Çocuk Yaştaki Sahabeler İnsan Değil miydi,Neden Despresyona Girmediler?
Kız çocuğu depresyona mı girer kocaya mı kaçar boş ve anlamsız işlerle zaman mı harcar anlayacak ama buna zaman ayırırsak bunlardan geri dönme şansımız var yoksa bu gidişatın bizi götüreceği her iki ucu çıkmaz olan bir yola girişin sonunda çok zararlı çıkacağız. Anne bir oda da baba başka oda da çocuklar ise her biri başka oda da herkesin kendine göre bir dünyasının olduğu bu yaşam gerçekten sonu kötü olacak bir başlangıçtır.
16-17 li yaşlarda delikanlılara sorsanız ekmeğin fiyatını bilmiyor,içinde ikamet ettiği evin kendilerine mi ait yoksa kira mı olduğundan bi haber. Aynı yaşlarda gençlere sorsanız nasılsın diye dilini yutmuş gibi adeta konuşmayı unutmuş yada konuşma engelli ve özürlüsü konumundadır.
Konuşmayı bilmiyorlar deyim yerinde ise. Konu komşu ziyaretlerine gittiğiniz dost akraba evlerinde yine aynı yaşlarda gençlere anne yada babaları misafire hoş geldin de diye söyledikleri zaman çocuklar bön bön baka kalıyor. Siz nezaketen sorsanız ve konuşmayı unutmuş bu bireyi size hoş geldin deme derdinden kurtarmak için,o da nafile çünkü nasılsın deseniz ahhh diyor,okul nasıl gidiyor sorsanız ahhhh diyor,
3 buçuk sene vekil öğretmenlik yaptım milli eğitimin eğitimde müfredata dahil olan programına göre 3 ile 4’üncü ders arası çocukların beslenme saatidir. Ve her gün 6 yaşında çocuğuna evden gelip beslenme yediren bir anne vardı. Birgün merak edip sordum abla ne yapıyorsun diye,kadıncağız çocuğa yemek yediriyorum demez mi . 6 yaşında çocuk daha kendi başına ağzına yemek namına bir yiyecek alabilecek bir duruma gelmemiş.
Ben yedirmezsem aç kalıyor dedi. Bundan daha büyük utanılacak bir durum var mı. İyi de sen her zaman bu çocuğun yanı başında mı olacaksın. İnsan dediğimiz varlık an itibari ile var. Ve yaşıyor. Kimin ne zaman öleceği belli değil. Sen bir dakika sonra hayata gözlerini yumsan bu çocuk annesiz kalmaktan değil,bir şey yiyememekten ölecek. İşte bu magazin kültürü ve yaşam tarzı bize öyle çocuklar yetiştirdi ki evin önüne koysan okulun yolunu bulamaz. Okulun kapısına koysan evin yolunu bulamaz.
Yemek yiyemeyecek durumda olan ve giydiği giysiyi bile çıkarıp giyemeyecek kadar aciz bir çocuk yetiştirme tarzı ile çocuk yetiştirir olduk. Kimileri de çocuklarını anne bir kolundan baba bir kolundan tutarak yürütüyorlar. Çocuk yürümeyi bile bilmiyor. İşte böyle çocuklar büyüttük ki tosun diye diye tosunlar büyüdü ve o beceriksiz tosunlar toslayacak yer arıyor.
Bu yetiştirme tarzının yanlış olan ve depresyon ile ergenlik adı altında hayatımıza giren bir aşaması var ne hikmetse bu aşama 12 yaşından başlıyor ve 27-35 yaşlarına kadar ne hikmetse bitmiyor ve devam edip gidiyor. Erkek çocukların psikopat olduğu alkol uyuşturucu ve bilimum yanlış alışkanlıklara bile alışsa anne ve babaya aman ha dedirttikleri bir engel kondu.
Kızlar ise kocaya kaçsa,kızlığından iffetinden olsa,zil takıp oynasa ve gece yarılarına kadar sokak köşe bucak kalsa sorulmasından korkulan bir hal oluşmakla beraber en ufak bir nasihat yada öğüt vermeye yeltensen erkek yada kız fark etmez her iki cinsinden depresyona girdiği ve bir daha da çıkmadığı bir haleti ruhiye peyda oldu güzelim ülkemizde. Babasının 11 yaşında koca bir devleti teslim ettiği fatih sultan
Mehmet acaba ergen olmadı mı? Peygamberimiz (S.A.V)’in asabım dediği kişileri herkes koca koca adamlar olarak bilir. Oysa hiç de öyle değil. Alın işte size asabım denilen kişilerin gerçek ve hayretler içinde bırakan yaşları. Aslında bu kişiler 8 ile 25 yaş arasındaki kişilerden oluşuyorlar. Hz. Ali 8 yaşında, Enes bin Malik 10 yaşında, Allah her peygambere bir yardımcı yollamıştır,benim yardımcım Zübeyr bin Avvam 12 yaşında, musap bin Ömeyr 14 yaşında,Talha bin ubeydullah 15,sad bin ibni vakkas 16,darul erkamın sahibi ibni erkam 17,17 yaşında muaz bin cebeli yemene vali tayin ediyor. Peygamber Allah bana gençlerin yardımını lütfetti diyor.
Bizim 14-15-16-17 yaşlarındaki gençlerimiz ne yapıyorlar peki? Ya onlar sahabe idi diyorsanız herkes bir şekilde kuldur ve herkese rabbim tebliğ ve sahabe olabilme vasfına erişme yolunu ve kulluk aşamasını tercihe bırakmıştır. Depresyon nedir bilmeyen eski bizden bir önceki kuşağa göre bu depresyon dedikleri hastalık acaba neyin buluşu yada neyin eksikliğinin ortaya çıkışıdır.
Biz bunu arayıp bulmak ve çaresine bakmak yerine elin adamının çıkardığı ve aslında yaşam tarzımızın değişmesinin bize getirisi olan depresyon hastalığı için çıkarılan uyuşturucu ilaçlarına bağımlı ve sersem hale getiren ilaçların müptelası olduk.