content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

04 Eki

Cumhuriyet ve Demokrasi (II)

Toplu yaşamın bu gün için en ideal olanı bireyler için demokratlıktır, kurumlar için demokrasidir. Her iki kavramın birbirine olan ortak yanı hakka, hukuka dayalı uzlaşıdır. Onun için adı demokrasidir. Unknown Object

Demokrasi; toplumda insanca yaşamanın (hakka, hukuka dayalı, demokratik çerçevede) kural ve sınırlarını belirleyen rejimiCumhuriyet ve Demokrasin adıdır.

Toplumlar, insanlardan oluştuğuna göre onlarda insanlar gibi yaşayıp varlıklarını sürdürürler. Aksi takdirde ne millet, ne de devlet olur. Doğal olarak insanlar olmayınca toplum. Toplumlar olmayınca millet, millet olmayınca da devlet olmaz.

Toplum denince aklımıza; aynı topraklarda bir arada yaşamaya çalışan insanlardan oluşmuş guruplar, topluluklar gelir. Millet denilince; Aynı topraklar üzerindeki benzeşen ruhların tarih içindeki birlikteliklerinde oluşturdukları insan toplulukları aklımıza gelir. Devlet denilince de; Millet tanımını oluşturan insanların dünyada (dünya coğrafyası üzerinde) çizilip oluşturulan yasal çerçevedeki sınırlar içinde hak ve hukuklarının korunup kollanmasına yönelik kendine has özellikleri olan bir milletin bireylerinin bir araya gelip, kurulu dünya (dünyada geçerli olan hukuk) sistemi içinde oluşturdukları milletler topluluğunun her bir üyesine de devlet denir, diye düşünüyorum. Yada kısacası devlet, hukuktur. Onun için hukuk sistemi içerisinde oluşturulmuş bir milletin teşkilatlandırılmış, yapılandırılmış şekline devlet denir.

Bu hukuksal yapı içerisinde yapılanmasını tamamlayan devlete ait kurum ve organlar, oluşturulmuş bu temel yapı çerçevesinde tüm görev ve sorumluluklarını yerine getirmekle görevli ve sorumludurlar.

Bu görev ve sorumluluğun bilincine erişmiş olan Devletimizin Yüce Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK, Devletimizin yönetim şeklini Cumhuriyet olarak tercih edip tayin ettikten sonra Yüce Ulusumuza armağan etmiştir. Ne mutlu böyle bir ulu öndere, böyle bir kurucuya sahip olan millete. Ne mutlu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü sevenlere. Ne mutlu onun bizim için çizip gösterdiği çağdaş insanlık yolunda ilerleyenlere. Ne mutlu cumhuriyete inanıp demokrasiyi yaşayıp yaşatanlara.

Cumhuriyet; Bağımsızlık, özgürlük, hürriyettir. Onun için egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet bu gücünü devletin temel yasası olan halk uzlaşısıyla (başlangıçta) oluşturulmuş olan anayasası ile görev ve sorumluluk sınırları çizilip belirlenmiş yetkili organları eliyle kullanır.

Kullanırken de Cumhuriyet; millete ait oluşturulan devlet gücünün bir elde toplanmasını önler. Cumhuriyeti cumhuriyet yapan, ona önem kazandırıp değer verdiren asıl temel ilke budur. Onun için cumhuriyet, hiçbir kimseye, hiçbir zümreye, hiçbir topluluğa ayrıcalık tanımaz. Anayasadan alınmayan gücü kullandırmaz. Halkın kendi kaderini kendisinin tayin etmesini sağlar. Onun için cumhuriyet, bağımsızlık, özgürlük ve hürriyettir. Bunlarda ancak cumhuriyet temeli üzerine oluşturulup dizayn edilecek olan demokrasiyle sağlanır. Onun için cumhuriyet demokrasiyi, demokrasi de cumhuriyetin gelişip kök salmasını sağlar.

