Çocuk kalpleri Livaneli’yi söyledi
Kim takar çapsız adamların ne söylediklerini… Kim takar kalplerinden irin damlayanları…
Kim takar yeteneksiz, fesat ve haset adamların ne yazdıklarını. Ve ben geç kalmanın hüznüyle şarkılara eşlik ediyorum…
Büyükçekmece Çocuk Korosu sahnede Zülfü Livaneli’nin “Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey” diyerek yüreklerinden geldiği gibi Livaneli şarkıları söylüyorlar.
Ben huşu içinde dinliyorum.
Livaneli’nin klasikleşmiş parçaları; Belalım, Salkım Sögüt, Kız Çocuğu, Karlı Kayın Ormanı, Güneş Topla Benim için, Kardeşin Duymaz, Mektup, Sevdalım hayat, Leylim ley…
Çocuklar yüreklerinden geldiği gibi söylüyorlar ve ben her şeyi unutmuş bir şekilde onlara eşlik ediyorum.
Büyükçekmece’de Oda Orkestrası ve Çocuk Korosu… Sahnede 90 çocuk…
Sahnede müthiş buğulu sesiyle bir çocuk.. 15 yaşında… “Belalım, Uçurumu” söylüyor. Bir de sonunda sesi kırılmasa… Olsun ne önemi var..
Sezen Aksu’dan dinlemeye alışık olduğumuz klasik Livaneli parçası…
Uçurum uçurum gözlerine baktığım sensin
Prangalarca boynuma taktığım sensin
Dağ gölleri gibi gibi hasret çektiğim
Her gece uyku diye yattığım sensin
Yanarım yanarım tutuşur
Yanarım kavurur ateşim
Seni de beni de belalım
Kim takar, hayatında hiçbir şey üretmemiş adamların anlattıklarına, yazdıklarına…
Hayat sanat, hayat üretmek... Aslolan; hayata yeni bir şey katmak…
İşte o gece ben kendimden geçmişim, çocukların müthiş seslerinden Livaneli parçaları dinliyorum.
Ve sanatın uçsuz bucaksızlığında kayboluyorum.
Ve içimden Başkan Dr. Hasan Akgün’e teşekkür ediyorum. İyi ki böyle bir şey düşünmüşsünüz, destek vermişsiniz diyerek, şükranlarımı sunuyorum içimden…
Salonda merdivenlerde yer bulabiliyoruz
Arkadaşlarımız akşam saatlerinde gazeteyi harıl harıl erken bitirmeye çalışıyorlar. Büyükçekmece Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’ndeki Zülfü Livaneli konserini izleyeceklermiş. Bir gurup arkadaşımız yola erken çıktılar. Son olarak Ata, Türkan ve ben gazetenin son sayfasını nöbetçi arkadaşımız Fatih’e bırakarak yola çıktık.
AKM’ye vardığımızda konser başlamıştı.
Salon tıklım tıklım dolu. Sonunda kendimize merdivenlerde yer bulabiliyoruz.
Sahnede çocuk korosu. Önce şaşırıyorum ‘Livaneli herhalde çocuklardan sonra söyleyecek’ diyorum.
Ancak sahnede asılı olan afiş dikkatimi çekiyor.
Zülfü Livaneli’nin 40. sanat yılı
“Çocuk kalbim seni söyler”
Büyükçekmece Belediye Çocuk Korosu ve Oda Orkestrası
*****
Sahnede çocuklar, Zülfü Livaneli’nin unutulmaz şarkılarını seslendiriyorlar. Livaneli şarkılarına eşlik ediyoruz. Çocuklar, çocuk sesleri ile döktürüyorlar. Büyükçekmece Oda Orkestrası ise muhteşem performans sergiliyor.
Zülfü Livaneli’nin unutulmaz parçası ‘Ey Özgürlük’ parçasını iki defa İtalyanca dinliyoruz. Ve inanın salonda bulunan herkes parçaya Türkçe eşlik ederken, duygular en üste çıkıyor.
