Çiğ Sütün Fiyatı Ne Olmalı-Eylül 2012
Kalitesiz kaba yem olan saman fiyatlarındaki artış çiğ süt fiyat pazarlığını Eylül ayında Ulusal Süt Konseyinde gündeme getirecek. Saman fiyatlarında artış olmasa idi aslında Eylül ayında çiğ süt fiyatları konuşulmayacaktı.
Çünkü Ulusal Süt Konseyinde Haziran ayında yapılan toplantıda Haziran-Eylül döneminde Çiğ süt fiyatlarının mevcut 80 kuruştan sürdürülmesine, 2012-Eylül-2013-Mart döneminde ise 87 kuruştan uygulanmasını kararlaştırılmıştı. Tahıl hasadından sonra saman fiyatlarına gelen zam Ulusal Süt Konseyinde 2012 Eylül ayında toplantıyı ve zammı gündeme getirecek.
Üreticiler; Çiğ süt 1,2 TL/Litre Olmalı
Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Ulusal Süt Konseyi üyesi Sayın Osman Vasfi Yasun saman fiyatları dışında kesif yeme gelen zamların üretim maliyetlerini karşılamadığını mevcut 80 kuruşa % 17’lik bir zammın kaçınılmaz olduğunu söylemişti. İzmir Tarım Grubu başkanı Sayın Mahmut Eskiyörük’ün artan saman fiyatları karşısında çiğ süt fiyatlarının artmaması gerektiği doğrultusunda geçtiğimiz günlerde basın bildirisi yayınlaması çiğ sütte fiyat artışı öngörmeyen süt sanayicileri ile paralel düşünüyor olduğunu göstermektedir. Üreticiler ve üretici temsilcileri nezdinde Sayın Mahmut Eskiyörük’ün bu tür açıklamaları şaşkınlık yaratıyor.
TSÜM Başkan yardımcısı Sayın Osman Vasfi Yasun’un Eylül-2012’de Ulusal Süt Konseyinde yapılacak toplantıda isteyeceği % 17’lik artış 93 kuruşa denk geliyor olsa da üretim maliyetlerini karşılamıyor. Üreticiler, çiğ Sütte üretim maliyetlerinin karşılanabilmesi için çiğ süt fiyat/yem paritesinin bir litre çiğ süt ile 1,5 kg kesif yem satın alınabilmesini gerektiriyor. Çiğ süt, yem fiyat paritesinin hayvancılığı sürdürülebilirliği çiğ süt fiyatının 1,2 TL olmasına denk geliyor.
Ulusal Süt Konseyi ve aynı zamanda Ambalajlı Süt ve Süt ürünleri Derneği Başkanı Sayın Harun Çallı kamuoyunda çiğ süt fiyatları konusunda oluşan taleplere karşın sessizliğini korurken Dimes Süt Genel Müdürü Ozan Diren; ‘’çiğ sütteki yüzde 25'lik olası bir artışın, tüketiciye yüzde 15 olarak yansıyacağını,sanayicinin maliyetinin yüzde 70'ini sütün oluşturduğunu söyleyerek çiğ süt fiyatları artarsa bu, başka bir sorunu daha ortaya çıkaracak; tüketici, sokak sütüne yönelmeye başlayacak. O zaman talep olmadığı için biz süt almayacağız. Yani aslında üretici de Midyat'a pirince giderken elindeki bulgurdan olacak’’ diyerek çiğ süt üreticilerine ve üretici temsilcilerine sopa gösteriyor!
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na kayıtlı süt ve süt ürünleri üreten firmaların net kazançlarının % 68’den aşağı olmaması Dimes Genel Müdürü Sayın Ozan Diren’in açıklamalarını tekzip ediyor, sanayicilerin kazancının ancak % 32’sini çiğ sütün fiyatı oluşturuyor.
Çiğ süt fiyatları arttığı takdirde tüketiciler, Dimes Genel Müdürü Sayın Ozan Diren’in jargon ifadesi ile ‘’ sokak sütüne’’ yönelmeye başlayacak mı?
Sayın Dimes Genel Müdürü Ozan Diren ve ambalaj firması danışmanı akademisyenlerin jargon tabir ile ifade ettikleri ‘’ sokak sütü’’ , gerçekte açık perakende çiğ süt sektörü dür. Çiğ Süt açık perakende sektörüne eskisi gibi eşeksırtında, sıcak ortamda değil soğuk zincir ortamında, sanayicilerin elde ettikleri ortamda sevk edilmektedir. Ayrıca süt tüketiminin açık perakende çiğ süt tüketim sektörüne kayması çiğ süt, canlı hayvan üretimini tehdit değil endüstriyel süt sektörünün gelirlerinin tehdididir.Açık perakende çiğ süt sektörü, endüstriyel süt sektörünün şayet rakibi ise; doğru olacak ekonomik düşünce, endüstrinin topladığı çiğ süt fiyatının açık perakende çiğ süt sektörüne arz edilen fiyattan yüksek tutulmasıdır. Bugün itibari ile sanayiciler çiğ sütü 67-80 kuruş aralığından toplar iken açık perakende çiğ süt tedariki için üreticilerden 1- 1,2 TL aralığından toplanıyor olması ‘’ sütü sokağa sevk edenin ’’ çiğ sütün fiyatının düşük olmasını sağlayanların olduğu anlaşılıyor.
Çiğ Sütün fiyatı artışı karşısında ambalajlı ürün tüketim azalır mı?
Gelişmiş ülkelerde çiğ süt, yem paritesi 1’e 1,5’dur. Yani 1 litre çiğ süt ile 1,5 kg yem satın alınabilmektedir.
Yine gelişmiş, süt ve süt ürünleri tüketen ülkelerde çiğ süt , ambalajlı süt fiyat paritesi 1’e 1,5’dur. Türkiye’de ise 1’e 2,5-3 arasındadır.
Ülkemizde ise çiğ süt 67-80 kuruş fiyat aralıklarından satın alınırken ambalajlı uht süt 2, pastörize ise 2,5 TL’den satılmaktadır. Türkiye’de ambalajlı süt ve süt ürünlerinin fahiş fiyattan satıldığı görülmektedir. Dolayısı ile çiğ süt fiyatlarına gelmesi gereken fiyat artışında oluşabilecek talep azalmasını tüketim fiyatlarını aşağı çekmek yerine tüketim fiyatlarını indirmeyi tercih etmeyip ‘’ ambalajlı ürüne talep azaldı’’ bahaneleri ile göstermelik olarak çiğ süt satın alımını bırakıp çiğ süt fiyatlarını istedikleri konuma getirmeye niyetlendikleri görülüyor!
Türkiye’de bugüne kadar mevsimsel değişikliklerde çiğ süt üretim arzında ,fazlalık, eksiklik yaşanıyor olsa da gerçekte ‘’çiğ sütte arz fazlalığı’’ yaşanmamıştır. Mevsimsel değişikliklerdeki çiğ süt üretim arzı fazlalığı da peynir üretimi ile giderilebilmektedir. Süt tozu üretim teşviki, okul sütü projesi gibi sanayicilere verilen diyetler yetmemekte, verildikçe daha fazlasını istemektedirler!
Mevsimsel değişiklikler dışında çiğ sütte arz fazlası olduğunu iddia edenler iddialarını rakamsal olarak ortaya koymalıdır. Arz fazlalığı var ise 6 ay dayanıklı peynir, 4 ay dayanıklı uht süt, öyle ise neyin nesidir?
Dimes Genel Müdürü Sayın Ozan Diren’in ‘’ O zaman talep olmadığı için biz süt almayacağız.’’ gibi beyanları çiğ süt üretimini, hayvancılığımızı tehditten ibarettir. Endüstriyel süt sektörünün gerçekte üretim fazlalığı veya tüketim talebi düştüğünden değil çiğ sütün fiyatlarını düşürmek amacı ile göstermelik olarak çiğ sütü satın almadıkları görülmüştü: Günlük 3000 ton çiğ süt toplayan devasa bir firma günlük 60 tonluk gibi küçük bir rakam çiğ süt satın alımını terk ederek çiğ sütte fiyat düşüklüğü yaratmaya kalkışmıştı. Tabii ki bunun yapabilmesinin sebebi rekabet kurumu ve rekabet kanunlarımızın işlerliğinin olmayışıdır. Gelişmiş ülkelerde kasıtlı olarak çiğ sütün fiyatını düşürmek için satın alımı terk edilen rakam küçük de olsa domino etkisi yaratacak bir faaliyete izin verilmemektedir.
Çiğ Süt fiyatları arttığı takdirde tüketiminde azalacağını öngören endüstriyel süt sektörünün kendi kazanç hırsından fedakarlık yapıp tüketim fiyatlarını düşüreceği beklenemez!
Akademisyenlerin, diyetisyenlerin belirttiği gibi çocuklarımız, kadınlarımız her gün süt ve süt ürünleri tüketmeli nasihatleri doğru ve bu ürün stratejik bir ürün ise tüketim fiyatları sanayicilerin insaf ve merhametine bırakılmayacak şekilde hem çiğ süt satın alımlarında hem de ambalajlı süt ve süt ürünleri tüketim fiyatlarında ‘’gerçekçi piyasa düzeni’’ getirilmelidir.
Hayvancılığımızın dinamosu olan çiğ süt üretimi, hayvancılığımızın sürdürülebilirliği için % 17’lik artış değil çiğ süt fiyatı 1,2 TL olmalıdır!
Tüm Dünya’da ve ülkemizde yem fiyatlarının artığı dönemde çiğ sütün fiyatlarını ucuz seviyelerde tutmak hayvancılığın kalbine hançer sokmaktan farksızdır.Çiğ Süt fiyatı hayvancılığın kalbidir. Tüm hayvancılık parasal destek artışlarına rağmen 4 yıldır hayvancılığımızın diz çökmekten kurtulamayışının sebebi çiğ süt fiyatlarının düşük tutulmasıdır. Gerisi tamamen boş laftır. Canlı hayvan, et ithal etmekten kurtulmanın tek yolu da budur.