Kök salan cumhuriyet içindeki demokrasi, öğrenim ve eğitimdeki eksikliklerini giderip demokrasiyi ve demokratik sistemi içine sindirmiş, öğrenim ve eğitim düzeyi ve oranı yüksek toplumlarda ortak yaşanılan hayata yönelik yazılı olmayan tüm kurallar genel ahlak çerçevesi içinde mü tela edildiğinden toplum yararına olmayan tüm kuralsızlıklar demokrasi dışı sayılmış. Demokrasiye ve toplum yararına olan her demokratik kuralda ahlaki kabul edilerek, demokrasi içinde yaşayan herkesin uyması gereken yerleşik etik kurallar haline getirilmiştir. Çünkü toplum adına demokrasi içinde kazanılmış tüm değerler demokratiktir. Onun için toplumun genel ahlakına uygun olan tüm demokratik ve etik kurallar demokrasi içinde yazılı olsa da olmasa da çalışır. Çünkü demokrasi içerisinde hakka hukuka uygunluk, demokrat insanlar için temel prensiptir.

Ama bizim gibi eğitim seviyesi düşük, öğrenim ve eğitimini daha henüz tamamlayamamış toplumlarda da demokrasinin işlerliğine yönelik kurallar yazılı olsa da zor işler. Çünkü yaşanmamış hayata dair kurallar olmaz. Olmayan hayata dair kurallarda hiçbir zaman önceden kitaplara yazılmaz. Yazılı olmayan hayata dair kuralsızlıklarda demokrasi içinde yaşarken demokratik kurallar çerçevesinde zaman içinde kendiliğinden oluşup işler. Bu da demokrasi içinde yaşayan bir toplumun demokrasiye yönelik kültürel birikimini gösterir.

Demokratik yaşama yönelik demokrasi yönündeki bu büyük kültürel birikimini toplayıp tamamlamış toplumlar zaman içinde sisteme yönelik gösterecekleri teveccühle, büyük bir katılım sonucu anlaşıp oluşturacakları uzlaşıyla çoğulcu demokrasiyi oluştururlar.

Bu yapı içerisinde çoğulcu demokrasiyi benimseyip sindiren toplumlar, zamanla daha çok gelişip olgunlaşarak içinde yaşadıkları toplumu rahatlatırlar. Rahatlayan toplum özgürleşmeye başlar. Özgürleşen toplum daha fazla özgürleşmek için özgürlükçü demokrasiye geçiş yapar.

Özgürlükçü demokraside insan, insanlaşmaya başlar. Üretimi artırır. Üretimi artıran insan sosyalleşmeye başlar. Sosyalleşen insanın ihtiyaçları artar. İhtiyaçlarını gidermek için insan daha fazla çalışıp üretir. Ürettiğini satmak için malına kalite verip değer kazandırır. Ürettiği maldan artan yaşam kalitesine yönelik ihtiyaçlarını gidermek için satmak ister. Malını değerinde satmak için insanın daha fazla sosyalleşmesi gerekir. Bu şekilde sosyalleşen insanların demokratik ve özgürlükçü bir toplumda her geçen gün yaşarken çoğalıp artmalarıyla da o toplumda sosyal demokrasi oluşup gelişmeye başlar. Sosyal demokrasinin bu şekilde sürekli gelişip olgunlaşmasıyla toplumda refah artar. Huzur çoğalır. Halk zenginleşir. Devlet güçlenir. Halkı zenginleştikçe güçlenen devlet, içte kendi halkının sevgisini kazanırken dış dünyada da başka milletlerin itibarını kazanıp saygınlığını artırır.

İşte cumhuriyetin faydası, işte demokrasinin yararı, işte demokratlığın insana getirisi, işte insan olup insanca yaşamanın keyfi. İşte güçlü bir devletin onurlu vatandaşı olarak dünyada yaşamanın memnuniyeti ve gururu. İşte bu memnuniyet ve gurur içinde insanlık alemi için eşi benzeri bulunmaz bir zenginlik. Bu zenginlikle de yeryüzünde millet olarak sürdürülebilecek en büyük insanlık saltanatı budur.

Onun için insanlığın bu dünyada gerçek anlamda demokrasiyle varıp ulaşabileceği en son çağdaşlık budur.

Ne mutlu demokrasi ile yaşarken böyle bir yüce saltanatı insanlık adına yer yüzünde örnek olarak oluşturup yaşayan milletlere.

Sevgi ve saygılarımla. ./...

Cahit KARAÇ

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank