Çorumlu Mehmet Ali Amca
Bir program seyrediyorum televizyonda. Çorum’un Oğuzlar ilçesi tanıtılıyor. Mehmet Ali Amca “Oğuzlar 77 cevizi” hakkında konuşuyor. 70 yaşından fazla görünüyor Mehmet Ali Amca. Ama çok akıcı konuşuyor.
Hemen dikkatimi çekti. Biraz dinledim yaşlı amcayı. Kelimeleri tuhaf.
İşte bazıları: Umumi, istila ya maruz kalmak,
esas mesele, satışa arz etmek, nimet, ehemmiyet, arz ve istirham, itibariyle vs. Programı yarıya yakın bir yerinden takip edebildim. Daha önce ne kadar farklı şeyler söyledi bilinmez.
Demek yaşıtları da böyle konuşuyor olmalı ki anlıyorlar birbirlerini.
Aklıma yeni nesil geldi. Biz eski kelimeleri anlamıyoruz diyorlar. İyi de onlar nasıl anlıyor? Tuhaflık burada yani.
Hem daha önce var olan şey hangi zamandan sonra eskimeye başladı. Muhafaza edilseydi “eski” olur muydu? Hangimiz bundan 50 sene önce yazılmış eserleri anlayarak okuyoruz? Peki yarım asır önce bunu yazanlar gün gelir bu millet cahilleşir, bugünkü kelimeleri unutup yerine yenisini koyarlar diye düşünmemiş demek ki.
Amcamız konuştu biz dinledik. Bir an rahmetli dedemi hatırladım. O da buna benzer kelimeler kullanırdı 40sene önce. Bir keresinde bir savaş gemisinden atılan topu anlatırken, her top atılışı sonunda diğer gemilerin “berhava” olduğunu söylerdi. Ben çocuk aklımla berhava ne demek diye düşünürdüm.
Rahmetli dedem “Müdde-i umumi, efkâr-ı umumiye, zafiyet, mütemadiyen, meccane, bilaücret gibi bazı kelimeleri de kullanırdı.
Hem programı takip ediyor hem de bunları düşünüyordum. Çorumlu Mehmet Ali Amcanın ağzından bal damlıyordu. Nazik bir dedeydi. Cümleler bitince sanki nokta konulması gerektiğini o kısa susuşundan anlıyordum.
İyi de Mehmet Ali dede bu kelimeleri nereden öğrenmişti. Bir Anadolu köylüsüydü. Askerlik harici ömrünü köyünde geçirmiş, ceviz fidanları ile meşgul olmuştu. Derin bir tahsili olamazdı. Ancak alaylı bir eğitime tabii olduğu anlaşılıyordu.
Çorumlu Mehmet Ali Amcanın hem zanaatı, hem de belagati iyiydi. Hem anlattıklarından faydalandım, hem de anlatış biçiminden. Tahsilimden de ar ettim. Ne bir fenci olarak cevizler hakkında bu kadar bir bilgim vardı, ne de kelimelere bu kadar vukufiyetim. Neresinden baksanız cahilliğimiz aşikar oluyordu.
Aklıma bir hafta önce üniversite ikinci sınıfta okuyan bir kız öğrencimin sorusu geldi. Şöyle sormuştu bana:
“Hocam ‘meram’ ne demek?”
Ah Çorumlu Mehmet Ali Amca; iyi ki duymadın sen bu soruyu!
Yanında değildim ama Çorumlu amcamızdan utandım…
Meramımı anlatabildim mi?