Derde Derman Lazım
Şapkayı öne koyup düşünelim.
* *
Belediyelerde…
Kasalar tamtakır.
Borçlar deve yüküyle.
Maliye, SSK, maaşlar, piyasa alacaklıları,
Her ay kâbus değil mi?
Gelirler tahsil edilebiliyor mu?
* *
Ya, vatandaşın-mükellefin hali?
Sanayicinin üretimi…
Esnafın çeki-senedi…
Memurun ay sonunda cemali…
İşçinin tefe-tüfe aritmetiği…
Huzur bırakıyor mu?
* *
İşsizler ile emekliler hesap dışı.
Çünkü… Yaşadıklarına inanmıyorlar.
* *
O zaman…
Yaşamı kolaylaştırmak lazım.
Cebe rahatlık- boğaza lokmalık;
Bir şeyler yapmak mutlaka lazım!
* *
Mesela; Emlak Vergisi.
Belediyeler toplayamıyor. İcraya dayanıyor.
Mükellef “kriz” diye ödeyemiyor.
Anaparaya, ceza-faiz bindiriyor.
Tahakkuk-tahsilât makası ha bire açılıyor.
Ne zaman düzelir akıbeti, vadesi belirsiz.
* *
Kesinlikle af olmasın!
Düzgün mükellefe haksızlık.
Uyanıklara avanta veya prim.
Bu durumda ödeme kolaylığı getirilecek.
Borçlu yeniden yapılandırılacak.
* *.
Şöyle olur mu?
Emlak vergisi borcunun aslı kalacak.
Gecikme zamları, TÜFE oranında düzenlenecek.
Cezalar taksitlendirilecek. 12-18-24 ay.
Yeniden belirlenen borç üzerinden…
Peşin ödeyenlere biraz da indirim yapılacak.
Hem devlet, hem millet kazanacak.
Bir dert de azalacak.
* *
Belediye reisleri bastırır…
Milletin vekili inanır, hareketlenir…
Maliye hazırlanır…
Başvekil “tamam” derse…
Çok sevabı olur.
* *
Allaha kurban, eve kavurma örneği…