Çile Dolu Elli Yıl…
Almanya ‘ya göç trjedisi başlayalı elli yıl olmuş. Çilelerle dolu tam elli yıl. Yüz binlerce aileyi kahreden bir yarım asır. Bir avuç yeniçeri bozuntusu, ABD’nin talimatı ile gerçekleştirdiği, 27 Mayıs isyanı, ülkenin zayıf olan ekonomisini iyice perişan etmişti. İflaslar artmış, işsizlik had safhalara ulaşmıştı. Ve devrin yöneticileri Almanya’ya işçi ihracını, bir kurtuluş reçetesi gibi gördüler. Saf Anadolu insanımızı , Almanya’nın olmayan insafına terk ettiler. Bir nevi köle gibi pazarladılar. Bu trajedinin yakın şahidi olarak, çekilen sıkıntıları da takip etme imkanım oldu. Zira Rahmetli Abdullah Ağabeyim de, aynı çileleri çekti. Bu arada, sık sık konferans vb. vesilelerle Almanya’ya gittim. Bu üzücü tabloyu, yakından izledim.
Maalesef, 50 yıl boyunca tüm iktidarlar, gurbetçilerimizle hiç ilgilenmedi. Onları sadece “döviz makinesi” gibi gördü. Sıkıntıda olanlara, ezilenlere, haksızlığa uğrayanlara, hapse atılanlara, eğitim hakkı haince engellenenlere, sahip çıkmadı. Dış işleri mensupları ( Büyük elçilikler, konsolos’luklar )işçilerle aralarına duvar ördüler. İnsanlarımızın hiç problemleri ile ilgilenmediler. Hatta hor gördüler, hakaret ettiler, laikçilik edebiyatı yaptılar. Nice yuvalar yıkıldı. Nice gençler , uyuşturucu ve mafya batağına düştü.Nice , genç kızlarımız ailelerinden koptu , yoldan çıktı . nice kardeşlerimiz hapislerde işkenceler gördü, çürüdü, öldürüldü.( Hala da aynı baskılar ve cinayetler devam etmektedir.) Almanya yönetimleri ; ırkçı ve Türk düşmanı yüzlerini hiç saklamadılar.
Gurbetçilerimize daima kötü muamele ettiler , ezdiler . Özelliklede terör örgütü mensuplarına tam destek verdiler.Onların baskılarına , haraç toplamalarına , cinayetlerine , göz yumdular. Bu arada , kendi ırkçı psikopatları da , Alman istihbaratı desteği ile , sayısız cinayet işledi ve kardeşlerimizi katletti . 8neticede pislikleri ellerine bulaştı ve ortaya çıktı) Bu arada, kardeşlerimizin imanını çalmak , onları hıristiyan yapmak için, ( başta Yehova Şahitleri olmak üzere)gösterilen aşırı gayretler, yapılan vaatleri ( para , iş kadın vs.) de gördük, duyduk.
Zaten inancını koruyabilen kardeşlerimiz , milli kimliklerini de korudular.( gerçi bu cemaatler bir türlü güç birliği yapamadılar , belirli bir etkinlik kurup lobi oluşturamadılar.) Bu gayretlere; Türk iktidarları ve Dışişleri mensupları , hiç yardımcı olmadılar. Aksine engel oldular. 1967 yılında ; M. Emn Birinci / Abdullah Özfatura / Ömer Ali Sadıkoğlu / S. Ahmet Gültekin / Mustafa Gencoğlu , Stuttgart İslam Birliği’ni kurdular. Alman makamları yardımcı oldular , ancak Türk konsolsunun tavırlarını , baskılarını , tehditlerini , laiklik palavralarını , hala unutamam. (Bazı belgeler hala elimdedir.) Neymiş başında İslam sözü geçiyormuş. Özellikle Bayram namazları için , Stuttgart Belediye başkanlarının verdiği destekleri, ( Özellikle Rommel’in) spor salonu tahsislerini de unutamam.
İktidarımız , (Sayın Başbakan’ın sonu gelmeyen son konuşması hariç) , Almanya’nın teröre verdiği aleni destekleri / Kürt ve Alevi konularını kanatma konusundaki faaliyetlerini /tüm Türklere yapılan baskıları ciddi olarak hiç dile getirmediler. mukabil tedbirleri düşünmediler. Elli yıl içindeki nerdeyse tüm iktidarlar , gurbetçilerimizin defaatle dolandırılması karşısında da hiçbir icraat yapmadılar . Seyirci kaldılar. Almanya ırkçı bir ülkedir. Nazi ruhu yaygındır.( Eskiden “ Yahudi’lere saldırılardı” son dönem ise Müslümanlara ve Türklere saldırır oldular ) Aşırı sağ etkilidir. Merkel Sarazin gibi tipler düşmanlılarını açık açık sergilemektedirler. Türkiye ise hep pasiftir.Gücünün farkında değildir..
Türkleri yalnız bırakmakla , saldırganlara ve terörislere cesaret vermektedir. Ve Elli çileli yıl geçmiştir. Sadece Almaya’ da değil Fransa, Avusturya, Hollanda vel hasıl tüm Avrupa’daki gurbetçilerimizin sıkıntıları dertleri Elli yıldır hep aynıdır. Hiç olmazsa , bundan sonra , gurbetçilerimize , gerçek anlamda sahip çıkalım. Onları ırkçıların zulmüne terk etmeyelim… Cesur davranalım..