content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

27 May

Çok Eşlilik Teklifi Kıyamet Kopardı…(II)

İslam Dininde de bu çağda da Fransa da, Çin’de, Amerika’da, Suriye’de de 30. yüzyılda da çok eşlilik olacaktır. Çok eşlilik "KADIN HAKLARI" ile ilgili bir kavram değildir.Kişisel ihtiyaç "gereğini" hissediyorsa ve gücü de varsa bir Müslüman, Semtindeki ya da şehrindeki Bekar ya da dul bir bayanla (onun da ihtiyacı varsa ve razı ise) "Tam ya da Kısıtlı bir birliktelik (Kurandaki sözleşmeniz altında bulunanlar..)" sözleşmesi yapabilir. Bayanı her yönden tatmin eder. Karşılıklı Sözleşme ile de Bayanın mevcutsa çocukları (-ve doğacak çocukları) erkeğin maddi-manevi şemsiyesi altına girer. Bu erkek ile Bayanın "Özel bir sözleşme ile birbirine bağlı oldukları" Semt sakinleri tarafından bilinir. Bir şekilde Duyurulur. "Öz" ve "Ahlak" koruma altına alınır.

Günümüzde "Seks Köleleri" haline getirilen ve sonra da çöpe atılan bayanları bir kimliğe bağlama, erkeğin de bir şekilde gözünün temelsiz ilişkilerden uzaklaşması şeklinde sonuç veren ve kadınlarında "belki kısmen" mutlu olabileceği bir birlikteliği Kuran yasaklamamıştır. Erkek ve Kadın razı ise... (Sosyal anlamda "Acıkınca put yeme" anlamına gelen -Muta Nikahı- ile karıştırılmasın)

Bu sadece Maddiyat ile ilgili bir konu da değildir. Zaten maddi yönden kadınların "tutunma" ihtiyacının çoğaldığı toplumda kadınlara iş ve kendi özgürlüklerini eline alma, çocuklarına helal rızık temin etme çalışmaları daha mükemmel bir sonuç verecektir. Ama, Pekala, İşinin gücünü kurmuş, geliri sağlam ve özgür bir bayan da "Özel ve Samimi bir Sözleşme Çerçevesinde" evli bir erkeğin 2.eşi olmayı kabul edebilir. Beğenebilir. Erkeklik gücüne tutulabilir. Hatta bu sadece yine sözleşme kapsamında seks yönünden tatmin edilme amacıyla da olabilir. Sadece bu amaçla yapılsa dahi, "Zinaya yaklaşmayın" temelindedir. Çok samimi ve içten bir davranıştır. Ahlaki+Dini yönden bir yönelme -Takva ihtiyacı hisseden bunu yapar. Zaten toplum almış başını gitmiş kimsenin derdi bile değil bu.

Buradaki en temel ve hassas kavram. Özellikle kadın-erkek ilişkilerinde Gerçekten çok zor ve uğraştırıcı hale gelen "ADALET"tir.

Çok eşliliğin toplumsal ölçüsü Kurala/Sözleşmeye bağlayarak fuhşu ortadan kaldırma, ikili ölçüsü de işte budur . Ne kadar isteseniz de kadınlara eşit davranamazsınız. Öyleyse tamamen birine yönelip de diğerini askıdaymış gibi bırakmayın. Bu durumu düzeltip erdemli olursanız ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir./ Kuran-ı Kerim

Bunun yanında "Cariye" konusunda bu toplumda artık uygulanmayan bir sosyal sınıf söz konusu olduğu için uzun uzun yorum ve anlatımlara gerek duymuyorum. Özü sözü bir, doğru ve malca da, bedence de güçlü bir işadamı düşünün. Bu işadamının da belirli tarihlerde 2-3 aylık sürelerle yurt dışında kalma durumu olduğunu varsayın. Eğer ki bayan da razı ise ve Allah'ın sınırlarını koruma önemsenerek yanı başında bir sekreterle bu gezilere gitmesi, "Özel Sözleşme, Olası hamilelikte sahiplenme, sonradan çöp gibi bir kenara bırakmama anlayışı" ile bu bayanla birlikte hem ticari işlerini yürütmesi hem de ilişkiye girmesi dahi söz konusu olabilir. Böyle bir yaklaşımın nasıl faydalar getireceğini varın siz düşünün. Rabbimiz "Sınırları korumayı ve sözleşmeyi" öneriyor. Bu son konuda çok önemli 2 handikap var. (-ki Kuran ve inanç temelli değil bunlar) biri Resmi Hukukun doğacak çocuğu ve bu ilişkiyi reddetmesi, diğeri de bu özel anlaşmayı iyi niyetle dahi yapıp çevresine duyuran, "Biz artık birbirimizle birlikteyiz, birbirimize aitiz" duyurusunu yapan insanlara dahi toplumun kötü gözle bakmasıdır. (-ki bu bayan açısından ileri derecede incitici oluyor, kavramlar değişiyor) Ama aynı toplum bedensel ihtiyaç gereği aynı işadamı bir seks kölesi ile yatsa dahi normal bakıyor. Lütfen okuyun, ince ince Düşünün Mekkeyi o dönemi ve karar verin, bir konu daha nasıl güzel anlatılabilirdi: Nur-33. Nikâh imkânı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfünden zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Size bağımlı olanlardan, hürriyetini satın almak isteyenlerin, kendilerinde iyi hal görürseniz, onlarla yazılı anlaşma yapın. Allah'a size verdiği malından siz de onlara verin. Hizmetinizdeki genç kızları, iffetli kalmak isteyip dururlarken, iğreti dünya hayatının basit menfaatini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları baskı altında tutarsa Allah, fuhşa zorlanmalarından sonra onları affedici, esirgeyicidir. / Kuran-ı Kerim

