Çok Yazık
Dünyanın en büyük mütefekkirlerinden Hz. Mevla’na, sakalları bembeyaz olan bir papaza sorar.
-Sizmi daha yaşlısınız, yoksa sakalınız mı der. Papaz düşünür ve sakalının 18-20 sene sonra çıktığını hesap ederek, ben yaşlıyım der.
Hz. Mevla’na, yazık der çok yazık, sizden küçük olan sakalınız ağarmış da, siz hala karanlıklardasınız der.
____________________________
İbret almak gerekir. Ömür kısa, menzil yakın, gidilecek yeri düşünün. Dünya ekenektir. Burada bir şeyler hazırlamamız gerekir ki, öbür âlemde rahat edelim. Hz. Mevlana da bunu demek istemiş. Yani gaflet içerisinde ömür geçirmemeyi, her an hazırlıklı olmayı,
Peygamber efendimiz buyurmuş ki iki günü eşit olan zarardadır. Burası geçici, öbür âlem ebedi, yaptıklarımızla baş başa kalıp hesap vereceğiz. Öyle ise hesabın kolay verilmesi için ne yapmamız gerektiği bellidir.
Bir gün Hz. Ali ile bir Yahudi karşılaşıyor. Yahudi Hz. Ali ye soruyor. Ya Ali Siz cennetten, cehennemden bahsediyorsunuz, onun içinde çeşitli ibadetler yapıyorsunuz. Biz ise cennetin ve cehennemin varlığına inanmıyor ibadette etmiyoruz. Çünkü cennet ve cehennem diye bir şey yok.
Hz. Ali cevap olarak şöyle diyor. Diyelim ki senin dediğin gibi olsa, sizler ibadet etmiyorsunuz bizden ne fazlalığınız var, biz ibadet ediyoruz sizden ne eksikliğimiz var. Peki, bizim inandığım doğru ise ki doğrudur. O zaman senin ve senin gibilerin hali ne olacak.
Yahudi şöyle diyor. Yandım ya Ali.
Düşünde ibret al sen insanoğlu
En son varacağın yere hazırlan.
Tefekkür ederek bul doğru yolu
En son varacağın yere hazırlan.
Neden bu âleme geldiğin düşün
Gideceğin yerden yoktur dönüşün
Divanı mahşerde zor olur işin
En son varacağın yere hazırlan.
Bir damlacık sudan koca bir beden
Düşün başa geleceği gelmeden
Şükrani nerede ninenle deden
En son varacağın yere hazırlan.
ŞÜKRANİ
E-Mail:stoprak_58@hotmail.com