Derinlerin Korkusu Kâbusa Dönüşüyor
DERİNLERİN DERİN KORKUSU
Gün geçtikçe Türkiye kendine yeni bir sayfa açıyor. Her açtığı sayfa, derin devlete ve derin devlet yapılanmasının kurucularına çok ciddi korku ve endişe veriyor.Özellikle teknolojik gelişimler, dışa bağımlılığın kesilmeye başlaması, yeraltı zenginliklerinden istifade etme çalışmaları, İran-Çin-Suriyeilişkisi, derin devletin çok büyük bir oranda çözülmüş olması ve nice birçok gelişmeler, Türkiye'nin düşmanlarını ciddi şekilde korkutmaya başladı. Hatta bu ülkeler Türkiye ile dostluk bağlarını nasıl sıkılaştırırız telaşı içine girdiler...
Özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan'ın derin devlet kodlarını büyük oranda çözmesi ile Türkiye'nin aydın geleceğinin de temelleri atılmaya başladı. Eskiden gelişmeye çalışan Türkiye'nin engellenirken bugün ilk kez bir engelle karşılaşmıyor. Korkusuzca; ekonomik, teknolojik, sosyolojik olarak gelişmeye devam ediyor.
Önceden beri derin devletin gizli yapılanmasını anlatmaya çalışıyoruz. Ve şimdi görüyoruz ki derin kanatlar YARGI'nın da emin ellere geçeceğinin acısını yaşıyorlar.
Milli İstihbarat Teşkilatı'ndaki üstünlüğü kaybeden karanlık güçler, YARGI'dan ve az da olsa Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki etkisini kaybetmiş durumda... Bu durum derin devlete tek kaybetmeyeceği noktayı kullanmaya zorluyor. O da siyasi partilerdeki yapılanmalarını...
***
Türkiye, kendi gemisini, kendi insansız hava uçağını, kendi otomobillerini üretmeye başlamışken, şimdi de kendi uçağını üretmeye başlıyor.
Ayrıca bunların yanında hükümet ile TSK milli tank projesi üzerinde ciddi bir çalışma gerçekleştiriyor. Amaç ise; kendi üretimimiz olan milli tankımızın dünyanın en iyi tankı olması...
Bunca gelişmelere rağmen PKK'nın taşeronluğunu yapan bazı dernek ve vakıflar, hala Türkiye'nin bir kaos tablosunun içinde olduğunu lanse etmeye çalışıyorlar. Türkiye'nin iyiye değil, kötüye gittiğini söylüyorlar.
Elbette bu konuşmalar, bu eylemler, Türkiye'nin yükselmekte olan ivmesini baltalamaya yönelik şeyler. Ama artık Türkiye, bu numaraları yutmayacak kadar tecrübe sahibi oldu...
***
HÜKÜMETİ TASFİYE ETME PLANI
Yeni gelişen olaylar, yeniden şekillenen derin devlet yapısının olduğunun işaretidir.
Özellikle nereden geldiği belli olmayan ciddi bilgilerin kimler tarafındanTayyip Erdoğan'a ulaştırıldığı merak konusu...
B u bilgi aktını kesmeye yönelik çalışmalar ise Ak Parti hükümetinin iktidardan indirilmesi planına yönelik.
Derin yapılanma meclisteki partisini iktidara getirmek için çeşitli hokkabazlıklarla genel parti başkanını tasfiye etmişti. Sonrasında da seçtikleri piyonun, seçtikleri partiye çok büyük bir rant sağlayacağı düşüncesi ile iktidarı ele geçirme hayallerini kurmaya başladılar.
Eğer bu planlarını gerçekleştiremezseler, derin devletin partisi ciddi şekilde problemler yaşayacak...
Zamanın da söylediğimiz artçı depremler gerçekleşti. Şimdi gene söylüyoruz; bu problem seçimden sonra iktidara gelemeyen bir CHP için büyük problemler çıkartacaktır...
***
Derin devletin perde arkasındaki ülkeleri etkileyecek başka gelişmeler de yaşandı.
Bunlardan biri, dünya ticaretinin geçmişten bugüne kadar DOLAR güdümünde iken, Türkiye ile Çin arasında gerçekleşen ticari anlaşma bu anlayışa darbeyi indirdi.
Bu gelişmeler karşısında perde arkası oyuncularının elleri kolları bağlı kaldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çin Halk Cumhuriyeti ile ikili dış ticaret görüşmeleri kapsamında yeni bir devrin kapısını araladıklarını açıkladı. Çin'le yapılacak ticarette TL ve Yuan kullanılacak.
