Dalmak Acemilik Kaldırmaz
Dalmaya bağlı sağlık sorunlarının çoğu panik, yorgunluk ve dalma donanımının yetersizliğinden kaynaklanır. Bunların çoğu, dalgıçlık konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan acemi kişilerde görülür ama iyi eğitim almış tecrübeli dalgıçlarda da zaman zaman çeşitli problemler ortaya çıkabilmektedir.
Sinüzitiniz varsa…
Derine inildikçe çevre basıncı artar ve bu basınç değişikliği vücut dokuları ve sıvılarına yansır. Üst solunum yolları infeksiyonu, sinüzit ve orta kulak iltihabı olanlarda, hava ihtiva eden kulak ve sinüs boşluklarında negatif basınç gelişir ve buralarda kan ve sıvı toplanır. Şiddetli ağrıya yol açan bu durum, tecrübesiz bir dalgıçta şaşkınlık ve paniğe sebep olur. Bundan dolayı, kulak hastalıkları ve sinüziti olanlar bu rahatsızlıklarını tedavi ettirmeden asla dalmamalıdırlar. Dış kulak yolundaki hava sıkıştıkça, soğuk su kulak yoluna girerek kulak zarını etkiler ve baş dönmesi de gelişir.
Orta kulaktaki havanın sıkışması durumunda ise kulak zarı içeri doğru çöker, ağrı, işitme kaybı ve huzursuzluğa yol açar. Bu şikâyetler, kapalı gırtlağa karşı nefes verme çabası (ıkınır gibi yaparak) ile düzeltilebilir.
Dalgıçlarda en sık rastlanan tablo orta kulak basınç-travmasıdır. Belirtileri, basınç hissi, giderek artan işitme kaybı ve baş dönmesidir. Kulak zarı birden yırtıldığında ağrı tamamen geçer. Her iki kulaktaki basınç artışlarının farklı olması ise bulantı, kusma ve şaşkınlık haline neden olur. Bu durum, suyun akciğerlere kaçması ve boğulmaya kadar gidebilir.
Derinlik sarhoşluğu
Azot narkozu halk arasında ‘derinlik sarhoşluğu’ adıyla bilinir. Derinlere indikçe akciğerlerdeki azot gazı basıncı artar ve azot akciğer damarlarına geçerek kanla tüm vücuda dağılır. Azot daha çok yağlı dokularda depolanır. Bu artış sinir zarlarında olduğunda çok önemlidir, çünkü buradaki azot miktarı fazlalaştıkça sinir iletisi de bozulmaya başlar ve giderek kesilir.
Komprese edilmiş hava ile dalanlarda, sinir iletisindeki bozulma 20 metreden itibaren kendini gösterir ve 45 metrenin altında da tehlike başlar. Azot narkozu birkaç dakika içinde gelişir ve dalgıç tarafından her zaman fark edilmeyebilir. Dalan kişide sarhoşluk, dalgınlık, umursamazlık hali vardır ve giderek şuur kaybı gelişir.
Böyle bir durum hissedildiği zaman, dalgıç hemen 45 metrenin üzerine getirilmeli ve hava yerine helyum-oksijen gazları karışımı solutulmalıdır. Böyle kişilerin doğrudan hemen su yüzeyine çıkarılması sakıncalıdır.
Akciğer yırtılması
Dalmanın en ciddi ve en sık rastlanan zararlarından biridir ve birkaç metrelik derinliklerde bile meydana gelebilir. Daha çok, panikleyen ve hızla yukarı çıkarken nefeslerini tutan acemi dalgıçlarda rastlanan bir durumdur.
Akciğer yırtılmasının belirtileri öksürük, nefes darlığı ve solunum yolları kanamasıdır. Ses kısıklığı, yutma güçlüğü, ensede veya göğüs kemiği arkasında dolgunluk da olabilir. Bu belirtiler, yukarı çıkarken veya su üstüne çıktıktan sonra da gelişebilir. Tedavi, 2-3 gün sürekli oksijen verilmesidir. Akciğerlerdeki yırtık kendiliğinden tamir olur. Akciğer zarları arasındaki hava fazla ise göğüs boşluğuna tüp takılmalı.
Zedelenen akciğerlerden çıkan hava, kan dolaşımına karışırsa, hava ambolisi meydana gelir. Yetersiz eğitim, uygunsuz araç kullanımı, su altında gelişen ani durumlar veya dalma sırasında dalgıcın havayı korumak amacıyla soluğunu tutması sonucu oluşur.
Hava ambolisi hızlı gelişir ve beyin damarlarının hava kabarcıkları ile tıkanması sonucu çeşitli belirtiler oluşur: Sarhoşluk hali, el ve ayaklarda karıncalanma ve uyuşukluk, kişilik değişiklikleri, konuşma bozuklukları, güçsüzlük ve felçler, kas kasılmaları, şuur kaybı…
Böyle bir durumda kişi derhal sol tarafı üzerine baş aşağı gelecek şekilde yatırılır, kalça yukarı kaldırılır. Bu pozisyon, gaz kabarcıklarının beyine gitmesini güçleştirir. Aynı zamanda oksijen de verilmelidir.
Daldıktan hemen sonra uçağa binmek tehlikeli
Bu hastalık halk arasında vurgun adıyla bilinir. Dalan kişi su altında uzun süre kaldığında, vücudunda fazla miktarda azot çözünür. Bu kişi, aniden su yüzeyine çıkarsa, hücre içi veya hücre dışı vücut sıvılarında önemli miktarda azot kabarcıkları oluşur ve bunların miktarına göre vücudun hemen her yerinde hafif veya ağır hasarlar olur.
Vurgunun belirtileri, çıkıştan sonraki birkaç dakika ile birkaç saat içinde ortaya çıkar. Nadiren de belirtilerin görülmesi için 6 saatten fazla zaman geçmesi gerekir. Vurgunun belirtileri şunlardır: Deride kaşıntılı lekeler, kas ve eklemlerde şiddetli ağrılar, duyu bozuklukları ya da felçler, şiddetli yorgunluk, göğüste rahatsızlık, öksürük, nefes darlığı, şok ve şuur kaybıdır.
Vurgunun tedavisi ‘basınç odası’ adı verilen özel bir odada yapılır. Dalgıç deniz dibinde çok derinde ve uzun süre kalmış ise basınç odasında saatlerce kalması gerekir. Tedaviye belirtilerin görülmesinden sonraki ilk 6 saat içinde başlanmalıdır. Önce, 2,5-3 atmosfer basıncındaki oksijen 2-4 saat süreyle verilir ve daha sonra belirtiler giderilinceye kadar tedaviye devam edilir.
Daldıktan sonraki 12 saat içinde uçağa binenlerde vurgun ihtimali çok yüksek olduğundan, dalgıçların 12 saat geçmeden uçağa binmeleri son derecede sakıncalıdır.