Denize Bakmak
Bir kıyıdan denize bakmak.
Uzakta, çok uzaklardaki ufuk çizgisini görmek,
Düşünmek dünyayı, düşlemek evreni, sonsuzluğu.
Kriz, para, ekonomi, dolar kuru haberlerinin usandırıcı çemberinden sıyrılıp, dalıp gitmek geçmişin ve geleceğin bilinmez derinliklerine..
Denediniz mi hiç, günlük yaşamın bitmez döngüsünden uzaklaşıp, doğanın, evrenin sonsuzluğuyla kucaklaşmayı?. Ne para, ne iş, ne geçim derdi, ne trafik, ne imza, ne banka.
Şöyle boylu boyunca uzanmak bir akasya ağacının altındaki yeşil çimenlere, düşlemek milyarlarca yıl öncesini, varoluşu, geçmişten geleceğe uzanan zaman tahterevallisinin sonsuz dansını..
Gerçekten deneyin, çok iyi gelir, sonu gelmez kriz haberlerinden bunalmış yüreklere, şiddetin, şöhretin ve şehvetin magazinleştirilmiş örnekleriyle her akşam ütülenen kafalara..
Fırsat bulunca, bir kıyıdan bakın denize.. Dalgalarda, suyun şırıltısında yaşamın enginliğini, vazgeçilmezliğini duyumsayacaksınız. Hem insanın yüceliğini, yaşamın eşsiz bir ödül oluşunu hissederiz, hem de kısacık yaşam parantezinin sonsuzluk karşısındaki “hiçliğini” “yalnızlığını”.
Artık ne azalan satışların, ne piyasa durgunluğunun anlamı kalır, ne de sonu gelmez çekişmelerin, inen –çıkan dövizin, faizin... İnsan yeniden duyumsar tarihin ve toplumun ileriye doğru “akıp gittiğini”
İster bir kıyıdan, ister bir tepeden bakın, kurtulmak için günlük yaşamın anaforlarından,, sıkıntıları yeni fırsatlara dönüştürmek için, denize bakın, yoksa gökyüzüne, o da yoksa yüksek dağlara, ovalara, bozkıra, ağaca, suya, doğaya, tutunmak gerek bir şeylere, birilerine..
Havadaki, ekonomideki, toplumdaki kara bulutların dağılacağını, pırıl pırıl bahar sabahlarıyla, yorgun, lacivert yaz akşamlarının yine geleceğini, güzel günleri yaratmanın ve yaşamanın biraz da bizim ellerimizde ve gönlümüzde olduğunu unutmadık..
Harika bir yazı dostum. Bu yazıyı okurken, birden kendimi anlattığın deniz kenarında buluverdim; ve çok rahatladım. Doğru ya, sonuçta hepimiz okyanusta bi damlayız. Yaşamın tadını çıkarmayı da bilmeliyiz.
Mart 5th, 2009 at 11:59Sevgili Halit,
Kalemine sağlık,bana Nazımın "Bugün pazar" şiirini hatırlattı yazın. Nazım ne diyor şiirinde;
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
ne baş aşağı, ne baş yukarı.
Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Sade toprak, güneş ve ben.
Bu anda yeter bana bu kadarı,
bahtiyarım.
Anlık mutlulukları ıskalamamak dileğiyle...
Mart 6th, 2009 at 16:53ne diyim sevgili dostum;
Mart 9th, 2009 at 12:21öyle güzel anlatmışsınki gerçek yaşamı, yaşamın sessizliğini, sadeliğini, eşsiz güzelliğini...düşüncene ve gönlünün güzelliğine sağlık,
evet yaşam aslında budur. kendimizi çevremizdeki ve içimizdeki gürültülerden arındırıp, doğanın eşsiz dengeasiyle kendimizi bütünleştirmek...