CHP’deki Solculara(!) Allah Kolaylık Versin
Büyükçekmece CHP’de ertelenen ve görevden almalara neden olan CHP kongresi, Pazar günü yapıldı. Cumartesi günü manşet haberimizde, göreve iade edilen İlçe Başkanı Av. Kerim Menteşoğlu vardı. Biz, CHP kongresinin üç adayla yapılacağını ve Yalçın Taştan’ın adaylıktan çekildiğin yazarken, birileri seçimin ertelenebileceğini hesap ederek ona göre temkinli haber yapıp aday sayısının dört olduğunu yazıyorlardı. İade kararından haberleri bile yoktu. Kongre delegesi olmalarına rağmen.
*****
Sabah 10 sularında kongrenin yapılacağı salona geliyoruz. Dışarıda bir-kaç yüz kişi bile yok. Salona giriyoruz, o ne; hazırlık bile yok. Sandalyeler dizilmiş, birkaç kişi koşturuyor. Salon hazırlanmamış. Akşam düğün olduğu gerekçesiyle çalışılmamış.
Hadi akşam düğün vardı da, sabah erken saatlerde ne vardı? Anlayacağınız sözde dört adayın olduğu, birkaç gün önce yeniden göreve atanan ilçe yönetimi bir de sözde kayyum olmasına rağmen salon kongrenin başlaması gereken saatte yeni hazırlanıyordu.
Saat 12’ye doğru salon hazırlanabildi. Dikkatimi, Büyükçekmece CHP kongresinde bir tek çiçek olmaması çekiyordu. Ne belediye başkanının, ne kurumların, ne ilin, ne ne vekillerin.
*****
Kongre başlamadan önce salon dı-şında sohbetler yapıyoruz. Kongreyi kimin kazanabileceği soruluyor. Kongrede yaklaşık 380 delegenin oy kullanabileceğini ve oyların paylaşılacağını ve seçimleri çok küçük bir oy farkıyla Ömer Faruk Öztürk’ün kazanacağını iddia ediyorum.
Yalçın Taştan’ın adaylıktan çekildiğini ve kimileri salona bile gelmeyeceğini söylüyorlar. Ben ise etrafa baktığımda Taşdan’ın yanında olan 30’a yakın delegenin salonda olduğunu görüyorum.
Yaptığımız sohbette, kimileri Taş-dan’ı destekleyen delegelerin oylarını Ali Ulvi Gökbulak’a vereceklerini ifade ederken, ben Öztürk’e oy kullanabileceklerini söylüyorum.
Ve delegesi olduğum Sinop İşadam-larının kongresine katılmak için kongre salonundan erken ayrılırken, birkaç saat sonra Gökbulak’ın adaylıktan Ta-zegül lehine çekildiğini öğreniyorum.
CHP’nin derin güçleri, Belediye Başkanı Dr. Akgün karşısında seçimleri ancak tek adayla kazanabileceğini anlıyorlar ve devreye girerek Gökbulk’ı adaylıktan vazgeçiriyorlardı.
Haberi duyduğumda ‘seçimi kesinlikle Tazegül’ün kazanacağını’ söylüyorum. Ve kongrenin arkasındaki isimler ise tartışmasız Mehtap Tazegül ve Dr. Ali Şeker.
****
SİAD kongresi sonuçlandığında, Bü-yükçekmece CHP kongresini merak ediyorum ve arkadaşlarımı arıyorum. Sonuçları alıyorum.
Dursun Tazegül’ün seçimleri net bir sonuçla kazandığını öğreniyorum. 203 oy Tazegül, Öztürk 146 oy alırken 20 oy da geçersiz sayılıyordu. Geçersiz oyların Yalçın Taşdan’ın arkadaşlarına ait olduğunu düşünüyorum.
Ben 280 delege seçimlere katılır diye düşünürken, 416 delegeden 369’u oy kullanıyordu. 47 delege de kongreye katılmıyordu. Tam sonuçları bilmiyorum ama 47 delegenin bir bölümünün de Gökbulak’ın adaylıktan çekilmesine tepkili olduğunu düşünüyorum.
*****
Kongre öncesinde Avcılar CHP ilçe yöneticisi ancak Büyükçekmece delegesi olan Hüdaverdi Bağcı kongrede, blok liste ile seçim yapılmasına yönelik önerge verilmesi üzerine aleyhte söz alarak seçimlerin blok liste ile değil, çarşaf liste ile yapılmasına yönelik konuşma yapıyordu.
Ancak adaylar blok listeden yana olmasından dolayı konuşmanın bir anlamı bile olmuyordu. Çarşaf liste isteyenler salonda azınlıkta kalıyordu.
Halbu ki çarşaf liste bir partide en demokratik yöntem. Düşünün; Büyük-çekmece CHP kongresinde yüzde 40 oy alan muhalefet gurubu yönetimde bir yönetici ile bile temsil edilmiyordu. Ve düşünün Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün il delegesi bile seçilemiyordu.
