content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

22 Eki

CHP’nin Muhalefete İhtiyacı Yok!…

 CHP’nin Muhalefete İhtiyacı Yok… Onlar Kendilerine Yetiyor! 

«Her ağacın kurdu kendindendir” der bir atasözü. Tahmin ediyorum en iyi bu söz CHP’liler için söylenebilir. Silivri, Çatalca, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt, Başakşehir, Avcılar, Küçükçekmece yayın alanımızda olan ilçeler… İnanın Silivri’den Küçükçekmece’ye kadar öyle bir kavga yaşanıyor ki, parti içersinde muhalefete hiç gerek yok.

İlçe başkanlarına parti içi muhalefet karşı. Belediye başkanlığı seçimleri yaklaştıkça iç kavga kan davasına dönüştürülmüş durumda. AK Parti’nin CHP’yi eleştirmesine bile gerek yok. Parti içersinde söylenenleri inanın AK Partililer CHP yöneticileri için söyle(ye)mezler.
Muhalefet partilerin CHP için söyle(ye)meyeceği sözler, eleştiriler CHP’liler birbirlerine yapıyorlar.

Yolsuzluk, rüşvet, talan iddiaları namus ve ahlak kavramları ile birleştirilerek bel altı vuruşları tam gaz devam ediyor.
En son Beylikdüzü’nde böyle bir kavga yaşanıyor.
Kavga edenlerin tamamı CHP’li.
Kavga edenler akraba.
Kavga edenler aynı zamanda birbirleriyle iş yapmış olanlar.
Kavga edenler, basına haberi servis yapanlar aynı zamanda 2009 yılında CHP Beylikdüzü Belediye Başkan aday adayları.

2007 uygun rapor,
2009’da ‘kaçak’ diye şikayet

Yıllar önce Beylikdüzü’nde 2002 yılında inşaatına başlanan Beykonakları, villaları yapılmış. 2007 yılında bitirilmiş. 2009 yılında iskan verilmiş. Siteyi yapan İmamoğlu İnşaat şirketi. Sahibi Hasan İmamoğlu.
Hasan İmamoğlu kim? Beylikdüzü CHP’nin 2009 yılından sonra ilçe başkanlığına atanmış, sonra yapılan ilçe kongresinde yeniden seçilmiş olan Ekrem İmamoğlu.
Sitenin yapım denetimini yapan CHP’li eski meclis üyesi Cemal İnan’ın şirketi. Cemal İnan, Ekrem İmamoğlu’nun öz dayısı.

Şirketin Avukatı, CHP İl Disiplin Kurulu Başkanı Osman Gürcan Çelikkol.
Yapım denetim şirketi 2007 yılında iskan verilebileceğine yönelik olumlu raporunu belediyeye vermiş.
Ardından aynı şirket 2009 yılında iskanın verilmesinin usulsüz olduğunu, site içersinde otopark, sosyal donatı alanlarının ve site duvarlarının kaçak olduğunu iddia ederek suç duyurusunda bulunmuş.

Buraya kadar her şey normal gibi. Ancak 2007 yılında yapım denetim şirketi siteye iskan verilebileceğine yönelik rapor verirken neden 2 yıl sonra suç duyurusunda bulunmuş?
Çünkü Yapım Denetim Şirketi, ücretinin ödenmediğini iddia etmiş.
Yapım Denetim Şirketi’nin ücretini kim ödüyor? Belediye.
Neden belediye ödüyor? Çünkü inşaat sahipleri iskan alırken, yapım denetim şirketinin ücretini belediyeye yatırmak zorunda imişler.

2009 yılında kim belediye başkanı? Vehbi Orakçı.
İddialara göre Yapım Denetim Şirketi ücreti ödenmeden iskan verildiği için şikayetçi.
Neden bu itilaf yaşanıyor?
İktidar, çıkarlar, güç, para, menfaat, gelecekte söz sahibi olmak…

Zevkle ve keyifle
kabul edilen vekillik!

Yapı Denetim ücreti olarak alınmadığı iddia edilen para yaklaşık 360 bin lira.
Ekrem İmamoğlu, Yapı Denetim Şirketi’nin ücretini dayısına elden ödediğini iddia ediyor. Karşılıklı davalar açılmış. Karar  Yargıtay aşamasında. Yapı Denetim Şirketi açtığı davayı kazanmış. Ancak karşı taraf itiraz etmiş.

Ayrıca dövdürme, hakaret ve kavga davaları açılıyor. Davalarda devam ediyor.
İnanlar Yapı Denetim Şirketi’nin Avukatı CHP İstanbul İl Disiplin Kurulu Üyesi Osman Gürcan Çelikkol, bu davayı bir CHP’li olarak değil Cemal İnan ve Murat İnan’ın vekili, bir hukukçu olarak açtığını iddia ediyor.

Tabii bunu söylerken şunu söylemeden de edemiyor.
“Bu davayı büyük bir zevk ve keyifle aldım.”
Ve zurnanın zırt dediği yerde tam burası.
Haber yapmamızın ve yazı yazmamızın asıl nedeni bu.

Bu kavgada, bu tartışmalarda en büyük dikkatimi çeken bir gazeteci olarak; CHP İl Disiplin Kurulu Üyesi bir kişinin, partisinin ilçe başkanı hakkında, (hemde üyesi olduğu ilçenin) “büyük bir zevk ve keyifle” davayı üstlenmesi...
CHP İl Disiplin Kurulu Üyesi Avukat, hukukçu Osman Gürcan Çelikkol ilçe başkanı için diyor ki; “Bana göre ruh yok. Bana göre partili değil!” İşte bu yazıyı yazmamızın, konuyu haberleştirmemizin asıl nedeni yukarıdaki iki söz.
Halbuki, bir partiye üye olmak için
ne gerekir?
Partinin programını ve tüzüğünü kabul etmek.
Partinin hukukudur esas olan, bireylerin tercihleri değil ki. “Sen bana göre partili değilsin, o bana göre partili değil.” Böyle bir partide yeni üyeler nasıl yönetimlere gelecekler, nasıl eski üyelerle yan yana yürüyecekler?

Beylikdüzü’nde sitelerin
çoğunda  aynı sorun yaşanıyor

Beylikdüzü’nde bulunan yüzlerce sitede aynı sorun yaşanıyor. Benim oturduğum Şelale Evleri’nde yaşandığı gibi.
Arazi sahipleri belediyeye terk etmesi gereken yerleri terk etme-mişler, site sakinlerinin kullanımına açmışlar.

Yeşil bantlar, duvar örüldüğü için sitenin ortak mülkiyetine dönüşmüş.
Kamusal alana açık olması gereken, yürüyüş bantları, parklar sitenin kullanım alanı olmuş.
Anlayacağınız sitenin, villaların, konutların değeri yükselmiş.
Bey Konakları’nda iddialara göre kamuya ait olan alan 3 bin m2. Bey Konaklarını yapan inşaat sahiplerine göre yarısı.

Ne fark eder? Yarısı yada daha fazlası… Sorun, kamuya ait alan sitenin ortak kullanım alanı.
Neyse yasal süreç devam ediyor.

Ortada rüşvet, suistimal, kaçak
yapı, uygunsuz iskan iddiaları mahkemelerde…
Belediye buraları neden yıkmıyor?
Çünkü kim yıkarsa bir daha Beylikdüzü’nde başkan olamaz. Bırakın başkan olmayı aday olamaz.

Dedik ya, aynı sorun Beylikdüzü’nün her yerinde.
Tüm sitelerde aynı sorun yaşanıyor. Sitelerin etraflarını çeviren duvarlar arasında, kamuya ait park gözüken yerleri siteler kullanıyor. İhlas Evleri buna en büyük örnek..
Yasalara göre kaçak yapmak suç. Yapan, yaptıran, göz yuman hapis cezası alır.
Nerde?

Ben olsan yıkardım, tüm duvarları

Ben belediye başkanı olsam tüm kamuya ait yerleri kullanan sitelerin duvarlarını yerle bir ederdim. Kentte yaşayanların hizmetine açardım, o alanları…Kentin tarihine geçerdim.
Seçim kaybetmek mi yoksa kentin hukukunu korumak mı? Benim  tercih ikincisi olurdu.
Tabi benim gibiler için bunu söylemek kolay. Kentin rantını dağıtmak için siyaset yapanlar için… Zor, zor, zor…
Beylikdüzü’nde yaşanan kavganın asıl nedeni 2014 yerel seçimleri.

Kim belediye başkan adayı olacak? Rakibine vur, aday ol(a)masın.
Belini doğrultamasın. Ne olursa olsun ‘aday o olmasın, ben olayım” kavgası.
Bunun kavgası veriliyor şimdiden. Bunun için en ufak bir fırsat kullanılı   yor. Büyük kavgalara imza atılıyor. Rakibinin açığı bulunduğu düşünülerek, davalar üstleniyor. Ve bundan büyük bir zevk duyuluyor.
Daha 2.5 yıl var. Kavga, partinin asıl ruhunu taşıdığını iddia edenler ve ruha sahip olunmadığı iddia edilenler arasında. Asıl ruhu taşıyanlarda, ruha sahip olmayanlarda homojen değiller. Böyle bir partide nasıl iktidar oluna-bilir ki? Nasıl yan yana durabilirler ki?
Son söz: 2004 ve 2009 yılında sırf bu yüzden parti bu kavgalardan dolayı ikiye, üçe bölünmüştü. Kazanabilecekleri seçimleri ‘ben ol(a)madım o’da olmasın’ hasetliği ile seçimleri kaybetmişlerdi. Görünen o ki, yaşananlara bakınca iki seçimdir yaşanan 2014’de de yeniden sahneye konulacak gibi.

Yazın bir kenara. Aday adayı olanlar  daha çok birbirleri hakkında haber yaptırırlar, daha çok bel altı vuruşlar yaparlar. Böyle bir parti iktidar olabilir mi? Olsa bile orada kavga durulur mu? Yazık.

Etiketler : , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank