‘Ciğersiz’lere Acele Ciğer Aranıyor!
Tıp artık çok ilerledi. Hayati anlamda, hemen her türlü organ tahribatlarında veya kayıplarında, işe yaramaz halde olanın yerine yenisi takılabiliyor. Kalp, ciğer, böbrek, mide, kol, bacak,vs.. Say say bitmez. Hatta Amerika’da, yüzü korkunç şekilde tahrip olmuş iki kişiye ‘yüz nakli’ yapıldığını da biliyoruz.
Peki tıp ve teknoloji biraz daha ilerlediğinde, insanlara mecazi anlamda nakiller de yapılır hale gelir mi acaba?
Düşünüyorum da, tıpkı gerçek organların iflas etmişliğinde olduğu gibi, mecazi anlamdaki organ kayıplarında nakil işlemi veya tıbbi adıyla ‘transplantasyon’ yapılabilseydi, dünya nasıl da yaşanası bir gezegen olurdu, değil mi?
Ben düşündüm, böyle bir sonuca vardım. Hadi şimdi de siz düşünün bakalım biraz.
Düşünsenize, ciğersizlere ciğer, beyinsizlere beyin, dalaksızlara dalak, midesizlere mide, yüzsüzlere yüz, en önemlisi de kalpsizlere kalp nakli yapılabilseydi. Hatta olayı abartıp, meziyetsiz olanlara ‘’meziyet nakli’ yapılabilseydi mesela? Mecazi körlük gibi. Gerçekte gözü var (gibi) olan ama gönül anlamında kör olanlara ‘gönül gözü’ operasyonları yapılabilseydi ve körlükleri tam giderilmese bile, gönüllerine birazcık da olsa ışık sızması sağlanabilseydi iyi olmaz mıydı? Şerefsiz olanlara şeref nakli, ödlek olanlara cesaret, arsız olanlara utanma, vs nakledilebilseydi? Aman Allah’ım! Vallahi harika olurdu!
Şimdi, olayı biraz açalım.
Adama/kadına bakıyorsun, karşıdan gayet sağlıklı biri gibi görünüyor. Hatta röntgen çekilse, bütün organları yerli yerinde (gibi) görünür. Oysa ‘ciğersizin teki’dir mesela! Hatta midesiz, beyinsiz, dalaksız, kalpsiz ve yüzsüzün tekidir!.
Kalbi atar, ölçümlerde nabız verir ama ‘’Tavşan kadar’’ yüreği bile yoktur örneğin. Nabız alınmasını sağlayan kalbi gerçekte atmaz; ya taşlaşmıştır veya hiç yoktur. Kocaman bir boşluk vardır, görüntüde var olan ama gerçekte sadece ‘mış gibi yapan’’ kalbinin yerinde.
Kafatası içinde kocaman bir et kütlesi olarak (görüntüde) beyin taşır ama o beyin uygulamada hiçbir işe yaramaz. Beyinsizdir, hatta ‘zır beyinsiz’dir bazıları. Hani ‘Nato kafa, nato mermer’’ dedirtecek cinsten!
Göğsünün orta yerinde, kelebek kanatları gibi ciğerleri görünür röntgen filminde ama teraziye vursanız beş para etmez, hatta tamamen ‘ciğersiz’dir de, siz geç anlarsınız!
Şimdi, böyle yaratılmış olan ve ‘’Tam görünen bünyelerinde aslında ciddi organ kayıpları yaşayan ’’ ve sırf İnsan görüntüsünden ibaret varlıklar, bir nakil operasyonu ile ‘gerçek’ insana benzetilseler ve hem biz onları hem de onlar bizi kazansa fena mı olurdu yani?
Bence hiç fena olmazdı, hatta gayet de iyi olurdu valla ama size kötü bir haberim var!
Ben o kadar hayalperestim ve bazen sınır tanımamacasına o kadar uçuyorum ki (yakında adım fantastik Leyla’ya çıkacak), tüm bu düşündüklerimin de, hayal olmaktan bir adım öteye gitmeyeceğini biliyorum maalesef!
Ee o zaman? Ne olacak o zaman?
Ya biz kendi içimizdeki ‘’Mecazi röntgen cihazı’’mızı açık tutup, karşımızdakinin ciğeri var mı ve varsa da kaç para eder diye ölçüp tartmasını bileceğiz. ‘’görüntüde insan ama gerçekte sadece et yığını’’ bu kişilerin organ kayıplarını tespit edip hızla uzaklaşacağız veya onların kendi yüreksizliklerini, midesizliklerini, yüzsüzlüklerini, vs sergileme anlarına kadar, onlara kanıp, çok değerli zamanımızı kaybedeceğiz.
Maalesef başka çare yok!
Benim röntgen cihazım mı? Benimkini sormayın! Hep hatalı sonuç veriyor!
Kalbi var sandığım insanlar bir de bakıyorum ki ‘’yüreksiz’’ çıkıveriyor. Hatta ben zaman zaman, kendi yüreğimi, ciğerimi, beynimi, midemi ödünç bile veriyorum kendilerine ama ‘’organ kayıpları çok büyük’’ olduğundan, tek başına benimkilerle sonuca gidemiyorum.
Durun bir dakika! Mecazen yüreksiz olanlara, gerçekte ‘’ödlek’’ deniyordu galiba değil mi? Hah, tam da ondan işte!
Hep ödleklere emanet gidiyor benim yürek, ciğer ve bilumum sakatat takımları. Geri kurtardığımda da, haliyle biraz kırılmış ve yıpranmış oluyor.
Ama Allah’tan rejenerasyon denen hücre yenileme olayı bünyemde epeyce hızlı da, kayıpları çabuk telafi edip tamamlayabiliyorum. Bana bu muhteşem genetik mirası bıraktıkları için de, bugün cennet sakinlerinden olan aile büyüklerime sonsuz bir minnet duyuyorum. Başkaca bir miras bırakamamış olsalar da, kapı gibi genetik ve ahlaki mirasım var çok şükür.
Benden size tavsiye, siz siz olun, fantezilere çok kulak asmayın. Hayali bile güzel olan bu ‘’Mecazi organ nakillerinin imkânsız olduğu’’ gerçeğini unutmayın.
Kendi yüreğinizi, ciğerinizi, vesairenizi tartın, gözünüz yiyorsa paylaşın. Yemiyorsa da, karşı tarafın ‘’İnsan görünümünü’’ de yemeyin!
Yediyseniz de (ben gibi) afiyet şeker olsun, ne diyeyim!
Kalp, ciğer, beyin vs derken biraz sakatat yazısı gibi oldu ama olsun! Sakatata gelin ama sakata gelmeyin diye yazıvereyim dedim.
Herkesin yani insanların iki kulaği iki gözü v.s. vardır… Ancak düşünme tarafları yoksun insanlar vardır. Hayvanlarla aramızda olan tek fark düşünmektir, onu da yapamıyorlarsa insan demek yersiz ve saçma olur.
Ağustos 10th, 2010 at 17:06Birde şöyle bir şey aklıma geldi ”doğan görünümlü şahin”İ
nsanlığın, medeniyetin bittiği nokta…
İnsan gorünümlü bir yaratığı bilimin incelemeye alması gerek acaba insan taklidi yapmayı oğretebilirmiyiz…!!!