Denizde Yolculuk – Turistik Yolcu Gemiciliği
Üç tarafı denizle çevrili ülkemizde toplumun özlemle ve hasletle tanımladığı ve yaşanmasını arzu ettiği; deniz ile kucaklaşma ve imkanlarından faydalanma isteği, maalesef henüz gerçekleştirilememiştir. Öyle ki; geçmiş dönemde insanlarımızın zevk ve arzuyla yapmış olduğu “deniz yolculuğu” konusu adeta hayal olmuştur.
Yabancı ülkeler, denizcilik konusunda çok ileri seviyelere ulaşmış ve deniz taşımacılığında güncel politikalarını ön sıralara yerleştirilmiştir. Gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında yapılmakta olan her türlü deniz taşımacılığının ülke ekonomisine yapacağı faydalar tartışılmaz boyuttadır. Ülke bayrağını taşıyan bir geminin yurtdışında gideceği bölgelerde milli bayrağını görüntülemesi, ülke ve ülke insanı için hem gurur kaynağı hemde eşsiz bir tanıtım değerindedir.
77 milyonluk bir nüfusa ulaşmış Türkiye, uluslararası yolcu taşımacılığı yapan hiçbir gemiye sahip değildir. Bu durum, Avrupa Birliği’ne girme yolunda çaba gösteren Türkiye için kabul edilemez bir husustur. Uluslararası yolcu taşımacılığı, genelde yabancı ülke bayraklarını taşıyan gemilerle yapılmaktadır. Soruna çözüm üreterek hayata geçirmek, bizler için kaçınılmaz bir vazifedir.
Türkiye, Akdeniz ve Karadeniz’de yolcu taşımacılığı konusunda çok önemli bir aşama kat etme ve lider olma potansiyeline sahiptir. Bunun için yük ve yolcu taşımacılığında kullanılacak gerekli kapasitede deniz vasıtalarının yapılabilmesi ve karlılığı için de, öngörülen yük-yolcu kapasitesini yakalamak gerekmektedir. Aynı zamanda, daha iyi koşullarda ve daha düşük maliyetlerle deniz yolculuğu için devlet desteği son derece önem taşımaktadır.
YATIRIMA YÖNELME VE DEVLET DESTEĞİ
Yatırım için yukarıda bahsedilen tüm avantaj ve dezavantajları göz önünde tutmak tartışılmaz derecede önemlidir. Küçük-büyük kruvaziyerler için maliyetler üzerinde ayrıca durulması gereken büyük bir sorundur. Neticede çözüm devlet desteğine dayanmaktadır. Özel sektör başlı başına bu tür bir yatırımı yapabilecek güce sahip değildir. Devletin öncülüğünü yapacağı ve belirli ölçüde destek olacağı bir ticari kuruluş, bu sorunun çözümünde en önemli unsur olacaktır. Ülke ekonomisine öncülük eden tüm kurum ve kuruluşlar, bu ortaklığa her ne şekilde olursa olsun iştirak etmelidirler. Yapılacak iş çok açık ve kesindir. Oluşacak bir ön çalışma grubu kararlılıkla yola çıkmalıdır.
Aşağıdaki hususlar ise çalışmalarımızın temelini teşkil edecektir:
* Gemi inşa ve işletme konusunda tecrübe sahibi olan kişilerden ve deniz turizmi ile deniz taşımacılığı alanlarında tecrübesi olan gruplardan oluşacak bir komite kurmak.
* Tüm Akdeniz ve Karadeniz limanları arasında yolcu taşımacılığı yapacak işletmenin öncüsü olduğu komitenin belirleyeceği tip/kapasite ve adette gemi inşa etmek.
* Öngörülen uluslararası standartlara uygun, ekonomik ve kabul edilebilir ölçüde maliyeti düşük gemileri Türk tersanelerinde inşa ettirmek.
* Yabancı bayraklı gemilerle ülkemizi ziyaret eden yolcu kapasitesinden, işletmeye süreceğimiz gemilerle birlikte belirli ölçüde pay kapmak ve ülkemize döviz girdisi sağlamak.
* Oluşacak filo ile Akdeniz-Karadeniz limanları arasında yolcu taşımacılığı yapmak.
* Akdeniz ve Karadeniz limanları arasında çeşitli tarihlerde yapılan fuarlara iştirak etmek.
* Ege adalarında, Adriyatik’te ve Doğu Akdeniz limanları arasında turlar düzenlemek.
* İhtiyaç duyulması halinde ülke tanıtımı için geziler düzenlemek.
* Devlet resmi kurumlarının yurtdışı veya yurtiçi ziyaretleri için turlar düzenlemek.
* İstanbul ve ülkemizin diğer limanlarında davetler tertip etmek.
* İhtiyaç halinde, ülkemiz limanları arasında yolcu taşımacılığı yapmak.
Not: Bu yazı, İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası Meclis Eski Başkanı Adil GÖKSU’nun www.denizticaretodasi.org.tr sayfasında Temmuz 2015’te yayınlanan yazısı kısa sadeleştirme yapılarak oluşturulmuştur.