Dersimiz Maun Suresi
(HUCURÂT suresi 16. ayet) De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir."
Birileri Allah’a dinini öğretmeye çalışıyor…Kısa bir süre önce, Devlet Bakanı Egemen Bağış ile Devlet Bahçeli arasında cereyan eden bir polemik ilgimi çekti. Hatta konu ile ilgili detaylı bir çalışma dahi yapmayı düşündüm ve ‘’Ölüler için Maun’’ diye bir kitap çalışmasını gündeme aldım.
Efendim, çok sayıda makale ile siz kıymetli dostlara ulaşma imkanına eriştik. Ancak; görmekteyim ki; bizim sunduğumuz veriler ‘’ısrarla çarpıtılıyor.’’ Hatta birçok platformda ‘’ yargısız infazlar yapılıyor.’’
Ama ısrarla söylüyorum; Abdestli Kapitalistlerin kıldığı namaz; riya namazıdır.
(ENFÂL suresi 35. ayet) Onların o evdeki namazı; ıslık çalmak, el çırpmak/gerçek bilginin üzerini örtmek dışında bir şey değildir. O halde, inkâr etmekte olduğunuz için tadın azabı.
İbadet ve şekillere bağımlı hale getirilen dinin mensupları için söylenen bu ayet, her şeyi açıklayıcıdır.
Bir de içi boşaltılan ve yalanlarla çevrilen MAUN SURESİNE bakalım ;
E raeytellezi yükezzibü bid din
Dini yalanlayanı gördün mü ? /Herkes muhakkak dindar olduğunu söyler, kimse dinsizim demez…
Fe zalikellezi yedu'ul yetim
Ancak, dindar olduğunu söylediği halde ‘’YETİM HAKKINA TECAVÜZ EDER’’.
Ve la yehuddu ala taamil miskin
MİSKİN/FAKİR olanların rızıklanmasına mani olur/onları doyurmaz.
Fe veylün lil müsallin
VEYL/YAZIKLAR olsun o salatta olduğunu iddia edenlere ki;
Ellezine hüm an salatihim sahun
Onlar salatlarından yanılgıdadırlar/yaptıkları şeyden bihaberdirler.
Ellezine hüm yüraun
Ve bu tipler, tam riyakarlardır.
Ve yemneunel maun
Onlar kamu hakkına/yardıma/paylaşıma/infaka engel olanlardır/ bunu dindarlık kisvesinde yaparlar.
Salat, salt biçimde ‘’namaz’’ demek değildir. Salat; Ateşten korunmak için, uylukların hareket etmesi demektir. Bakara suresinde, Salat tanımlanırken; ‘’İbrahim makamından bir salat yeri edinin’’ ibaresi kullanılır. Yani Salat, İbrahim gibi, Nemrut’un ateşe atmasından korkmadan Nemrut’a/Kapitalistlere kafa tutmak demektir… Kelimeleri çarpıtıp Kuran’a kimse yalan söyletmesin! Çünkü yaşayan Kuran ortadadır…
Bir devletin bakanı kalkmış, kendi ayıbını suratına vuran bir sureyi kullanarak; birilerine gönderme yapmış!
Yazık…
Şimdi kendilerine şu sureyi hatırlatmak isterim ;
HÜMEZE SURESİ
1. Yazıklar olsun davranışlarıyla insanların kişiliklerini kıran, haysiyet ve namuslarını inciten, Sömürücülere!
2. O ki servet yığıp, mal biriktirir, parayı tedavülden çeker/kenz eder ve onlara odaklanır
3. Ve zanneder ki, sahip oldukları kendisini ebedi kılacak
4. Hayır! Andolsun o hutameye atılacaktır.
5. Bilirmisin sen nedir Hutame ?
6. Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir o
7. ki gönüllere işler
8. O, onların üzerine kilitlenecektir.
9. Uzatılmış sütunlar arasında…
Hutame; aşırı çok yediği için cehenneme benzetilen kişi manasına gelmektedir. Efendim, şimdi dikkatli bakın;
Kapitalizme bağımlı olduğu için, sürekli mal biriktiren ve bu heves odaklı yaşayanların, hak yiyen, sömüren zorbaların eline düşeceği; muhakkak surette bu sistemin bu sonucu üreteceği bilgisidir.
