Çok Uluslu Hükümet mi?
Bakanlar beli oluyor. Başbakanlık Gül’ün, Ekonomi Derviş’in.
Yetmez ama evetçiler, yani çok uluslu şirketlerin Türkiye sorumluları, 7 Haziran seçim sonuçlarını üç aşağı beş yukarı belirlediler.
Seçimlerden bölünme ve istikrarsızlık çıktı.
Seçimleri istedikleri gibi şekillendiren çok uluslu şirketlerin sorumluları, şimdi hükümet kuracak.
Erdoğan istediği kadar dirensin. Artık kontrol çok uluslu sıcak para sağlayıcılarının elinde.
Şimdi AKP CHP koalisyonunu kurduracaklar. Bunu yapmak için yeterince etki ve milletvekiline sahipler.
Erdoğan’ı denetim altında tutmak ve etkisini azaltmak için Gül’ün Başbakan olması gerekiyor. Colin Powell ile imzalanan iki sayfa 9 maddelik anlaşma gereğince buna gerek var. Orada yapılacak bir miktar daha iş var.
Ekonomiden ve 430 milyar dolarlık borçların tahsilinden sorumlu Kemal Derviş, bir taraftan tahsilat yaparken öte yandan siyasete gerekli ayarları verecektir.
Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Yardımcısı, Faik Öztrak Hazineden sorumlu bakan.
TR705 Tanrıkulu Anayasa değişikliği ve Türklüğün Anayasa’dan çıkarılması sorumlusu olacak, geri kalan Başbakan Yardımcılıkları ve bakanlar AKP’den olacaktır.
Erdoğan erken seçim diye bağıracak, yeni milletvekili olanlar sen sus diye bağıracaklar.
Erken seçim için seçilenlere tüm hakları, sanki dört sene görev yapmışlar gibi verilse de, kabul etmeyeceklerdir. Hatta Erdoğan’ın kontenjanından gelenler bile kaytaracaklardır. Çünkü insanlar artık özgün gereksinimlerinden ibarettir.
Zaten sistem bunların zafiyeti üzerine kurulu olduğundan, erken seçimi kimse istemeyecektir.
Çünkü “erken seçim” Erdoğan’ın talebi olarak ortaya çıkacak, ya da çıkarılacaktır.
Yunanistan’da borçların tahsilatı için önce genel seçimlerden Antonis Samaras’ı çıkardılar. Avrupa bankalar çetesi olarak üçlü trio görev başındaydı. Evet tahsilata başlamışlar ve halkın donu dahil almaya başlamışlardı ki, Çipras çıktı.
Şimdi Türkiye’de buna benzer bir CHP, AKP koalisyonunu deneyecekler. Borçların bir kısmını bu süreçte tahsil ederlerse edecekler. Geri kalanını IMF’ye bağlayarak yolarına devem etmek isteyeceklerdir.
Bu süreç içinde milli devletin arta kalmış bazı kurumlarını da, berhava ederek, bölünmenin tüm koşullarını Türk halkının kabul edeceği bir konuma taşımış olacaklardır.
Parlamentolar, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar gibi çok uluslu şirketlerin finans kontrolüne bulunan kurumların, milli devleti savunmaları beklenemez.
Halk için hiçbir yarar sağlamayan Meclisin varlığı, Meclis dışı muhalefeti zorlayacaktır.
Meclis dışı muhalefeti kim birleştirirse, o parti güçlenecektir.
bulentesinoglu@gmail.com