CHP’de ilçe kongreleri bitti. Aralık ayında il kongreleri sonrasında da büyük kurultay yapılacak…
Kongreler sonrasında belirlenecek belde, ilçe, il, parti meclisi ve MYK yönetimleri ise 2019 yılında yapılacak olan seçimlere taşıyacak partiyi…
Ve büyük ihtimalle 1999 yılından 20 yıl sonra 2019 yılında yerel ve genel seçimleri bir arada yaşayacağız.
****
Belediye başkanlığına aday adayı olanların, aday olamayınca ya da seçilemeyince milletvekilliğine, milletvekili aday adayı olanların ya da seçilemeyenlerin belediye başkan adayı oldukları seçimlerden daha farklı bir adaylık süreci göreceğiz 2019 yılında.
Tüm partilerde seçimleri bekleyen, görücüye çıkacak gelinler gibi olan aday adayları arz-ı endam eylemek için sıraya girecekler. Belde, ilçe, il yöneticileri istifa etmeye başlayacaklar; meclis üyesi, belediye başkanı, milletvekili aday adayı olabilmek için…
Büyük ihtimalle CHP’de adaylar ön seçimle belirlenecek. Yüzde 25 civarında bir kontenjan adayını da merkez belirleyecek. Diğer siyasi partilerde ise tüm adayları partinin merkez yöneticileri belirleyecek.
****
Kongre sürecinde kıran kırana bir yarış yaşanıyor CHP’de.
Liste çıkaramayanlar listelere girmek için, liste çıkaranlarda blok listelerinin kazanması için yarıştılar. İstanbul’un 39 ilçesinde sadece iki ilçede blok liste ile değil çarşaf liste ile yapıldı seçimler. Maltepe ve Kadıköy Belediye Başkanları seçimlerin blok liste ile değil çarşaf liste ile yapılmasını desteklediği için seçimler çarşaf liste ile yapıldı. Ve ortaya daha demokratik daha katılımcı ve tabanı kucaklayan bir yönetim ortaya çıktı.Kerimoğlu isteseydi çarşaf
liste ile seçim yapılırdı
Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu ise kongrede blok liste ile seçim yapılmasını eleştiren bir konuşma yaptı. Kerimoğlu, blok listenin karşısında olduğunu ve çarşaf listeyi savunduğunu ve savunmaya devam edeceğini belirterek;
“Gücü olmadığında ön seçim, çarşaf liste isteyenlerin gücü eline aldıklarında blok liste istemelerini de buradan şiddetle eleştiriyorum. Siyaset koşullara göre yapılmaz, siyaset ahlak ve vicdan işidir, her koşulda aynı şeyi söyleyebilme yüreklikliği gerektirir. Genel Merkez nezdinde gücünüzün olmadığını gördüğünüzde ön seçim isteyeceksiniz, ama ilçe kongresini mahalleler düzeyinde 3-5 arkadaşla dizayn ettiğinizde gelip blok liste isteyeceksiniz bunun adına dense dense ancak riyakarlık denir. Kendi adıma söylüyorum partide her koşulda önseçim ve çarşaf listeden yana oldum” diyen Kerimoğlu çok doğru söylemektedir. Güçsüz olanlar çarşaf liste, güçlü olanlar ise her zaman blok listeden yana oluyorlar. Yoksa bir ilkesellik söz konusu değil. “Çarşaf liste yapılmadı” diye isyan edenlerin, kendi dönemlerinde de blok listeyi nasıl can siparene savunduklarını biliriz.
Ayrıca “Kerimoğlu kongrede isteseydi, seçimlerin çarşaf listeyle yapılmasını sağlayabilirdi” diye düşünüyorum.
****
Belediye başkanlarının listeler arasında taraf olmasını ise asla anlayamadığımı ifade etmek isterim. Bir belediye başkanı başarılıysa ilçe başkanının kim olduğunun ne önemi olabilir ki? Ayrıca adaylar arasında ombudsmanlık görevi yapabilecek şehr-i eminlerin parti içersinde taraf olarak, partide ki ötekileştirme sürecine katkı yaptıklarını düşünüyorum.
****
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın Beylikdüzü İlçe Kongresi’nde yaptığı konuşma ise partililere yönelik değişmeleri gerektiğine yönelik ciddi bir uyarı. Ancak partinin üst düzey yöneticilerinin konuştuklarını bile anlamaktan uzak parti tabanı ve kadroları ile CHP’nin iktidar olması asla mümkün değildir. Ki, Altay, CHP’nin bugünkü kafasıyla 1000 yıl iktidar olamayacağı tespiti yaparken, gazetemizde ki haberin başlığına bakarak yorum yapan CHP’lilerin haline bakınca “vah vah” demekten de başka bir şey gelmiyor içimden.
CHP değişimden ne anlıyor ve
asıl neyi anlamıyor?
CHP’nin temel sorunu değişim ve yenileşme taleplerini kendi içersinde “Ahmet’in gidip Mehmet’in gelmesi” olarak algıladığı sürece değişmesi mümkün değildir.
Neden mi?
1- CHP bugün toplumun dinamiklerini parti içersine katmaya çalışsa, partinin içersinde gelecek bekleyenler ne yaparlar?
2- İlçe ve il kongrelerinde ilçe başkanları partinin dışından gelse, partiyle de çelişmese, yönetim kurulu listelerinin içersine yeni dinamikler katılsa, delegeler oy verir mi? O listeler kazanır mı?
3- Parti kendi içerisinde yarış yaparak dışarı açılabilir mi? Açılmaya çalışsa başarılı olur mu?
4- Parti önce ilçe başkan adayı, belediye başkan aday adayı, sonra belediye başkan adayı, olmuş seçilememiş isimlerin sonra milletvekili adayı olduğu kısır bir yarıştan başarılı çıkabilir mi?
5- Tüm aday adaylıkları denemiş, belediye başkan ve milletvekili adayı olmuş hiçbirinde başarılı olamamış isimlerin, yeniden ilçe ve il başkanlığına aday olduğu ve kazandığı yerlerde başarıyı yakalaması mümkün olabilir mi?
6- “Yoldaş, yol arkadaşı” dediği partililere en ağır küfür ve hakaretleri edenlerin, parti içersinde beraberliği sağlamaları ve uzun yol koşusu yapabilmeleri mümkün müdür?
7- Parti içerisinde herkesin birbirini “öteki” görürken, toplumun ötekileri ile ilişki kurmaları ve ikna etmeleri mümkün olabilir mi?
8- 100 yıl önceki ideolojik zihniyetleriyle, toplumun dinamik kesimleri yakalanabilir mi?
9- Parti içerisinde bile özeleştiriden bihaber olanların, toplumun tercihleri nedeniyle toplumu aşağılamaları, ötekileştirmeleri, aralarına duvar çekmelerinden dolayı sağlıklı bir iletişim kurmalarının olanağı var mıdır?
10- CHP “değişim ve yenilenme” diyerek, ancak bunun gereklerini de yapmadan bırakın iktidar olmayı, mevcudunu bile koruması hemen hemen imkansız değil midir?
11- Grup Başkanvekili Engin Altay’ın konuşmasını bile okumadan dinleyenlerin ve anlamayanların eleştirenlerin ve de hakaret edenlerin yapması gereken siyaseti bırakıp derhal emekli olmaları gerekmez mi?
12- CHP’li ve solcu olduğu için mutlaka her söylediğinin doğru olduğuna inananların, (ki düşünceler din değildir, inanılmaz benimsenir) toplumun kendilerini tercih etmediğinde, fikirlerini benimsemediğinde, topluma hain demekten vazgeçmeleri gerekmez mi?