Çözün Artık Bu Sorunu…
BDP Şırnak Milletvekili Hasip KAPLAN, önceki gün KESK Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada tutuklu vekiller nedeniyle yaşanan yemin krizi ile ilgili; “Bu sorunu çözemezseniz ve Kürtler ‘bu Ankara meclisi, bizim meclisimiz değildir artık’ duygusuna kapıldığı an, Tayyip ERDOĞAN iktidarı ve şurekası 6 ay ayakta kalamaz. O zaman halkın başkaldırı hakkı doğar, meşru hakkı doğar” diye açıklama yapıyor...
KAPLAN; “BM’nin 665 sayılı kararı da vardır. Diktatör, hak ve özgürlükleri tanımıyorsa, zulüm ediyorsa, operasyon yapılıyorsa, ezilen hakların başkaldırı hakkı vardır. Oysa biz gelip Meclis’te çözelim diyoruz. Halk bizi bunun için gönderdi. Gelin halkın iradesini tutuklamayın, kelepçelemeyin. Sizin terörist dediğiniz bizim için kahraman, vatanseverdir. Ya irademiz çıkar özgür olur Meclis’e gelir, ya da Meclis’in iradesi yok olur kelepçelenir.” diyor...
Diğer taraftan CHP Genel Başkanı KILIÇDAR-OĞLU Adalet Bakanlığı’nın yapabilecekleri konusunda üç önerileri olduğunu, bunlardan birinin uygulanmasıyla sorunun çözülebileceğini söylüyor:
1 - Adalet Bakanlığı’nın Anayasa’nın 90. maddesini anımsatan bir genelge yayımlaması,
2 - Adalet Bakanı’nın ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın kanun lehine bozma talebiyle konuyu Yargıtay’a taşıması,
3 - Bakanlık uzmanlarının bir yasa değişikliği hazırlamaları.
Süheyl BATUM, “Hâkimlere talimat verilemeyeceğine göre böyle bir genelgeye uymayabilirler, o halde öneriniz nedir”, soruma ise şu yanıtı veriyor:
“Bu durumda konu HSYK’ya taşınabilir. Çünkü hâkimler açık bir Anayasa hükmünü uygulamıyorlar. Genelge sonrasında da uygulamazlarsa bu gerekçeyle HSYK toplanır ve hâkimler hakkında değerlendirme yapabilir. Bu da bir çıkış yolu olabilir.”
BATUM ikinci bir seçeneğin de; “Adalet Bakanı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı 309. maddenin verdiği yetkiye dayanarak kanun lehine bozma yoluna gidebilirler. Konuyu böylece Yargıtay’a taşıyabilirler.” diyor.
Prof. Dr. BATUM üçüncü yol olarak şu öneriyi yapıyor:
“Eğer yargı yoluyla sonuç almak mümkünken Adalet Bakanlığı buna yanaşmayacaksa, o zaman -bizce gerek olmadığı halde- kanun değişikliğine gidilebilir. Adalet Bakanlığı uzmanları kanun değişikliği hazırlarlar, iktidar partisi Meclis’e getirir, bizim de görüşümüz alınır ve kanun değişikliği yapılarak da bu sorun çözülebilir. Ama dediğim gibi ilk iki yol varken buna gerek yok. Sebahat TUNCEL örneği de var. TUNCEL milletvekili seçildiği için serbest bırakılırken kanun değişikliği yapılmadı, aynı kanunlar yürürlükteydi.”
Sözün Özü!
Ayak oyunlarını bırakalım artık ve şu krizin önünü açalım. Milletin vekilleri yeminlerini etsinler ve meclis çalışsın. Tıkamanın ya da inadına açmamanın hiç kimseye bir yararı yok! Türkiye bu şekilde GÜME gidiyor... O zaman iktidar da muhalefet de PİŞMAN olacak belki amma iş işten geçmiş olacak...