Cüppeli Ahmet Hoca Tutuklandı ya…
Farkında mısınız bilmiyorum. Samimiyetimizi sorgulayacak ciddi şeyler oluyor.
Herkesin ciddi olarak düşünmesi gerekirken, yaşananlar karşısında ‘faşizm’ seslerinin yükselmesine neden oluyor.
Ancak nerede bir sakallı görse ‘şeriat geliyor’ nerede bir çarşaflı görseler ‘İran mı oluyoruz?’ diye fetva verenlerin, ortalığı birbirine katanların, bunun için darbe planları yapanların, PKK teröründen bile daha tehlikeli görenlerin düştüğü aciz durumları da görüyor musunuz? Cüppeli Ahmet Hocadan medet umar duruma geldiler.
Ekranlarına çıkarıyorlar…
Gazete sayfalarında yer veriyorlar.
AK Parti’ye ve Fettullah Gülen’e karşı muhalefet yapıyor ya…
AK Parti karşıtıyız ya, o cenahtan diye gördüklerimizin muhalefetini(!) görüyor ve duyuyoruz ya..
Keyfimizi diyecek yok…
****
Şimdi size bir soru: küçücük çocukları bile çarşafa sokan, her kötülüğün arkasında Amerika ve İsrail’i gören, Müslüman dışında herkesin cennetin kapısından bile geçemeyeceği fetvası veren, Yahudilerin topluca imhasını savunan, insan bile saymayan bir zihniyetin sadece ‘AK Parti’ye muhalefet yapıyor, Fettullah Gülen’e küfür ediyor, hakaret ediyor’ diye etekleri zil çalanlar gerçekten Cüppeli Ahmet Hocanın söylediklerine katılıyorlar mı?
Gerçekten söylediklerine inanıyorlar mı?
Alın size bir samimiyet testi.
****
Nerede bir sakallı, nerede bir çarşaflı görse ‘şeriat geliyor’ zannedenlerin, Cüppeli Ahmet Hoca gözaltına alındıktan sonra döktükleri gözyaşları, yazıları samimiyetlerine inanıyor musunuz?
Alın size başka bir samimiyet testi.
****
Ve bu yazıyı okuyan siz, bir Fettullahcı görseniz oturup konuşsanız tercihiniz onlar mı olur yoksa Cüppeli Ahmet Hoca gibiler mi?
Gerçekten sizin o cemaatlerin arkasındaki kapalı ilişkilerden haberiniz var mı? Oralarda yaşananlardan haberdar mısınız?
Gerçekten siz ‘Cüppeli Ahmet Hoca gözaltına alındı, tutuklandı’ diyerek üzülecek, ‘demokrasi nerede?’ diyebilecek samimiyete sahip misiniz? Samimisiniz?
Ben sorunun yanıtını vereyim. Hadi canım sende…
Alın size bir samimiyet testi daha…
****
İzmir’de bir kadın polis karakolunda dövülmüş ya, kıyamet kopuyor… (Ayrıca kopmalıda… )
AK Parti faşizmi, Tayyip’in polisleri diye…
Türkiye nereden nereye geldi. Farkında mısınız?
Karakollarda çocuklarımız ölürdü…
Kimsenin haberi bile olmazdı.
Karakollarda çocuklarımız sakat çıkardı…
Kimsenin haberi bile olmazdı.
Karakollarda çocuklarımız kaybolurdu.
Kimsenin haberi bile olmazdı.
Paşalarımız vardı, ‘elimizde taş gibi oğlanlar var” diyerek işkenceleri, tecavüzleri, cop sokma işkencelerini meşrulaştıran…
Şimdi dizi film izler gibi izliyoruz. Karakollar ‘biri bizi gözetliyor’ BBG evleri gibi olmuş.
Kamuoyu baskısıyla işkenceci, dayakçı polisler görevden alınıyor.
Dün sessiz olanlar bugün insan haklarını savunanlar olmuşlar…
Alın size bir samimiyet testi daha…
*****
Daha çok yolumuz var…
Daha çok demokrasiye ihtiyacımız var.
Daha çok polisin hukukun içine alınmaya, şiddeti meşru gören polislerin camiadan uzaklaştırılmasına ihtiyaç var.
AK Parti’nin daha çok demokratikleşmesine, muhalefetin daha çok demokratik olmasına ihti-yacımız var.
Bu ülkenin topraklarında devletin herkesin devleti olmasına, teknik bir devlet olmasına, demokratik olmasına, yurttaşlarının hizmetinde garson devlet olmasına ihtiyaç var.
Ama bir gerçekte var.
Hepimizin samimiyet testine ihtiyacı var.
*****
Ve farkında mısınız? KKC operasyonları olurken, şehit haberleri gelmiyor.
Neler oluyor diye soruyor musunuz?
Merak etmiyor musunuz?
Arka planda neler oluyor diye?
*****
Size bir samimiyet testi daha…
Aleviler ve Şiilerin kutsal ayı Muharrem ayı.
Oruç tutuyorlar.
Kendilerine saygı isteyenler, oruç tutarken, oruç tutmayanlara farklı bakanlar.
Sahi ne yapıyorlar?
Kendilerine saygı isteyenler, başkalarının oruçlarına saygı duyu-yorlar mı?
Ramazan ayında her akşam sıraya giren, belediyeleri, siyasileri iftar yemekleri veriyorlardı. Şimdi, Aleviler ve Şiiler için aynı duyarlılığı gösteriyorlar mı?
Haberiniz var mı?
Öteki diye gördüklerimiz oruç tutuyorlar ve sahi siz onların farkında mısınız?
Çokyiğit’in yapı ruhsatı varmış!
GEÇTİĞİMİZ günlerde, “1028, 1029, 1030 ne hatırlatıyor?” başlıklı yazımda, Hasan Çokyiğit’e ait 60 daire ve işyerinin bulunduğu 2 blok belediye meclisinde geçen plan tadilatı ile yasallaştırıldığını ve 2 bloktan oluşan 60 dairenin kaçak olduğunu belirtmiştim.
Çokyiğit, yazımız üzerine bizi aradı ve geçen plan tadilatının kendi yeri ile bir ilgisinin olmadığını ifade ederek, 2 bloktan oluşan işyeri ve dairelerin yapı ruhsat belgesini bize gösterdi. 21.05.2008 tarihli yapı ruhsatının bir fotokopisini de bize verdi.
Öncelikle Hasan Çokyiğit’e ortaya koyduğumuz iddialar karşısındaki duyarlılığı için teşekkür ediyorum.