Çetin Altan “Ömrünü” Özetlemiş, Torunlar Üzerinden Konuşurken Evlatlara Değinmemiş..
Çetin Altan usta bir yazardır. Yazı dünyasıyla ilgili olun olmayın, sözcüklerin tılsımına varmak isteyen herkes okumalıdır..
25 Haziran 2015 tarihli Cumhuriyet’te “88 yıllık mücadelesini özetlemiş.”
“Hayal ettiğim ülke bu değildi” demiş.
Bizim de öyle. 78 Gençliği olarak hem hayal ettik hem de mücadele verdik.
Hayallerimiz yıkıldı mı? Hayır.
Hayallerimiz olgunlaştı, zenginleşti, Büyük İnsanlık bir gün mutlaka kazanacak.
Çetin Altan’ın yazısı şöyle;
“Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan.
Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi. Gene de bir hayal kırıklığı yaşamıyorum. Menzil-i maksuda ulaşılamasa da çok yol katettik.
Bir ömür, sadece amaca ulaşmak için harcanmaz. O amaca doğru atılacak bir iki adıma yardımcı olmak için de harcanır.
Yaralı bir devi ayaklarının üstüne koyabilmek için kuşak kuşak o devi sırtımızda taşıdık. Yaralarının iyileşeceğine, o devin ayaklarının üstünde duracağına olan inancımı hiç kaybetmedim. Bir gün bu ülke ayaklarının üstünde duracak. O zaman da, masaldaki gibi “sihirli kedinin çizmelerini” giyerek amacına doğru uçarak gidecek.
Biz torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakamıyoruz.
Ama siz uğraşırsanız, mücadeleden vazgeçmezseniz, dünyadan ayrılırken “torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakıyoruz” deme mutluluğunu siz tadabilirsiniz.
Hayallerinizden, ümitlerinizden, mücadelenizden vazgeçmeyin.
Amacınıza ulaşamazsanız da, bu amacı gelecek kuşaklara devretseniz de, kozmosla son hesaplaşmanızda, “daha iyi bir dünya için biz de fena mücadele etmedik” diyebilirsiniz.
Bu da az şey değildir. Buruk da olsa, yorgun gözlerinizde bir tebessüm yaratır.
O tebessümlerin çoğalması da elbet bir gün kurtarır bu ülkeyi.
Enseyi karartmayın.” (25 Haziran 2015, Cumhuriyet)
Evet, Usta böyle diyor, elbette enseyi de yüreklerimizi de karartmayalım..
“Çok güzel” bir ömür ve de çok iyi yapılmış bir edebi özet.
Peki, “torunlar üzerinden konuşurken evlatlara değinmemek” ne oluyor, derseniz, biraz ipucu vereyim.
Doğrudur. Çetin Altan’ın dediği gibi, “torunlarımıza istediğimiz ülkeyi bırakamıyoruz..”
Ama, arada evlatlarımız var. Onları demokrat, yurtsever, devrimci, insancıl yetiştirebilirsek torunlar için arzuladığımız geleceğe daha çok katkı vermiş oluruz.
Türkiye’de başta aydınlar olmak üzere, yazan-çizen- düşünen-araştıran insanlar evlatlarını hak, hukuk çizgisinde yetiştirmiş olsalardı “yetmez ama evet” çilerin sayısı daha az olurdu.
Gazetelerin başlarında bulunanlar bazı siyasal “tezgahlara” gülüp geçer, gerçeği araştırmadan “manşet” atmazlardı.
Ülkemizin her dönemden daha fazla gerçek aydınlara ihtiyacı var.
Torunları düşünmenin yolu önce evlatlardan geçmekte, oğullarımız ve kızlarımız da olsalar eleştirinin ve gerçeklerin şaşmaz terazisinden kimseyi uzak tutmamalıyız.
Yoksa şair Ziya Osman Saba; şiirini şöyle bitirmezdi.
“...mesut olun yaşayın
ana, baba, evlat, torun..”
Çetin Altan ustaya, özetlediği yaşamına, nice yazılarla nice yıllar dilerken, edebiyat ve yazı dünyasına yaptığı katkıların öğrenilmesi, okunması yerleşik sevinçlerimizden biri olacaktır.