Dalkavukluk Sanattır!
ERDAL İZGİ
ESİNTİ
Düzleşen
dünya, küreselleşen ekonomi, gelişen beceri, zorlaşan geçim vs…
Sebebi her ne olursa olsun o kadar çoğaldı ki, her an yanı başımızda görmemiz mümkün.
Cismi hissedilmese de sesini mutlaka duyarsınız.
Onlara isimler konuluştur.
Dalkavuk, yalaka…
* * *
Oysa…
Her ikisini aynı kefeye koymamalı.
Hatta
birine biraz saygı duymalı, diğerini insanlık utancı olarak görmeli.
Buna göre
ayırt etmeli, tavrı da belirlemeli..
Çünkü
onları yaratan, besleyen, büyüten de biziz.
Toplumumuz, milletimiz.
* * *
Dalkavukluk; Osmanlı İmparatorluğu’nun esnaf sınıfları arasında yer alırdı.
Dalkavukların kendilerini yöneten kuralları, uymak zorunda oldukları töreleri ve usulleri vardı.
Ruhsat ve ehliyet sahibi olarak belirli ücret karşılığı hizmet vererek, işlerini yaparlardı.
Görev yerinde oturacakları ve duracakları yer belli idi.
Genelde merdiven kenarında küçük minderde oturur veya eşikte ayakta beklerdi.
Konuşmaları ortamı neşelendirmek, kötü, çirkin ve küfürlü sözlerden kaçınmak üzerine kuruluydu.
Ev veya toplantı sahibin sözlerine içten onay ve destek görevleriydi.
Tarifesi de belliydi.
Çıplak başına tokat atarsan 45 para ödenirdi.
* * *
Yalaka…
Dalkavukluğun argo karşılığı kelime olarak gösterilir.
Bu nedenle karıştırmamak lazımdır.
Yalakanın özünde korkaklık egemendir..
Saygınlıkları yoktur, dostluklarına güvenilmez.
İkiyüzlü oldukları için anında adam satarlar.
Olgunun tanımında kilit nokta; tarifesiz çıkar elde etmektir.
İcraatları ‘bugün sana- yarın bana’ üzerinedir.
Dilinde pürüz yoktur.
Usulü ve adabı olmadığı için bunlar toplumsal ahlak sorunu haline gelmiştir.
* * *
Seçim yaklaşıyor.
Hatırlatalım istedik.