content

ikradan-mahyaya-aydinlanma

25 Oca

Çok Komik Yargılar Bunlar

Yani olayların vahametine rağmen bu kadar güleceğime asla ihtimal vermiyordum. Gerçekten de “burası Türkiye, her an her şey olabilir” aforizması ülkemiz hukuku üzerinde ve özelinde yerini buluyor.

Şu bizim ti’ye alınacak duruma düşen, karikatürize edilmeyi hak eden yargımızdan bahsediyorum. Ne yaptığını bilmeyen, kimleri salıverdiğini, kimleri tutuklattığını kestiremeyen, verdiği cezanın suça denk olup olmadığını anlamayan, hangi sözün yargıya müdahale olup olmadığını fark etmeyen yargıdan…

Allah aşkına daha dün 10 yıldır yargılayamadığı mahkûmları salıveren bu yargı değil miydi?

Ergenekon sanıklarını bir yandan bırakan, öte yandan olmadı yeniden tutuklatan ve dolayısıyla “ne yapacaklarını” bil(e)meyen bu yargı değil mi?

Bu yargı binlerce dosyasını “koyacak yer bulamadığı” için PTT ve kargolarda kira (ödeyerek mi) bekleten yargı değil mi?

Kemal TÜRKLER’in 1980’lerden itibaren süren davasını 30 (otuz) yılda sonuçlandır(a)mayan da bu yargı değil mi?

Bu yargı,

Uğur MUMCU'nun asıl katilleri, öldürtenleri cezalandırabildi mi?

Öte yandan

A. GAFfAR OKKAN'nın failleri  hala karanlık değil mi?

Hrant DİNK’in öldürülmesinin üzerinden 1465 (bin dört yüz altmışbeş) gün geçmesine rağmen katillerine ulaşabildi mi? Biz mantıkla ulaşırken yargı delillerden ulaşamıyor mu?

Ulaştığı kukla “çocuğa” bir ceza verebildi mi bu yargımız?

Yargımız 12 yaşında iki çocuk olan Uğur KAYMAZ’ı, Ceylan ÖNKOL’u vuranlara ne yaptı?

Yargımız HABERAL’ın raporlarına kör ve sağır kalmadı mı?

Hangi birini söyleyeyim bilmem ki?

DEMOKRAT HABER yazarlarından Sayın Cemile BAYRAKTAR yazmıştı;

“on yılda davayı bitiremeyenler iki saatte başörtüsü yasağı getirdi” diye. Yargımızın fotoğrafını ne kadar manidar ve güzel çekmiş…

Sahi bu yargı başörtüsü davaları dışında bir şeye bakamaz mı?

Şu anda yıllardır davaları sürüncemede olup hapis yatanların tümünü “başörtüsü suçlusu!” yapsak ve böylece davalarını bir an önce sona erdirseler olmaz mı? Belki…

En son bugün (23 Ocak 2011) Hizbullah davasında 10 yıldır yargılanmaları netice vermediği için serbest kalan (tutuksuz yargılanan) Hacı İNAN yeniden tutuklandı, gerekçe “sivillerle irtibata geçmeleri”ymiş.

Neymiş efendim?

“Sivillerle irtibata geçmişmiş”. İnanın şu anda katıla katıla gülüyorum. Ne yapacaklardı peki?

Askerlerle mi irtibata geçeceklerdi?

Yoksa derin devletle irtibata geçmeliydiler de yanlış mı yaptılar?

Hay Allah müstahakkınızı versin, siz adamı öldürürsünüz ya.

Bırakılan Hizbullah elemanları tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlar ve bunlar bütün gözlerin üzerlerinde olduğunu biliyorlar ve dolayısıyla varsa “kötü emelleri” hemen işe başlarlar mı?

Gerekçe o kadar komik ki en son kahkahayla güldüğümü hatırlamıyorum. Ama bu kahkahaları hiçbir zaman unutacağımı da sanmıyorum.

Bu gidişattan Yılmaz ERDOĞAN’ın “Çok Güzel Hareketler Bunlar” komedisine birkaç yıllık malzeme çıkar.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Çok Komik Yargılar Bunlar”

  1. 1
    cemile Says:

    hakkaten çok komik elinize salık



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank