Derin Devletin Derinliği Kalmadı Ama Peki Ya Şimdi?
Türkiye'deki derin yapılanmaların ifşası ve tasfiyesi devam ediyor. Türkiye'deki bu yapılanma ise dünyadaki derin yapılanmanın sadece küçük bir bölümü. O büyük yapılanma var olduğu müddetçe daha nice ergenekonlar göreceğiz. Çünkü mesele Türkiye değil. İSLAM...
Bu zamana kadar ortalıklarda artist artist gezen derin devlet söylemleri ve “Biz derin devletiz!” şeklinde konuşup hava atan “jönlerin” / kişilerin havaları birer birer sönüyor.
Hatta artık derin devlet konusu ve yapılanması çocuk oyuncağına dönmüş durumda. Çünkü vatandaşlar bir şeylerin farkında varmaya başladılar”…
Dünya çapında oynanan oyunlar, küresel roller, güçler ve her şey artık değişmeye, dünya siyaseti, ekonomisi ve gücü el değiştirmeye başladı.
İşin aslına bakarsak dünya üzerinde DERİN faaliyetler halen daha yürütülüyor. Ama Türkiye’nin içerisinde bulunan derin devlet yapılanmasının ifşa edilmesi, Türkiye’deki derin devlet yapılanmasını çok komik bir duruma düşürdü.
Hatta artık derin devlet konusu pkk konusu ve buna benzer konular köşe yazarlarının en revaçta konusu oldu… İş ciddiyetten uzaklaşıp magazine döndü…
Çok şükür ki bu duruma gelebildik. Galip gelenler bizler olduk. (Elhamdülillah)
*
Dünya’da tek bitmeyen ve de kıyamete kadar bitmeyecek olan oyun İslam dinine karşı oynanan oyun olacak…
Özellikle Türkiye’deki derin devlet yapılanmasının var oluş amacını hepimizin çok iyi anlaması lazım. Tüm derin faaliyetler incelendiğinde, aslında var olan derin yapılanmanın asıl amacının Türkiye’nin bütünlüğünü bozmaktan çok Türkiye’deki İslam anlayışını, yaşamını, bilincini ve ahlakını bozmak olduğunu çok rahat bir şekilde görebiliyoruz… Bu faaliyet yöneticilerinin Arabistan’dan tutun da dünya çapında tüm İslam ülkeleri üzerinde müthiş bir İslam harekatı var. Bu harekatın Türkiye’deki adı Ergenekon idi. Bakalım diğer ülkelerdeki adı ne olacak?
İnşaAllah çok yakında sizlerle iki önemli konu gündeme getireceğim.
Birincisi üçlü mekanizma çarkının işleyişi; yani ABD-İngiltere-İsrail üzerine olacak,
İkinci önemli konu ise yukarıda bahsettiğim İslam harekatının Arabistan’daki vahabilik sapıklığı ve bu sapıklığın Avrupa’daki maskeli hali selefiyecilik…
Tüm yazılarımın birbiri ile bağlantılı olması gibi ve önem tazeliğini koruması gibi bu iki konuda birbiri ile ÇOK bağlantılı.
Zira oynanan oyunlar neredeyse tüm İslam ülkelerinde etkisini göstermiş, insanlar hak yolundan gidiyoruz diye yanlış yollara sapmıştır.
Bu konuda Esad Çoşan Hocaefendi (K.S.)’den Cübbeli Ahmet Hoca’ya kadar birçok kişinin çok ciddi açıklamaları mevcuttur.
Az önce yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi; Türkiye’deki derin devlet yapılanmasının Türkiye’de var oluş amacının İslam dini olduğunu, bununla birlikte Yahudilik inancındaki projeyi gerçekleştirmek olduğunu unutmayalım.
Hatta bu yapılanmanın Türkiye’de nasıl oluştuğuna da dikkatleri çekmek gerekir… Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuyla birlikte masonlar ile başlayan serüven ilerleyen safhalarda gene masonların kurduğu farklı isimler altındaki kurum-kuruluşlar ile devam etmiş ve günümüze kadar gelmiş bulunmaktadır.
Bu kuruluşlardaki yöneticilerin ve örgütün adı Ergenekon Terör Örgütü olmuş, ama bu yapılanmanın kurucuları ve sahipleri ise suçsuzmuş gibi varlıklarını halen daha devam ettiriyorlar. Ergenekon terör örgütünün ifşa edilişi ancak bu kurum ve kuruluşların ifşasıdır. Sahiplerinin değil…
Masonlar konusu küçümsenmemeli çünkü masonik yapı “İsrail”oğullarının büyü alanında ilerlemiş en büyük kuruluşudur.
Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah (C.C.) şöyle buyurmaktadır: “Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkâr etmedi, ancak şeytanlar inkâr etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Oysa o ikisi: "Biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın kafir olma" demedikçe hiç kimseye öğretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. Oysa onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi.” (Bakara Suresi, 102)
Bu konu dikkate alındığında ise karşımızda şeytanın insan haline bürünmüş düşmanlarımız olduğunu unutmamak gerekir.
Zira suçsuzları katledenler insan olamazlar…