Cumhuriyet…
Suriye'de, Kafkaslarda, Trablusgarp'ta, Balkanlarda, Çanakkale'de ve Anadolu'da İstiklal Savaşı’nı planlayan, yöneten ve başaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun kurduğu cumhuriyetin nimetlerinden yiyip içip keyif çatanlar, şimdilerde Cumhuriyet kutlamalarına, milli bilinç aşılayan antlara, bayramlara karşı çıkmaktalar... Bayram kutlanmasın diye toplu bir araya gelmeler yasaklandı valilikler kararıyla…
Cumhuriyetin kuruluşundan vefatına kadar geçen sürede, yani gerçek anlamda Cumhurbaşkanlığı yaptığı Cumhuriyetin ilk 15 yılında Mustafa Kemal, cehaletle, ekonomik sefaletle savaşıyor, Türk Ulusunu ayağa kaldırıyor, özgüven ve milli bilinç aşılıyor, varlığının farkına varmasını sağlıyordu. Bir imparatorluğun küllerinden Cumhuriyeti kurduğunda, 619 sene hüküm süren Osmanlı, Anadolu insanını tamamen unutmuştu. Halkı çuhalarla örtünen, onları sefalet içerisinde süründüren ve bundan zerre kadar haberi olmayan Osmanlıyı özleyen cahiller, vicdanlarına başvursunlar derim. Osmanlı 619 yıl boyunca Anadolu'ya tek çivi çakmamış, sadece analar cömert Mehmetçik doğurmuştur. Osmanlı da saltanatının devamı için onları cephelerde kırdırmış, vergi almış, vermeyeni de dipçikle ezmiştir...
Cumhuriyetle birlikte halk kendisine nasıl bir değer verildiğini anlamıştır. Devlet, halkının refahı için uğraşmış, " Yurtta barış, dünyada barış..." demiş, savaş yorgunu halkını yeni savaşlara sokmamıştır Mustafa Kemal Atatürk... Komşu da olsa hiçbir devletin iç işine de karışmamıştır. Kurduğu Cumhuriyet ile mazlum milletlere örnek olmuştur. İstiklal Savaşını başlatırken en büyük mucizesi, Anadolu halkını belli bir amaç etrafında ve aynı şemsiye altında toplayıp birleştirmesi, birlik, bütünlük sağlamasıydı... Örgütlü cehalet ve öncüleri bunu da unutmuş olsalar gerek. Mustafa Kemal Atatürk; hiç bir şekilde ne mezhep, ne ırk, ne aşiret, ne de sınıf ayırımı yapmamıştır. Herkesi eşit tutmuş ve düşmana karşı, vatan için, iffet için direniş başlatmıştır. Asla ayrımcılığa girmemiştir.
Yazıktır ki, son yıllarda ülkemde Cumhuriyetin temel prensiplerinden uzaklaşılmış, 93 yıldan beri ekilegelen cumhuriyet düşmanlığı tohumları ürün vermeye başlamıştır. Artık bu düşmanlar açıktan açığa tüm kinlerini kusmaya başladılar.
Cumhuriyetin temel ilkelerinden biri olan hak ve hukuka saygınlık rafa kaldırıldı; adalet sistemi, siyasi gücün bir kolu haline getirildi ki bu yaşanılabilecek en büyük felaketlerden biridir. Cumhuriyetin kurucu felsefesi, Kemalist inanç ve düşünce sistemi, laiklik, yargının bağımsızlığı, basın özgürlüğü darbe üstüne darbe aldı...
Cumhuriyetin temel ilkesi olan dış politikanın ana ekseni "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesi çiğnendi. Yanlış uygulamalar ve ilkel anlayışlı dış politikalar nedeniyle ülkemize çok şey kaybettirildi. Günümüzde tüm çıplaklığıyla yaşıyoruz bunu, tüm komşularımız bize adeta düşman oldu.
Eğitim sistemimiz içler acısı... Aklın ve mantığın asla kabul edemeyeceği kararlarla sistem felç haline getirildi.
İsrafın zirve yapmış durumda. Ekonomik sarsıntı içinde olan halkın gözünün içine bakarak onlarca lüks zırhlı araçlar için "çerez parası" diyen bir zihniyetin elindeki ekonomi, devletin borçlarını, cari açığı zirveye çıkarttı.
Hangisinden söz etsem bilemedim doğrusu. Al birini vur diğerine. Hangisinden konu açsam diğeri feryat figan bağırıyor…
Cumhuriyete ve onun temel ilkelerine, çağdaş toplum olmaya engel zihniyetin öncülerine sorulması gereken şey; Mustafa Kemal Atatürk de dâhil olmak üzere, Cumhuriyetin kurucu kadroları kaç kez "özel uçak" kullanarak, ailesiyle, yüzlerce yandaşıyla yurt dışına çıktı? Hangisi koruma ordusuyla dolaştı?
Cumhuriyet kurulduğu günden beri düşmanları tarafından hırpalanmasına rağmen insani değerlerin üstünlüğü ve ilkeleriyle yoluna devam ediyor. Yerli ve yabancı komploculara, takiyyecilere, vefasız entellere, örgütlü cehalete rağmen Türkiye Cumhuriyeti Devleti ayaktadır, yaşıyor, yaşamaya da devam edecektir.
93 Yaşında olan Türkiye Cumhuriyeti, Türk Ulusunun aydınlık geleceğidir. Cumhuriyet Türkiye'nin doğum günüdür.
Doğum günün kutlu olsun güzel ülkem…