Son olarak size çok iddialı bir cümle yazmak isterim. Ki bu bir iddiadır. Ve arkasındayım. Eğer ki toplumdaki kadın-erkek ilişkileri sözleşmeler kapsamına oturursa ve devlet çok eşliliğin hukuki çerçevelerini çizebilirse sokakta bayanların daha az ilgi çekici ve az dekolteli dolaştığını göreceksiniz. Handikaplara rağmen, Rabbimin serbest bıraktığı her konuyu ben de hür ve serbest bırakmakla yükümlüyüm. Hatta kanun yapıcı konumunda olsam Çok eşliliğin hukuki temelini açıklayan, kurallara bağlayan bir kanun çıkartmak için de uğraş verirdim.

En doğrusunu Yüce Rabbim bilir. Yazdığım her şey tartışılabilir. Ancak Kuran'da çok eşliliği yasaklayan hiçbir Ayet yoktur. “

Bütün maddeleri İsviçre  ile batı ülkeleri kanunlarından araklanan,17 Şubat 1926'da kabul edilen Medeni Kanun, Türkiye'de laik bir özel hukuk sisteminin başlangıcını teşkil etmiştir.(Türkiye’de gerçek manada demokrasi ve laiklik  var mıdır, tartışıladursun…) Bu kanun ile  sözüm ona toplumsal alanda kadın erkek eşitliği sağlanmış, kadınlara istediği mesleği seçme hakkı verilmiş, resmi nikah mecburi hale getirilmiş, tek eşle evlilik sistemi benimsenmiş, kadınlara miras konusunda eşitlik ilkesi getirilmiş, boşanmalarda kadın güya güvence altına alınmıştır.

Ben de milletvekili olsaydım Medeni Kanunun  birçok maddelerinin kaldırılmasını/değiştirilmesini ister, Kur’an ve Sünnetle ruhsat verilen çok eşlilik yasalarının çıkarılmasını ister, kanun teklifi yapardım.

Adaletli ve işleyen  bir kanun çıkarın bakalım, kadın ve kadınlık bu hale gelir mi? Suç sayılmayan zina yapan, gayr-i meşru hayat  yaşayan kadın ve erkek kalır mı? Genelev, meyhane, karanlık yerler, çıkmaz sokaklar, Şehvethane, pislikhaneler kalır mı?

Bugün Türkiye’de karısını aldatan, kocasını aldatan, çok karılı hayat yaşayan, parti başkanlarından milletvekillerine kadar sirayet eden kaset skandalları, metres hayatını körükleyen, yol gösteren TV. dizilerinin sayısı az mı? Zinanın suç olmadığı, kanunlarla desteklendiği, ahlaki gerilemelerde, dibe vuruşlarda aile düzenlerinin ne hale geldiğini saklayabilir miyiz?

İslam; kadını cahiliye dönemi karanlıklarından alıp, nur ırmağında yıkamış, ona, hatun, ana, nisa rütbesi vermiş, koruma altına almış, Cenneti ayaklarının altına sermiş, dişilik ve nesil  devamı güzelliğini zirveye çıkarması yanında, gerekseydi erkeğine secde edecek ikinci bir makamın sahibi kılmıştır.

Asrın kaosunda, İslam’ın dışında kadına hayat veremezsiniz. Kadını soymakla, şehvet pazarlarında satmakla, sesini/etini/budunu sanat adı altında kem gözlere teşhir etmekle, dişiliğini meta olarak kullanmakla tümseği aşamazsınız, merdivenleri çıkamazsınız. Aile ocaklarını ve nesilleri kurtaramazsınız.

Medeni kanun, Çağdaşlık, devrimler, demokrasi, laiklik, alaylı/kalaylı sözlerle, modayla, bilmem nelerle kadını bataklıktan kurtaramazsınız.

Kur’an ve Sünnet ne demişse yapın ve kurtulun. Emir ve nehiyleri tatbik edin, huzura kavuşun.

Kadınlığın bugünkü hali, cahiliye döneminden daha beter değil midir? Medeniyet ve çağdaşlık adına, kadın ve kadınlık ne hale getirilmiştir?

Yükselirse kadın, beşer yükselir, / Alçalırsa kadın, beşer alçalır” diyen Akif, bu günleri görmüştür.

Üç günlük dünya ömrü için kendimizi kandırmayalım, nefsimize göre fetvalar vermeyelim, yaratanın emir ve nehiylerine karşı gelmeyelim.Başka dünya yok, başka Âhiret yok, başka Mîzan yok.

 

Etiketler : , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank