Çocuk Zatüresi Nasıl Tedavi Edilmeli
Zatürree özellikle kış aylarında daha çok görülür ve hastalık belirtileri çocuğun yaşına göre değişir.
Dünyaya yeni gelmiş “birkaç aylık bebeklerde” yüksek ateşle beraber solunum sıkıntısı zatürreen en önemli işaretleridir.Bebekler iştahsızdır, meme veya biberonu emmek istemezler. Bazı bebekler halsiz ve uyuklama içinde iken bazıları ise huzursuz ve sinirli olabilirler. Bu yaşlarda öksürük genellikle yoktur veya olsa da çok belirgin değildir.
“Birkaç yaşındaki çocuklarda” yüksek ateş ile beraber öksürük zatürreenin en önemli belirtileridir. Karın ağrısı, kusma, ishal ve baş ağrısı da görülebilir. Öksürürken kusarak balgam da çıkarabilirler.
“5 yaşından büyük çocuklarda” ise yüksek ateşle beraber öksürük, balgam ve solunum sıkıntısı vardır. Bu çocuklar az da olsa balgam çıkarabilirler. Akciğer alt lobunda yerleşen zatürreelerde solunum sistemine ait hiçbir belirti olmadan ateş, karın ağrısı ve kusma vardır.
Zatürreeler çoğu zaman bir üst solunum yolları viral enfeksiyonunu takiben başlar. Önce çocuğun burnu akar, hapşırır, burnu tıkanır, boğazı ağrır ve birkaç gün sora öksürük, yüksek ateş ve diğer şikâyetler gelişmeye başlar.
Bakterilerin sebep olduğu zatürreeler genel olarak üşüme ve titreme ile ani olarak başlar ve belirtiler hızlı gelişir. Yan ağrısı olabilir, çocuğun genel durumu bozulur, yatmak zorunda kalır.
Virüslerin yol açtığı zatürreeler ise daha yavaş başlangıçlı ve sinsi seyirlidir. Nefes alıp verirken göğüsten ıslık şeklinde sesler duyulabilir. Belirtiler bakterilerin zatürreesindeki kadar şiddetli değildir.
Mikoplazma mikrobunun sebep olduğu zatürreelerde baş ve boğaz ağrısı çok tipiktir. Bazı çocuklarda kulak zarı iltihabı, deri döküntüleri, eklem ağrıları da olabilir.
Birkaç haftalık küçük bebeklerdeki Klamidya zatürreelerinde ateş genellikle normaldir ve çocuğun genel durumu oldukça iyidir. Gözlerde iltihaplanma olabilir.
Zatürree tedavisi nasıl olmalı?
Zatürreenin sebebi bakteriler ise “mutlaka antibiyotik kullanılması” icap eder.
Zatürree tedavisinde kullanılan antibiyotiklerin de “dar” ve “geniş” spektrumlu olanları vardır.
Elbette daha tesirli diye “geniş spektrumlu antibiyotik” seçilmesi daha doğru sanılabilir ama gerçekte durum öyle değildir.
Geniş spektrumlu antibiyotiklerin gereksiz olarak kullanılması dirençli bakterilerin ortaya çıkmasına sebep olacağı için mümkün olduğu kadar bunlardan kaçınmak gerekir.
Dar spektrumlu antibiyotikler tercih edilmeli
Bu vesile ile yeni yapılan ve “Pediatrics” isimli tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmadan bahsetmek istiyorum:
“Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (Pediatric Infectious Diseases Society) 3 aylıktan büyük bebek ve çocukların toplumda edinilmiş zatürreelerinde dar spektrumlu antibiyotiklerin kullanılmasını tavsiye etmişti.
Zatürree komplike değilse, ayaktan tedavi edilenlerde amoksilin; yatarak tedavi edilenlerde ampisilin uygun bulunuyordu.
Bu stratejiyi uygulayan 43 çocuk hastanesine ait veriler geriye dönük olarak değerlendirildi.
2005-2011 seneleri arasında 6 ay-18 yaş arasında 150 bin civarında çocuğun zatürree teşhisiyle hastaneye yatırıldığı belirlendi.
Bunlar arasından komplike zatürreeler, muhtemel hastane zatürreeleri ve kompleks kronik durumlar dışlandıktan sonra 15 bin 564 çocuk değerlendirmeye alındı.
Bu çocukların yüzde 90’ ının geniş spektrumlu, yüzde 10’ unun dar spektrumlu antibiyotik aldıkları belirlendi.
Her iki grup arasında ortalama hastanede kalma süresi (3 gün); yatıştan iki gün sonra yoğun bakıma nakil (yüzde 1.1 ve yüzde 0.8); 14 gün içinde tekrar hastaneye yatırılma gereği (yüzde 2.3 ve yüzde 2.4) ve ortalama hastane masrafları bakımından anlamlı bir fark bulunmadı.
Akut wheezing ve zatürreeleri olan 1.044 çocuk içinde her iki antibiyotik grubu ile ve wheezingleri olan ve olmayanlar arasında da fark tespit edilmedi.
Araştırmayı yapan uzmanların yorumları
Bu çalışma, altta yatan hastalığı olmayan ve komplikasyonsuz toplumda edinilmiş zatürreeli çocuklarda dar spektrumlu antibiyotiklerin geniş spektrumlular kadar etkili olduğunu gösteriyor.
Yatan veya ayaktan tedavi edilen hastalarda dirençli bakterilerin gelişmesine fırsat vermemek için antibiyotik seçiminde dikkatli olunmalıdır.
Gelelim neticeye
Bizde ise burnu akan, boğazı ağrıyan, biraz ateşi çıkan, öksüren çocuğa “geniş spektrumlu antibiyotik” yazma eğilimi hâkimdir; hatta bunların “iğnesi” yazılırsa daha da makbule geçer.
Oysa solunum yolları viral enfeksiyonlarını bırakın, bunların komplikasyonu olan sinüzit, orta kulak iltihabı ve bronşitlerde bile artık hemen antibiyotik yazılmaması gerektiği kabul ediliyor.
Elbette gereksiz antibiyotik ve gereksiz geniş spektrumlu antibiyotik yazılmasının pek çok sebebi var ama başta gelen faktör zor şartlarda görev yapan, bir günde çoğu zaman 100’ e yakın hastaya bakmak zorunda olan doktorların çok da haklı olarak “defansif tıp” uygulamalarıdır.
KAYNAK