıl hazır olmasın? Tersi en ürkütücüsünden “ günah” ! Bağır, çağır, döv, söv farketmez. Kadın nasıl olsa bir yere gidemez. Evden çıktığında zaten potansiyel “fahişe” ! (yıllarca Türk filmlerinde öyle gösterilmedimi?) Biraz kafayı kaldırmaya kalksa gidecek yer yok, para yok, barınak yok, acizlik yerden göğe. Evin dışında bir hayat yok ki kadın için. Kocası olacak “efendi” nin keyfi gelecek de kadını bir yerlere götürecek.
Türkiye tam bir erkek cenneti. Hani bu kadar garanti altında şu haliyle Türkiye’yi ver bana en kısa sürede dünyanın süper gücü yapayım.
Erkek kadın ayırımı her alanda alabildiğine bıçkın ve keskin. Hemde daha doğumda itibaren. Ama bana en dokunan şeylerden biri şu sünnet meselesi.
Efendim erkekliğe ilk adımmış. Peki. Adet görmeye başlamak ne? Saklanması, gizlenmesi, söylenmemesi gereken hayata ilk adım! Dedik ya Türk erkeği namussuzdur diye İşte bu da kadın genital bölgesi ile doğrudan bağlantılı olduğu için bir anlmada “ayıp”. Çünki bu aklı ermez için genital bölge hep başka kadınlarda olan bir şey veya maçlarda, kavgalarda küfür aracı. Kendi kızı karısı annesi bacısı? Olmaz öyle şey “AYIP” !!!
Şimdi bakın:
O örselenen, ruhuna binbir zehir ve yasak akıtılan ve öyle büyümek zorunda bırakılan kız çocuğu büyüyor, anne oluyor ve siz cenneti ayaklarının altına seriyorsunuz. Peki sormazlarmı adama bre zalim, hain, düşüncesiz,bencil,kendini bir halt sanan zavallı, ANNE OLMAK İÇİN ADET GÖRMEK GEREKMİYORMU? Yani ADET GÖRMEK KADIN OLMANIN DEĞİL DE ANNE OLMANIN İLK ADIMI DEĞİLMİ? SİZCE EVLATLARINIZ – HİÇ OLMAZSA - TEBRİK EDİLMEYİ, KUTLANMAYI HAK ETMİYORLARMI?
Bana sorarsanız erkek kadın ayırımı yapanların – hele hele evlatları arasında – doğrudan, sorgusuz sualsiz, hemde bu dünyada ne yapmış olurlarsa olsunlar gidecekleri yer cehennemin dibi!
Deveye sormuşlar “ boynun neden eğri” diye, “nerem doğru ki” demiş.
Sahi ya, sizin nereniz doğru?
NOT: Son cümledeki “siz” bu yazı içinde söz konusu ettiğim “standart Türk erkeği” ve bunu onaylayan zavallı kadın kalabalığı !
Mavi Günler
bir adam gördüm aklı aşta meşkte
evinde karısı, çoluğu, çocuğu
sormazlar mı bir terlik yok mudur bu işte
anlatsan anlamaz 'deve' işte
Serbest bir şiir denemesi diyelim çok kötü ve amatörce olmuş. Ne var ki insanlar zevkle yaptıkları işlerde her zaman başarılı olmuşlardır. Bu durum biraz sakıncaları vardır. Ben kitap okumaktan ve üç beş kelimeyi bir araya getirerek derin anlamlarla gizli cümle toplulukları yapmaya çalışmaktan (altını çiziyorum yapmaya çalışmaktan) hoşlanıyorum. Bence zararsız işlerle uğraştığıma inanıyorum. Çünkü ne kitap okurken ne de serbest şiir denemeleri yazarken bir art niyet aramıyorum. Bu yüzden bunları kötü işler için kullanmıyorum. Aklımda da bir soru var ama. Neyse yazıyı bir okuyayım.
Sokaklarda gözüme çarpmaktadır kadınlar gününüz kutlu olsun kadınlar birer çiçektir kadınlar, kadınlar, kadınlar… Baş tacımızdırlar ve hep öylelerdir. Buna eminim çünkü ne seçim propagandasının panolarında görüyorum ne de kadınları bütün bir yıl ezen, kullanan ve kendi vicdanını rahatlatmak için senede bir kez olsun spot ışıklar altın da onlara gülücük dağıtan insanların simasındaki hain bakışları görüyorum. Kulakcağızlarımıza da gelmiyor değil. Yok efendim küçük kızlara tacizmiş yok efendim namus cinayetiymiş yok efendim eşini döven adammış yok efendim yok, yok hiç öyle olayları görür müyüz? Biz kadına çok önem veririz. Örneğin siyasetimizdeki en şiddetli tartışmalar kadınlarımızın başlarındaki türbandır, çarşaftır… Ülkemizin kovboyları sürekli çekmektedirler silahlarını… Onlar bizim namuslarımızdır.
Gelgelelim benim soruma. Sormaktan vazgeçtim çünkü yazınızı okudum bitirdim. Anladım ki ya kovboylarımızın silahları güzel ya da bu efendiler çok fazla uyduruyorlar. Bana kalırsa işin en acı tarafı sesten bir kafa çıkıyor fakat ortada bunun için çabalayan yok. Bu meyveyi soymak çok ta zor değil aslında ‘ama şimdi kim kalkacak canım hanım varken ben niye kendimi yorayım ki’.
Gel gelelim size…
Siz 'siz' kelimesine açıklık getirmeyi gerektirecek kadar sizsinizdir ve sizden öteye geçemeyeceksiniz.
NOT: Son cümledeki “siz” bu yazı içinde söz konusu ettiğim “standart Türk erkeği” ve bunu onaylayan zavallı kadın kalabalığı !
Mart 12th, 2009 at 01:18Peki neden kimse bir çözüm bulupta yapmıyor hocam...? İşlerine gelmiyor dediniz doğruya..
Mart 12th, 2009 at 01:23hocam söylediklerinezin hepsine katılıyorum.bu ülkede 'standart türk erkeği' ve bu erkeklere kul köle olmayı borç bilen ve çocuklarını da aynı bilinçte yetiştiren cahil türk kadınları oldukça değişen hiçbir şey olmayacaktır.
Mart 23rd, 2009 at 18:38