content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 Haz

De’ Facto Mütegallibe ve dâhili bedhahlar (II)

KARŞI DEVRİM = YENİDÜNYA DÜZENİ

Zekâ düzeyi düşük primitifler bilmezler. Ama dönme, devşirme ve kriptolar çok iyi bilir. Türkiye’deki karşıdevrim: Sömürgeciliğin zaferi, legalize olması ve dünyada uç veren “yenidünya düzeni” domuzluğunun hayat bulup harekete geçmesidir. Nitekim 1908 veya bir başka telâkkiye göre 1914 yılına değin beş buçuk asır boyunca, tartışmasız dünyanın başkenti olan İstanbul, bu vasfını 1914’de yitirdi ve Kraliçe’ye kaptır. 1944’e kadar dünya başkentinin Londra olduğu bilinir. Fakat yenidünya açılımı ile başkent Amerika kıtasına kadı.

Netice olarak: 1960’a kadar dünyanın patronu da başkenti de Washington D.C.’dir.

1960’larda yeni bir yapım, değiştirme, dönüştürme ve yerleştirme depremi yaşanır…

DÖNEMLER, DEVRİMLER VE DENGELER

Dönemin en önemli sorunu olan ve gelişmişlik sıralamasında; Demokrat Parti, Bayar ve Menderes sayesinde Amerika, İngiltere ve Japonya’dan sonra dördüncüye gelen Türkiye, 27 Mayıs darbesi ile önü/yolu kesilir, durdurulur. Hatta durdurulmak bir yana, sadece üç yılda bütün birikimi berhava edilmek suretiyle 1963’de sevgili halkını vahşi, adî ve alçak, iyi yüzlü batı’nın domuz ahırlarında bakıcı, kirli/hastalıklı sokaklarında süpürgeci ve en tehlikeli maden havzalarında amele olarak çalışmaya göndermek zorunda kalır. Zira cunta, halkı sadakaya ve memleketi dövize muhtaç hale getirmiştir. Oysa daha üç yıl önce Türkiye, Avrupa’nın en iyi ve en seçkin, kalifiye elemanlarını, bilim doktorları, profesörleri, her derece ve düzey işçileri Türkiye’de “yabancı işçi sıfatıyla” çalışırlardı.  

14 Mayıs 1950’de açlık, işsizlik, hastalık, yokluk ve kıtlıktan kırılan Türkiye’nin 1960 da işsizlik sorunu yoktur. İstihdam fazlası vardır ve bu fazla yabancı işçi ile karşılanmaktadır.  

YALAN-TALAN, İŞGAL, SOYGUN VE VURGUN DÜZENİ     

11 Kasım 1938 ilâ 14 Mayıs 1950 arasında yaşanan nefret/fetret, fakirlik, açlık, yokluk ve hastalık dönemi 28 Mayıs 1960’da sökün etmiş; Kalitesiz, değersiz, niteliksiz ve niceliksiz, gayri milli unsurlarca bilerek, isteyerek, plânlı, programlı olarak dejenerasyon, deformasyon, psikolojik savaş, beyin yıkama, milli, ilmi ve manevi değerleri çürütme ve devleti yozlaştırma politikaları ülkeyi günümüze; Yani felâketin eşiğine kadar getirmiştir.       

Öyle ki; Bu gün, her ne kadar iman etmeseler, farkında olmasalar da, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti adına; Devleti dâhili ve harici bedhahlardan (gizli düşmanlardan), vatan haini, bölücü, hırsız ve yolsuzlardan koruma; Devleti yüceltme ve hükümeti denetleme görevi ile sorumlu ana ve yavru muhalefet, bilumum şerikleri ile birlikte “çatı kuralım” derken, milli devlet düşmanlarına “çanak tutma” bedbahtlığı, cehalet, felâket ve gafletine düşmüşlerdir!..

Oysa biz, Türkiye’nin “Cumhurbaşkanı, mutlaka Türk olmalıdır” diye haykırıyorduk.

Devamı>> BÜTÜN DÜNYA İŞGAL VE TASALLUT ALTINDA

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank