Çiğ Sütte Doğru Rakamlar-Canlı Hayvan Müzesi
Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker’in ülkedeki toplam sığır sayısı, üretilen çiğ süt miktarları ile ilgili verdiği rakamları bu yazımızda inceleyeceğiz. Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker Anka Ajansına yaptığı açıklama da (27.10.2010) Türkiye'de sığır varlığı sayısının yüzde 9.3 oranında arttığını ifade eden Bakan Eker, "Biz geldiğimizde 9.8 milyon olan büyükbaş hayvan sayısı şimdi 11 milyona çıktı. 1 hayvandan yılda bin 700 litre süt elde edilirken bugün bin 800 litre süt elde ediliyor. Türkiye'nin 8.5 milyon ton olan süt üretimi bugün 12. Milyon tona çıktı" dedi.
Memurlar net’ te ise “Örneğin, Türkiye’deki hayvan sayısı aynı olmasına rağmen üretilen süt miktarının 8,4 milyon tondan 12,5 milyon tona çıktı. Dedi.
Sayın Bakanın 12 Milyon tona çıktığını söylediği süt üretiminin sanayi sütü değil üretilen gerçek besin maddesi çiğ sütü kastetmekte olduğunu biliyoruz. Peki bu artan rakam çiğ süt üretiminin artışı mı yoksa çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelere yaklaşmasından dolayı açık parekende satılan çiğ sütün yön değiştirip sanayicilere satılmasının getirdiği farklılık mı?
2007, 2008, 2009 yılında üretilen çiğ süt miktarlarının sırayla ifade edilip de çiğ süt üretimi 12 Milyon’a çıktı denmesini arzulardık.
2007 yılının içinde yine çiğ süt üretiminde 12 milyon ton, 2008 yılı ve 2009 yılı içinde de 12 milyon ton çiğ süt üretildiği yetkililerce ifade edilmişti. Sayın Bakan’ın ‘’ biz geldiğimizde ‘’ diye başlayan cümlesi şayet mensup olduğu partinin iktidarının geliş yılı ile ( 2002 ) beyanatı verdiği bu yıl arasında çiğ süt üretiminde artış söz konusu ise bu artışın ne kadar olduğunu, artan nüfusa göre çiğ süt üretiminin ne kadar yükseldiğini de öğrenmiş olurduk.
Son on iki aya göre kıyaslandığında çiğ süt üretiminin 12 milyon ton olduğuna biz çiğ süt üreticileri olarak inanmıyoruz. Bu rakamı Tarım Bakanlığı Bürokratları nasıl çıkartıp Sayın Bakan’ın eline veriyor? Anlamak mümkün değil?
Tüik’ de Tarım Bakanlığı’ da ülkemizde çiğ süt üretim miktarlarını tesbit edebilecek yapısal veri tabanları ve bu veri tabanlarını işletecek teknik yetenek yoktur. Ülkemizde ancak süt ve süt ürünleri fabrikalarının topladıkları süte kestikleri müstahsil makbuzlarındaki veriler ile çiğ süt üretim miktarı tesbit edilmiş olmaktadır. Bunun miktarı da 5 milyon ton 75 bin tondur. Bu rakam sanayiye teslim edilen miktar olup gerçekçi bir şekilde toplam çiğ süt üretim miktarını göstermemektedir.
Yine Sayın Bakan’ ın ‘’Örneğin, Türkiye’deki hayvan sayısı aynı olmasına rağmen üretilen süt miktarının 8,4 milyon tondan 12,5 milyon tona çıktı’’ beyanını da gerçekçi temele dayanmadığını bliyoruz. Türkiye’ deki süt hayvanı sayısı aynı olmayıp yükseldiği görülen çiğ süt satın alınan miktar artışı ‘’ hayvanlarda veya yemler ile sağlanan bir artış ’’ olmayıp parekende açık çiğ sütün fiyat yükselmelerinden dolayı satış yönünü sanayiye çevirmiş olduğundandır.
Sayın Bakan’ ın;
‘’ 1 hayvandan yılda 1700 litre süt elde edilirken bugün 1800 litre süt elde ediliyor ’’ cümlesi ile yine Sayın Bakan’ın hayvan sayısı ile ilgili istatistiki bilgilerini birlikte ele alalım. ( Sayın Bakan’ın verdiği bu verim rakamı-1700lt.-1800 lt -1,7-1,8 ton- toplam dişi hayvan sayısına bölünerek bulunan bir rakamdır) ve ülkedeki toplam üretilen çiğ süt rakamlarını ortaya çıkaralım, Bakan’ın verdiği diğer istatistikleri de sorgulayalım:
İstatistiklerde ülkedeki çiğ süt üretim miktarının toplam dişi hayvan sayısına bölündüğünde 12.000.000 (Sayın Bakan’ ın kabülü) ton çiğ süt üretimi/1.8 ton= 6.666.666 adet dişi hayvan (buzağılar da dahil) sayısı ortaya çıkmış gibi görünüyor?
Biz üreticiyiz. Bize bir ülkenin sığırlarındakii dişi hayvan sayısını verin, biz size olması gereken erkek hayvan sayısını verelim!
Biz üreticiyiz. Biz tabiatı kitaplardan değil içinde yaşayarak okuduk!
Bir sığır işletmesinde 100 dişi hayvan hamile kalır ise bunun en az % 60’ ı erkek buzağısı doğar. Aksini iddia eden var ise lütfen bizi aydınlatsın!
Sayın Bakan’ın 9,8 milyon adet büyük baş sayısı dediği rakam çiğ süt veriminden 6.666.666 dişi rakamını toplam sığır sayımızın % 40 kabul edersek toplam sığır varlığımızın 16,5 milyon olması lazım! Bu toplam sayı içinde erkek hayvan sayısının 9 milyon civarında olması gerekiyor?
Yukarıdaki hesaplamamızı 12 milyon çiğ süt üretimi kabulüne göre hesapladık.
Şimdi de sayın Bakan’ın ‘’ Büyük baş hayvan sayısı 11 milyon ’’ a çıktı’’ sözünü irdeleyelim: Büyük baş hayvan sayımız 11 milyon ise bunun % 60’ ı erkek olarak kabul etmemiz lazım: Çıkacak erkek rakamı 6 milyon 600 bin, dişi rakamı ise 4 milyon 400 bin dir. Sayın Bakanın kendi bildirdiği hayvan sayısı 11 milyon, ortalama süt verimi 1,8 ton
(1800 lt) verdiği istatistiklere göre bizim çıkardığımız 4 milyon 400 bin olması gereken dişi sayısı ile çarptığımızda 7.920.000 ton toplam çiğ süt üretildiği sonucu çıkıyor.
Et ithalatının başlamadan tartışmalarının yapıldığı günlerde Sayın Bakanı ülkede 2 milyon 300 bin adet erkek sığır olduğunu ‘’ahırlarda tek tek sayım yapıldığı ‘’ beyanında da bir gariplik olduğunu bizim bu analizlerimizde görebilmekteyiz.
Dişi rakamını Sayın Bakan’ımızın verdiği çiğ süt verimi ile çarptığımızda (4.400.000*1,8 ton çiğ süt)= 7.920.000 ton çiğ süt üretildiği ortaya çıkıyor. Haklı olarak Sayın Bakan’ın 12 Milyon ton çiğ süt üretim rakamının geldisini bir başka taraftan sorgulayalım:
TSÜMB (Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği) verilerine göre (ki doğrudur)2009 yılı için Süt ve Süt ürünleri fabrikalarına satılan çiğ süt miktarının 5 milyon 75 bin litre (litreyi kğ’ye eşit kabülü) yani 5 milyon ton 75 bin Kğ olduğunu biliyoruz. Ya parekende açık satılan süt ve süt ürünleri miktarı?
Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği’ nin 2010 ekim ayında süt tozuna ithalatına karşı çıkan açıklamasında geçen yıla göre süt üretiminin % 19 artışına dikkat çekilmişti. Sayın Bakan’ın süt verimindeki artış iddiası TSÜMB’ nin süt üretiminde ki artış rakamları çiğ süt üretiminin artığını değil Çiğ Sütün kayıt dışı açık parekende pazara değil yükselen çiğ süt alım fiyatlarından dolayı sanayiclere yöneldiği gerçeğidir.
Sayın Bakan’ın 12 milyon rakamını şu kabullerle bulduğunu sanıyoruz: 2009 yılı sanayicilerin topladığı çiğ süt rakamı: 5.075.000 tonu son ayların artan yüzde 19 rakamıyla çarpıp; 5.075.000* % 19=964.000 tonluk artışı, 5.075.000+964.000= 6.039.000 ton sanayicilerin topladığı çiğ süt rakamı olarak doğrudur.
Ama merak ettiğimiz sayın bakan 12 milyon ton rakamını nereden ve nasıl bulmuştur sorumuz var: Sayın Bakan’ a servis yapan Tarım Bürokratları yukarıdaki 6.039.000 ton olan sanayicilerin topladğı rakamı 2 ile çarparak bulmuşlar ise bu 2 rakamı nereden gelmektedir? Yani kayıt içi rakam 6 milyon ton ise bunun iki katı da kayıt dışılık mı öngörüldüğünden dolayı 2 rakamı ile sanayicilerin topladığı süt çarpılarak bulunmaktadır? Bu 2 rakamı ile çarpım sonucu toplam çiğ süt üretim rakamını bulmak yanlış bir metoddur.
Söz konusu 12 milyon ton rakamı 2 ile çarpılarak bulunmuyor da Damızlık Sığır Üreticileri Merkez Birliğinin kayıtlı hayvan sayılarından kendi elde ettikleri göreceli çiğ süt rakamlarından çıkarım sonuçlarından Tarım Bakanlığı Bürokratları faydalanmışlar ise buna da diyeceğimiz var: DSÜMB’ nin Süt verim istatistiklerinin nasıl yanlış metodlar ile elde edildiğini bildiğimizden bu verileri temel almak da yanlıştır.
Tarımsal istatistikler içinde hayvancılık, çiğ süt toplam üretim miktarları çok önemlidir ve hayvancılığımıza ışık tutar, yanlış istatistikler yanlış değerlendirmelere yol açar.
Sayın Bakan’ın hayvan sayısı aynı olmasına rağmen süt verimi verilen yem bitklileri desteği ile arttı ifadesini gerçekçi bulmuyoruz, artan miktarın açık parekende satışlardan sanayicilere yönelen süt miktarı olduğuna inanıyoruz.
Biz çiğ süt üretimini hem kuş bakışı ve diğer tüm perspektif görünüşlerinden bakmaktayız. Sanayicilerin çiğ süt alım fiyatlarının dibe vurdurduğunda açık parekende çiğ süt ve çiğ sütten yapılan süt ürünleri satışının arttığını gözlerimizle yaşayarak gördük. 2008 yılında süt ineği hayvan sayısı çok olan işletmelerin canı bu yüzden çok yandığından ‘’ sarı kız hakkını helal etmiyor’’ mitinglerine büyük hayvan sayısına sahip işletmelerin sivil toplum kuruluşları önderlik etmişti.
1-4 hayvan sayısına sahip işletme sahipleri ürettiği çiğ sütü çiğ süt olarak, peynir yaparak satmak için şehrin yolunu tutarlar iken süt sanayicilerine meydan okumuşlardır. 2008 yılında süt hayvanlarının tamamının kasaba gitmemesi çiğ sütün açık parekende veya peynir satışı yapılarak sağlanabilinmesinden dolayıdır.
Süt üretimindeki (Sanayicilerin topladığı) artış hayvan sayısındaki artıştan veya verim yükselmesinden değil çiğ sütün fiyatlarının artığından dolayısı ile kayıtlı satışların artığından dolayıdır.
Çiğ süt alımında fiyat düşürülürse çiğ süt açık parekende satışı artar, sanayiye giden çiğ süt azalır. Çiğ süt alımında fiyat yükselir ise çiğ süt parekende satışı azalır sanayiye giden çiğ süt miktarı artar. 1-5 sayısına sahip süt ineği işletme sahiplerinin davranışlarını biz görebilmekteyiz. 2007 yılından önceki verilere göre 1-4 sayısına sahip işletme sayısı 800 binden fazla idi. Çiğ Süt fiyatlarının son yılda olması gereken seviyelere yaklaşması karşısında 1-4 sayısına sahip işletmeler çiğ süt ve onun ürünlerini açık parekende Pazar yerine süt sanayicilerinin toplayıcılarına satar durumuna gelmişlerdir. Arttı gözüken artış budur!
Bunun oranı da işte TSÜMB’ nin süt artı dediği oran olan % 19 rakamıdır. Çiğ süt açık parekende sektörünün bu değişikliğinden dolayı açık parekende çiğ sütün açık parekende çiğ süt müşterilerine arz eksikliğinden dolayı açık parekende çiğ süt kullanıcıları için fiyatlar da % 100 artmıştır. Çiğ Süt 75 kuruştan sanayicilere satılır iken parekende sektöründe şehir değişikliklerine göre 1TL-1,8 TL aralığındadır.
Şu an çiğ süt açık parekende satışı İstanbul’da 1,5-1,8 TL aralığında , Ankara’da 1,5 TL’ den, Çukurova’ da 1 TL’ den satılmaktadır.
Süt sanayicilerince de 75 kuruştan çiğ sütü satın alma adaletsiz düzeni sürdürülmektedir.
2008 yılında ülkeye sınırsız süt tozu girişinden dolayı çiğ süt fiyatlarının sanayiciler tarafından düşürüldüğünü göremeyip ‘’ Çiğ Sütte arz fazlası var ’’ diyenler istatistiki rakamları doğru yorumlayamazlar, gerçekçi çiğ süt fiyat istikrar politikaları düzenleyemezler! Hayvancılığın da belini doğrultamayacaklarını zannettikleri için ‘’ İthal ete devam’’ demeyi çare olarak görürler. Çare ithalat değil ‘’ adil bir çiğ süt piyasa piyasa düzeniyle hem süt tüketimini hem çiğ süt üretimini artırmaktır’’ Ülkemizin et ithal eder konumuna getirilimesinin yegane sebebi ‘’ adil bir çiğ süt piyasa düzeninin olmayışıdır ’’ Çiğ süte 75 kuruş bedel, hakça, insanca bir bedel değil merhametsizce konulan bir bedeldir. Çiğ Süt üretimi kazançlı hale getirildiği takdirde et ithalatına da gerek kalmaz.
Ülke hayvancılığına diz çöktürülüşünün sebebi çiğ sütün fiyat istikrarının sanayicilere bırakılmış olmasının altında yatmaktadır.
Sanayiciler de açık parekende çiğ süte ‘’ Sokak sütü’’ iftirası atmaya devam ededursunlar. Kutu sütün ipliğini biz de pazara çıkarmaya devam edeceğiz. Aslında onları rahatsız eden; Tüketicilere sağlıklı süt ulaştırmak değil Açık Parekende sütün kümeslerine sokamamalarıdır. Bu kümese sokamamanın adına ‘’ sokak sütü ‘’ koymuş olsalar da açık parekende çiğ sütün devletin vergi sistemine girmeyişliğinin tenkidi değil sanayicilerin kümeslerine girmeyişleridir.
Yoksa Çiğ sütü üretip sanayicilere satan da direkt olarak tüketicilere parekende açık süt olarak satan da vergilendirme açısından hemen hemen aynı kategoridedirler. Buna itirazı olan var ise ayrı tartışmada ele alabiliriz.
Nufüsun % 28’ i olan kırsal kesimdekileri de kutu süt içmeye, kutu yoğurt yemeye reklamlar yolu ile 2008 yılından önce sanayiciler ikna edebilmiş olsalardı memlekette birkaç süt hayvanı kalırdı ülkemizdeki çiftlikler canlı hayvan müzesi olurdu.
Ülkemizin canlı hayvan müzesi haline sanayicilerin getiremeyişlerinin sebebi ülkede çiğ süt üretimindeki küçük işletmeler olmuştur ve olmaya devam edecektir.
‘’ Adil bir çiğ süt fiyat satın alım düzeni ’’ sağlanmadan 0 (sıfır) faizli krediden faydalanıp damızlık-çiğ süt üretim işletmesi kuranlara gerçekten ve yürekten acıyorum. Çiğ süt fiyatları 2010 yılının başında yükselmeye başlayınca bize soran yatırımcıları uyradık. Bu uyarı yazılarımız Çiğ Süt üreticileri Süt ve Süt Ürünleri Tüketici grubunda çoktaan yayınlamıştık. Artık kredizedeler yola koyulmuştur. Bu müstakbel kredizedeler maalesef süt sanayicilerinin ‘’ Süt Çamuru’’ ithalatı ile kurtarıldıkları gibi de kurtarılmayacaklardır. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir türküsünü ‘’ Hayvancılığımız Dünya ile rekabet etmeli ’’ diyen Sayın Müsteşar Mirmahmutoğulları’ndan dinleyebileceklerdir.
Bu ülkede çiğ süt üreticilerine olduğu kadar açık parekende çiğ süt tüketicilerine de yürekten saygı duyuyorum. Çiğ Sütü açık parekende satanları ‘’ kayıt dışı’’ lıkla suçlayanlar onları zabıta marifetiyle kovalattıracağına ‘’ ruhsat ‘’ vermelidirler. Çiğ süt parekende satıcıları bu ülkeye vergilerini ödemeye hazırdırlar. Sanayicilerin ve Çiğ Süt Parekende satıcılarının aynı tekniği kullanarak parekende açık satış işlemlerinin gerçekleştiğini tüketicilere artık anlatacağız.
Tüm ambalajlı dondurmaların da süt tozundan yapıldığını, ama ambalajlarına süt tozundan yapılmıştır yazısını yazmayarak tüketiicileri aldattıklarını da anlatacağız.
Çiğ süt, şehirlerin gecekondu mahallelerinin gıdası olmasının yanı sıra yüksek eğitim almış bilinçli tüketicilerin de tercih ettikleri bir marka olmaya devam etmektedir. Çiğ Süt hammaddedir. Besin de, gıda da hammadde; Gerçek gidanın ta kendisidir.
2008 yılında açık parekende süt satışları sanayicilerin alım fiyatlarını 39-40 kuruşlarda durduran gerçek ‘’ piyasa düzenleyiciliği ’’ yapmıştır. Çiğ Süt açık parekende pazarı olmasa idi ülkemizdeki çiftliklerden arta kalanlar şimdi ziyaretçilere açık bir müze olacaktı.
Bu adeletsiz çiğ süt satın alım düzenin de, Süte ve süt ürünlerine kanserojen melamin, yoğurda ithal hangi hayvanın kemiklerinden elde edilen –belirsiz- jelatin, yine yoğrudun mayasını bilmem ne hayvanının sütünden oluşturulan mayadan yapılan ve bu yapılanmayı koruyan sistem de;
Çiğ Süt üreticisini, Süt ve Süt Ürünleri Tüketicilerini, hayvancılığımızı korumanın yolu açık parekende çiğ süt satmak ve satın almaktır. Sanayi tipi kutu süt ve süt ürünleri tüketimini artırmanın da hayvancılığımıza katkısı ise asla
olmayacaktır: Sanayicilerin Çiğ süt satın alım fiyatlarında, geçmişte okul kutu sütü satış ihalelerinde kanunlara aykırı bir şeklide biribirleriyle anlaştıkları Rekabet Kurulu Kararlarıyla sabit olan ‘’tek ‘’ alıcı ve satıcıların varlığında süt tüketim artışının hayvancılığımıza katkısının olacağını düşünmek saflıktır. Süt tüketimi artırılsa bile bu hayvancılığımıza, çiğ süt üreticilerine değil Süt Sanayicilerine fayda sağlayacaktır.
Kazanç olan bir malın üretiminde; o malın tüketiminin artışında da üretim artar. Bu kural çiğ süt üreticilerine kazanç sağlamamaktadır.
Süt ve süt ürünleri sanayicilerinin insaf ve merhametsizce para kazandırmadığı çiğ süt üretüm sektörün de tüketim artsa da üretim artmayacaktır. Çünkü tüketim artıığında çiğ süt fiyatlarında önlenemez yükseliş ‘’süt tozu ithal politikaları’’ sanayici-Devlet işbirliği ile uygulanacaktır.
Çiğ sütün fiyatı artar ise çiğ süt üretimi artar ve hayvancılığımıza katkısı olur. Çiftçi hayvan yetiştirir.
Normal ekonomiye göre tüketim artınca üretim de artar, artan tüketim hammadde fiyatlarını da artırır . Bu kuralı çiğ süt üretimi ve hayvancılık için geçersiz kılan husus: İnsafsızca olan çiğ süt fiyat düzenidir.
‘’ Hayvancılığımızı şaha kaldıracak olan çiğ süt fiyatlarıdır ’’ Çiğ süt satın alım fiyatları 1 TL olmalıdır.
Sonuç:1- Tarım Bakanlığı bürokratlarının Sayın Bakan Mehdi Eker Beyefendi’ nin eline tutuşturduğu 12 milyon toplam çiğ süt üretim rakamını gerçekçi bulmuyoruz.
Biz gerçekçi rakamı şu kabuller ile bulduk:
a-Sanayicilerin topladığı çiğ süt miktarı 6.039.000 Ton (Şehirlerin tükettiği süt ve süt ürünleri miktarı)
b-Şehir nufüs oranı; % 72 , Kırsal kesim nüfus oranı: % 28
Bu kabullere göre toplam çiğ süt üretim miktarı:8.375.000 tondur.
c- Bu hesaplamalarda süt ve süt ürünlerine katılan süt tozu ve katkı maddeleri hesaba dahil edilmemiştir.
d-Şehirlerde tüketilen çiğ süt miktarı: 800 bin tondur. (Çiğ Süt Üreticileri grubu)
e- Toplam çiğ süt üretimi: 9.175.000 tondur.
Sonuç;2- 800 bin ton yıllık tüketimi ile şehirlerimizin çiğ süt, en büyük markasıdır. Kırsal kesimin ise tek markası çiğ süttür. Bu ülkede toplam yıllık çiğ süt ve çiğ süt ürünleri süt sanayicilerinin kümesine girmeden gerçek besin değerinde alıcı bulmaktadır. Şehir zaptiyelerinin bu 800 bin tonluk tüketimi durdurabilme gücü kırsal kesimdeki 2 milyon tonu geçen çiğ süt tüketimini önleme kudreti ‘’ reklamlar’’da yoktur.
Kırsaldakilerin en yakınındaki gıda çiğ süttür, şehirlerimide bilinçli tüketecilerimizin de ‘’ gerçek gıda’’ sı çiğ süttür.
‘’ En sağlıklı süt kutu süt’’ reklamları’ nı süt sanayicileri değil kutu ambalajın tek üreticisi finanse ediyor. Kutu süt kendine çiğ sütü rakip kabul ederse ilk baştan kaybeder! Kutu sütü çiğ sütle değil kendi akranları olan kola vb. içecekler ile yarıştırmalı.
Çiğ Süt kırsal da özgürdür.
Gelin, çiğ süte şehirler de de özgürlük verelim. Çiğ Süt parekende satıcılarını Ruhsatlandıralım.
Çiğ süt melaminsizdir.
Çiğ süt jelatinsizdir.
Çiğ süt formolsuzdur.
Çiğ süt süt tozu değildir.
Çiğ sütte probiyotik, prebiyotik vardır
Ambalajlı dondurma süt tozundan yapılmaktadır, süt tozundan yapılan dondurmaları yemeyin!
Çiğ Sütten yapılan dondurmaları yiyiniz.
Çiğ sütte bitkisel palm veya bilmem ne yağı veya margarin yok, süt yağı (tereyağı) vardır.
Çiğ Sütte sütü süt yapan vitaminler, mineraller var
Çiğ Sütte doğal büyüme hormonu var, aynı anne sütlerinde olduğu gibi!
Anne sütünü sanayiye gönderip ambalajlattırıp sonra geri satın alıp bebeğe öyle mi içiriliyor?
Çiğ süt ‘’gerçek gıda’’dır.
-Parekende açık ÇİĞ SÜT'ün ,Avustralya ve ABD’deki gibi ''organik çiğ süt '' veya ‘’ Çiğ Süt’’ olarak sertifikalandırılarak, ruhsatlandırılarak ve ''ÇİĞ SÜT'' olarak cam kavonozlarda satışına izin verilmesi, hem kayıt dışılığın, hem de insanlarımızın ‘’ gerçek besin’’e kavuşmasının önü açılmış olacaktır.
Sevgili okuyucu ve tüketicilerimiz:
Süt tozu ile ilgili dilekçe örneği linki aşağıdadır, sizler çiğ süt kullanıyor olsanızda süt tozundan yapılan süt ve süt ürünleri kullananlara veya kendinize, çocuklarınıza, gelecek nesillere bir iyilik ediniz ve dilekçenizi Tarım Bakanlığına gönderiniz!
https://www.bilgiagi.net/tuketicilerin-sut-tozu-dilekceleri/24794/
Türkiye' de laktasyon süt verim ortalaması 2800 litredir.
Kasım 3rd, 2010 at 22:38