De’ Facto Mütegallibe ve Dâhili Bedhahlar (VI)
AĞRI BELEDİYE SEÇİMLERİ
“Ağrı Merkez Camii İmamı, Diyanet İşleri Başkanlığında Daire Başkanlığından emekli bir Müftü Ağrı'lı olup, Çevre Bakanlığında Genel Müdürlük yapmış yakın akrabaları Muhammet Nazik Bey anlatıyor: " (…) Hal ve keyfiyet nasıldır Ağrı'da?, diye sorunca, İmam Efendi: "Ohoo herkesin hali vakti ve keyfi yerindedir. Devlet millete her şeyi veriyor. Elektrik parası yok, su parası yok, kömür geliyor, para veriliyor. Kimsenin muhtaç bir durumu yok.
Evinde bir inek besleyenin hali burada 'benim' diyenden iyidir." deyince; "Peki Hocam neden o zaman PKK'ya o kadar oy veriliyor, AK Partiye karşı ayıp olmuyor mu?" diye sordum. Cevap : "Haaa Hocam, orada bir incelik var.
PeKeKe diyor ki; 'Tüm bunları benin sayemde Hükümet sana vermeye mecbur oluyor, eğer bana verdiğin desteği kesersen Hükümet de bu yardımları keser, ona göre!' diyor ve hanede iki kişi varsa birisi PeKeKe'ye diğeri AKP'ye ov veriyor, anlıyor musun?'" (İsmi mahfuz bir gazeteci) devamla: Hal ve keyfiyet budur Üstad.
Bunun sebebi, AK Parti dönemine kadar bu ülkeyi, "müstemleke mültezimi" olarak yönetenlerdir. Elbette CHP ve MHP de bu işin içindedir.
Ancak, iddia ediyorum ki: Şu son yol kesme olayları kasten uygulamaya konularak, "Doğuda Hükümet de biziz, Güvenlik gücü de biziz!" algısı oluşturularak halk psikolojik baskı altına alınmasaydı, Ağrı seçimleri kaybedilmezdi. Daha geriden gelirsek; Paralel yapının 17 Aralık uygulaması olmasaydı, Diyarbakır bile AK Parti eliyle, PKK pençesinden kurtarılabilirdi…”
Başka bir hakikat!.. Derin ayıp ve hicap.. Haber tekzip edilmemiş.
19 milyon kişiye yardım dağıtan AKP 20 milyon oy aldı.
Bu haber 08 Nisan 2014 tarihli Sözcü gazetesi’nde, diğer bazı gazetelerde ve ağırlıklı olarak sosyal medya’da yer alıyor. Ayrıntılara bakarsak olay şu: Bahse konu yardım bir aile içinde sadece “geçindirmekle yükümlü” aile reisi veya belirlenen sorumluya veriliyor. Şu hale nazaran yardımın genel nüfus içindeki muhatapları asgari: 38 milyon dolayında seçmen ve 57 milyon civarında vatandaş.
Dolayısıyla gidişat: Hırs ve ihtiras uğruna izmihlal değil de nedir?
İnsanlık tarihi ve İslâm’da: Hüküm hikmet iledir. Hikmet, halkı ve devleti hak, adalet, hukuk ve mümasili bir düsturla yönetmek; İmkân ve fırsat eşitliğini sağlamak; İnsanları ilim, ahlâk, meslek v marifet sahibi yaparak (eğiterek ve öğreterek) fakirlik, yoksulluk, cehaletten kurtarıp.; Onları vicdanı hür, irfanı hür, düşünce ve ifadelerinde özgür; Şahsiyetli, haysiyetli ve yüksek karakterli fertler olarak cemiyete kazandırmak… Memlekette anarşi, terör, tedhiş, haksızlık, hırsızlık, her nevi kanunsuzluk ve yolsuzluğa asla ve kesinlikle meydan vermemek!
Sıra siyasete geldiği zaman ise; Bu çalışma ve başarılardan dolayı tevekkül etmek, ille aday olup hırs ve ihtiras göstermemek; Bunun yerine, Yüce Peygamberimiz tarafından emir ve tavsiye buyurulduğu gibi: “millet tarafından aday gösterilmeyi” beklemek…
İnsanlığın, ilmin, irfanın, yaratılanı sevmenin, memleket âşkıyla hizmete talip olmanın şekli, usulü, adabı ve erkânı budur. Unutmayın İslâm’ın şiarı: “El İman Min’el Vatan”dır..
<<< Başa Dönmek İstersen