Bu gelişme ile artık dünya ticaretine de TÜRK damgası vurulmuş oldu...
***
Bu kadarla da değil,
Tüm bu gelişmeler, yaşanılması beklenenler artık birilerini çok korkutuyor.
Bir numaralar değişiyor, eskiden susan şimdi konuşmaya başlıyor...
İvmeyi yükseltmek için önce vites küçülten derin yapılanma kabuğuna çekilmiş durumda.
Özellikle MİT ve emniyet güçlerimize yurtdışından gelecek (GİZLİ ÖNEMLİ) kişilere çok dikkat etmesi gerekiyor.
Bu kişilerin kimlerle irtibatta olduğu ve hangi faaliyet altında Türkiye'ye girdikleri çok büyük önem arz ediyor.
Etkisini kaybetmeye başlayan PKK'nın görevini ise şimdilerde bazıSivil Toplum Örgütleri - dernek ve vakıflar üstleniyor.
Gerçi bu dernek ve vakıfların bazıları başından beri Türkiye yönetiminin koordinasyon noktası durumunda. Halen de öyle...
Bu konuda bir düzenleme gelene kadar da hala böyle olacak...
Gene emniyet güçlerimize bir önerim olacak;
geçmişten bu yana göze batan tüm dernek ve vakıflar irdelensin. Başından sonuna kadar tüm isimler incelensin...
***
Bu konulara etkisiz kalan bazı savcılıklar hakkında da inceleme başlatılmalı. Özellikle adaletle ilgilenen ve bir nevi asayişi sağlayan bu kolların yeteri kadar görevlerini yerine getirememesi akıllara 'acaba göz mü yumuyorlar?' sorusunu getirmiyor değil...
Nitekim söylediğimiz gibi referandumdan sonra gelen hukukun üstünlüğü aslında hukukun içindeki üstünlerin üstünlüğüdür.
Askeri derin devletin üstünlüğü, hukuki derin devletin üstünlüğüne dönüşmüş durumda. Bu durumun farkında olan hükümet tedbirini alarak koltuk sayısını arttırmış, isimleri tayin edenleri dallandırmıştır...
***
PEKİ BUNDAN SONRASI İÇİN NELER OLABİLİR?
Her şeyden evvel; şuan iyiler de kötüler de seçimi bekliyorlar. Bu seçimin sonucu Türkiye'nin bir dönüm noktası mahiyetindedir. Ak ile karanın sevinci bu seçimin sonucuna bağlı.
Derin devletin kabusu olan bu gelişmelere engel olunması için derin devlet kendi favori partisini piyasaya sürecek. Diğer maşa partileri de bu partiye destek verecek.
BDP gene istediği bölgeleri elde etme amacında olup, diğer bölgelerde derin partiyi destekleyecekler...
Özellikle kaç yazıdır üzerinde durduğum faili meçhul cinayetler listesinin başında Recep Tayyip Erdoğan olabilir. Can güvenliğine ciddi şekilde arttırılması lazım.
Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'i de izlemeye alan karanlık kuvvetler komutası, isteklerinin dışındaki gelişmelerde Koşaner'in de pimini çekebilir...
***
HRANT DİNK'Lİ SABOTAJ YÖNTEMİ
Son olarak değinmek istediğim diğer bir konu ise Hrant Dink cinayeti.
Bunca faili meçhul cinayetler piyasada gezerken, bunca üstü kapatılmak istenen cinayetler dururken sürekli bir Hrant Dinkrahatsızlığı beni ciddi şekilde rahatsız etmeye başladı!..
Tamam öldürülmemesi gerekiyordu. Doğru bir şey olmadığı gibi hoş bir durum da değil. Tasvip edilemez. Lakin Hrant Dink davasının, ilgilenilmesi gereken onlarca konusu olan Türkiye'nin tartışma listesinin başında değil, daha sonlara doğru olması gerekir.
Zaten bu olayı da öncelikle incelenilmesi gereken faili meçhul cinayetleri örf-bas etmek için kullanıyorlar...
Yani bu davayı sürekli piyasaya sürenler Hrant Dink'i çok sevdiği için ya da öldürülmesi kendilerini çok bağladığı için piyasaya sürmüyorlar; sadece gündemi sabote etme ve birilerinin menfaatine çalışma çabası...
Yoksa ortada ne bir Hrant Dink sevdası var ne de başka bir şey...
Eşref Zeki PARLAK
e.zekiparlak61@hotmail.com
Twitter: http://twitter.com/#!/ezmparlak