‘Çocuk gelin’ değil düpedüz sapkınlık
Türkiye günlerdir İzmir Menderes’de 22 yıldır görev yapan ilköğretim müdürünün sapıklığını konuşuyor.
İnsanlık kalibresine sığmayan iğrenç olaylardan biri daha. Geçenlerde yazmıştım. Sağlık
Bakanlığı’nın koordinatörlüğünde, 0-18 yaş grubu mağdur çocukların ifadelerinin alındığı Çocuk İzlem Merkezleri’nin (ÇİM) rakamları iç karartıcı diye.
İzmir’de Behçet Uz Çocuk Hastanesi bünyesinde hizmet veren ÇİM’de vaka sayısı üç yılda 1865’e ulaşmıştı ki bu yalnızca resmi rakam.
Kabuğunda kalan, ayyuka çıksa da ortalığa çıkamayan onbinlerce olay yaşanıyor.
Üstelik bir de bu sapkınlığın resmiyete döküleni var.
Herkesin gözünün içine bakarak, telli duvaklı, yetmezmiş gibi davullu zurnalı sapkınlıklar.
‘Çocuk gelin’ bile diyemiyorum onlara; ‘Ma aile sapkınlar’
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Genel Başkanı Nazan Moroğlu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’deki “çocuk gelin” sayısının 181 bini aştığını açıkladı geçenlerde.
Moroğlu ayrıca 18 yaşından küçük kızlarını evlendirmek için mahkemeye dava açan ailelerin sayısında önceki yıla göre yüzde 94.2 artış yaşandığını açıkladı.
21. yüzyılda ne de güzel bilinçleniyoruz!
Kız çocuklarını erken yaşta evlendir, hatta erkek çocuklarının başını daha kendilerini tanımadan bağla, en temel insan hakkı olan eğitim hakkından onları mahkum et ve ömürleri boyunca kadını eşine, eşi de güce, güçlüye bağımlı kıl. Sanki adı konulmayan bir senaryo topluma sürekli dayatılıyor.
Neden gelişeceğimize beterleşiyoruz?
Modernliği, özgüveni yüksek İzmir için de durum farklı değil.
Birkaç yıl önce dahil olduğum projede, çocuk gelinlerin sayısının az olmadığına tanık olmuştum.
Ege’de Afyon başı çekerken, İzmir’de Kiraz, Çiğli, Menderes, Kemalpaşa çocuk yaşta evliliklerin yaşandığı yerlerin başında geliyordu.
usanmadan anlatın
İsyan etmiştim. Şimdilerde isyan da yetmiyor.
Kanunlar sınırlı, toplumsal algı sorunluysa o zaman hepimiz gireceğiz devreye.
Önce ‘çocuk gelin’ ifadesini bırakılmalı, yaşanan olgunun düzedüz sapkınlık olduğu bıkmadan, usanmadan anlatılmalı.
Kişiliğin 22’lerde, 25’lerde dahi zor oturduğu günümüzde, gencecik bedenler üzerinden yaratılan geleneksel tahakkümün beli mutlaka kırılmalı.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre de 18 yaşına kadar her insan çocuktur, yalnızca ailesinin değil herkesin koruması ve desteklemesi gerekir.”
Mesela temenilerimden biri, bu algı gelişinceye kadar çocuk yaşta evliliğe denk gelmemektir.
Bu konuda bende, sabrın zerresi yok.
İftarlık protokol
Beş yıldızlı otellerde iftar açmak modasından umarım siyasiler de vazgeçer. Şehit aileleri için verilen iftarlar da halkla içiçe olabilir oysa.
Şart mıdır süslü püslü menüler. Önceki bir iftarda gözlerime inanamadım.
Protokol kısmı ayrılmış. Vali, kaymakam oraya oturtulacak. Nasıl bir kafa yapısı varsa cemati müslimini bile bölüyor!
Geçtiğimiz günlerde Şirinyer esnafı yalnızca kendi olanaklarıyla 2 bin kişilik iftar verdi. Mahalleli çoluk çocuk, yoksulu zengini şenlikle açtılar iftarlarını. Gösterişli sofraları değil, onları görünce insan daha iyi anlıyor Ramazan’ın mahirliğini.