Yani; infak/paylaşım gerçeğine hizmet etmezseniz; muhakkak tekeller ve tröstler tarafından yutulacaksınız. Bu; Allah’ın vaadidir. Yeryüzündeki azaptır.
İnsanların onurlarını, onları fakirleştirerek kıranlar (ki ayetler arasındaki ilişki incelendiğinde bu daha net açığa çıkacaktır. 1. Ayet onur kırma; 2. ayet mal biriktirme ile alakalı, dolayısı ile ana mesaj bu ikisinin birleşmesinden ortaya çıkmaktadır) buna rağmen insanları takva ve dindarlık maskesi ile kandıranlar, bağımlı oldukları sistemin olumsuzluğuna bizzat muhatap olacaklardır.
Her sıkıştığında Kuran’ı kullanan bu hümeze’ler, bu sureyi dikkatli okusun. Çünkü bu onları deşifre eden bir gerçek…
DİNE KARŞI DİN
Dr. Ali Şeriat hayati bir tespitte bulunuyor; ‘’Dine karşı din’’. Evet; yaşayan bir Kuran algısının ürünü olan bu muhteşem tespit bugün yine gözler önünde yaşanıyor.
Bir tarafta; fakirlerin, boyunduruk altındakilerin özgürlüğü için mücadele eden bir din. Öte tarafta köleleştiren ve algıları körelten bir din. Bu ikisi arasındaki temel çelişkiden bihaber bir kitle…
Efendim; Hazreti Peygamber der ki;
Bir kimse ile münasebet kurmadan evvel, sakın onun ibadet ve takvasına bakmayın. Onun sikke ve dinar ile olan münasebetine bakın…
Altın ve gümüş biriktirmek sureti ile takva gösterisi yapanlar, Emperyalizm ile olan ilişkilerinden ötürü; dini salt bir yozlaşma sürecine tabi tutmuşlardır.
Artık dinden bahsetmek için ehliyet aranıyorsa, ve bu salt bilgiler çarpık bir hurafe yığını ile yer değiştiriyorsa; ortada bir sorun var demektir.
Ebuzerr Gıffari, Peygamberin vefatından sonra Medine’ye sürülür. Orda, Resulullah’ın mescidine girdiğinde bir bakar ki; etraf altın ve gümüş oymalar ile süslenmiş. Kenarda bir adam oturmuş ve halka şunu anlatıyor;
Ben bizzat duydum ki; Resulullah şöyle buyurdu;
Kim çerçi şeyhten bir akse soğanı alırsa, ona bir karış cennet toprağı, kim iki soğan alırsa; ona iki karış cennet toprağı…
Ebuzerr soluğu Halife’nin sarayında alır, Mervan kendisine sorar; Sen de kimsin;
Ebuzerr : Bugün puthanedeki İbrahim’im, yarın kim olacağım meçhul. Ve sizler; yine kimin kabağını kurtarmak için hadis uyduruyorsunuz…
(HUCURÂT suresi 16. ayet) De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir."
(CÂSİYE suresi 6. ayet) İşte bunlar, Allah'ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah'tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise inanıyorlar?!
Puthanenin orta yerindeyiz, ya köklü bir değişim! Ya devasa bir yıkım…
(İSRÂ suresi 16. ayet) Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.
Ya çözüm ;
(ENFÂL suresi 53. ayet) Bu böyledir. Çünkü Allah bir topluma lütfettiği nimeti, o toplum birey olarak içlerindekini/birey olarak kendilerine ilişkin olanı değiştirmedikçe, değiştirmemiştir. Ve Allah, iyice işiten, gereğince bilendir.
Zihinlerde değişim başlamadıkça, hiçbirşey değişmeyecektir…
Eren Erdem
Odatv.com