Konser bittiğinde Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Livaneli’nin Festival’de sahne alacağı onbinlerin katılacağı konserde Büyükçekmece Çocuk Korosu’nun kendisine eşlik edeceğini duyuruyor. Ardından ekliyor: Livaneli, açık hava konserlerinde koronun kendisiyle beraber sahne almasını istiyor.
Salonda alkışlar yükseliyor. Ardından Livaneli’yi sahneye davet ediyor. Aynı zamanda salonda bulunan Müjdat Gezen, Ateş Böceği Ercan, Latif Doğan, İnci Çayırlı, Defne Yalnız ve gazeteci Can Ataklı da sahnede yerini alıyor. Tek siyasi ise; eşi ile katılan Beylikdüzü CHP İlçe Başkanı Ekrem İmamoğlu. Başka kimse yok. CHP İlçe Başkanlığı’nı kazanan Dursun Tazegül konsere katılmamış. Ya davet edilmemiş ya da davete icap etmemiş.
Ve gecenin sürprizi ortaya çıkıyor. Kocaman bir pasta… Zülfü Livaneli’nin sanat yılının 40. yılı nedeniyle kocaman pasta kesiliyor.
Livaneli: Profesyonellere taş çıkarttılar
Zülfü Livaneli, sahnede şunları söylüyor: Bu muhteşem gece bir fikir olarak başlamıştı. Harbiye Açık Hava konserinde beni ziyaret etmek isteyen hanımefendiler vardı. Dediler ki, biz bir çocuk korosu ile sizin şarkılarınızı seslendirmek istiyoruz. Ne dersiniz? Ben de iyi olur dedim tabi. Böyle niyetler çok olur da, bazıları gerçekleşir bazıları gerçekleşmez. Hele 4, 4, 4 gibi planların niyetlerin olduğu bugünkü Türkiye’de; böyle 4 4’lük bir konser yaptılar. Dünyanın birçok yerinde büyük etkinliklere katıldım. Kolay değildir bu kadar insanı bir araya getirmek, bu çocuklara şarkı söyletmek, Oda Orkestrası eşliğinde, hele hele bilmedikleri bir lisanda İtalyanca söyletmek hiç kolay değildir. Profesyonellere taş çıkartır bir şekilde söylediler. Ben çok etkilendim. Çok duygulandım. Onlar söylerken bu şarkıları, o dönemler aklıma geldi. Ne günlerdeydik, nerelerdeydik. Ne şartlardaydık? İçerdeydik. Bazen içerininde içerisindeydik. Bazen dışarıdaydık, bazen de dışarınında dışarısındaydık. İçeride dediysek de çekmecede değildik. Şimdi Büyükçekmece’de özgür bir kentteyiz. Sanatçı yetiştirme açısından verimli bir ülkeyiz. Yunus Emreler, Karacaoğlanlar, Pir Sultanlar, Nazımlar… Evrensel çapta sanatçılarımızın değerini bilen yöneticiler yetişmemiş. Belediye Başkanı Hasan Akgün’e ve eşine çok teşekkür ediyorum.
Gezen: Beni Silivri’ye göndermek istiyorlar!
Müjdat Gezen ise yaptığı konuşmada; Türkiye’de sanatçıların çok çektiğini ve 2012 yılında da çek-meye devam ektiklerini belirterek; “Bir dava açmışlar beni Silivri’ye göndermek istiyorlar. Bir tesellim var. Büyükçekmece’ye yakın 1881 diye bir oyun yazıyorum. Müziklerini Zülfü Livaneli yapıyor. Galasını inşallah bu sahnede yapacağız. Çocuklar bize unutulmaz bir gece yaşattılar. Eğitmenlerini, analarını, babalarını kutluyorum. Bize unutulmaz bir gece yaşattılar. Çocukları, Kadıköy’deki sahneme davet ediyorum. Sahne alırlarsa çok sevinirim” diyordu.