****
Ve inanın kaybeden listede Büyük-çekmece CHP’ye zenginlik katacak isimler olmasına rağmen ve de delegelerin yüzde 40’nın oyunu almasına rağmen yönetimde bir kişi bile temsil edilemiyorlardı. Çünkü blok listeyi sa-vunanların, nasıl bir demokrasiden yana oldukları her kongre sonucunda ortada duruyordu. Başından itibaren iddia ediyorum, bu CHP’de örgütleri fesh etseler, inanın parti daha büyür.
Çünkü herkes gardını ötekinin karşıtlığı üzerinden almış. Hesap partinin seçim kazanması değil kendinin kazanması. Halbu ki kendinin kazanabilmesi için partinin büyümesi ve yeni insanların katılması gerektiğinin farkında bile değiller.
*****
Dr. Akgün’ün kongrede yaptığı ko-nuşmada ifade ettiği “Partimizde sevgisizlik var” sözü nasıl da ‘cuk’ diye yerine oturuyordu. CHP’den seçilmiş, Dr. Akgün olmasa belediye başkanlığının kazanılamayacağı bir ilçede, kimi CHP’liler belediye başkanlarını halen CHP’li kabul etmiyorlar ve jest olarak il delegesi bile yazmıyorlardı ya, diyecek sözüm bile yoktu.
*****
Yazın bir kenara büyük kongre yapıldıktan sonra Türkiye genelinde ilçe ve il yönetimleri üzerinde büyük tırpan başlar. Olmaz ise parti 2014 seçimlerinde büyük bir darbe yer ve Kılıçdaroğlu genel seçimleri göremeden genel başkanlığı bırakır.
****
Bir de CHP’de anti emperyalist, halkçı ve devrimci söylemini büyüterek partinin daha çok oy alacağını düşünen kimi eski solcu artıkları yok mu?
Farkında bile değiller o söylemi yapanların bu toplumda esamesi bile okunmuyor. Çünkü yeni zamanın ruhunda o söylemlerin karşılığı yok.
Bu eski solcular, yeni üretim biçiminin, üretim ilişkilerinin, üretici güçlerinin farkında bile değiller. Emperyalist dedikleri ülkelerde insanlar bağı-rıyorlar: İş, ekmek… Özgürlük ve de-mokrasi talebi yok.
O talepler Ortadoğu’da yükseliyor. Eski kapitalizmin merkezinde, insanlar kendi sermayelerinin yabancı ülkelerde yatırım yapmasına isyan ediyorlar. Bizde ise 20. yüzyıl solcuları bağırıyorlar. “Yabancı sermaye istemeyiz. Bizi sömürüyorlar, kaynaklarımızı çalıyorlar. Kahrolsun emperyalizm.”
Bizim sokaklarda insanlar ise iş istiyorlar. Yani sömürülmek istiyorlar. Çünkü sömürülmek yeni iş alanı, yeni iş, yeni yatırım demek. Yeni yatırım, yeni sermaye demek. Doğal olarak yabancı sermaye demek.Ve sermayenin ruhu parayı kapalı kapılar ardında tutmayacak kadar farklı. O ruh sürekli yatırım yapmak, yeni teknojiler üretmek ve para kazanmak zorunda.
Ürettiğini satabilmek için yeni pazarlara ihtiyacı var. Varlıkları ve sürdürülebilirlikleri buna bağlı. Bu sürekli değişim demek. Çünkü ürettiklerini alabilecek insanlar lazım. İşte bu çelişki, sermayeyi geliştiriyor. Farklı arayışlara yöneliyorlar ve değişiyorlar.
****
Yeryüzünde yaşanan değişimin farkında olmayanlar ülkemizdeki değişimi de fark edemiyorlar. Edemedikleri için de küçülüyorlar. Küçülen zihniyetin temsilcileri ise CHP’nin de eskide kalmış küçük sol örgütlere benzer olma-sını istiyorlar. ‘Hadi eski sol örgütlerinizde politika yapın’ deseniz gitmezler. Çünkü onada inanmıyorlar.
Hey Allahım sen akıl ihsan eyle bu eski solcular için.. Ve onlar CHP’de politika yaparken hala kendilerini devrimci, sosyalist zannediyorlar. Ya CHP’nin ne olduğunu bilmiyorlar ya da kendilerinin artık o eski solcu olmadıklarını bile bilmiyorlar.
Anlayacağınız “Araf”talar ama bunun farkında değiller…
Son söz: Kılıçdaroğlu “Araf”ta olduğunu bile bilmeyen eski sol örgütlerden gelenlerin akılları ile hareket ederse daha çok bekler yeni CHP’yi…Daha çok bekler iktidar olmayı. Daha çok bekler, sokakla bütünleşmiş, yeni insanlarla buluşmuş, yenilenmiş örgütleri.