Cep Herkülü Naim…
Bir zamanlar vardı:
İstanbul Ataköy’de 13 daire.
Ankara’da süperlüx daire (devlet hediyesi)Boğaz’da bir daire (özel sektör armağanı)
Üç yazlık.
8 araba.
20 bin çeyrek altın.
350 cumhuriyet altını
Antalya’da arsalar.
* *
Bankadaki hesaplar ayrıydı.
* *
Hepsi eridi, gitti.
Nakit, tapu, kasa, kese kalmadı.
İsminin hatırına iş buldu, maaşlı oldu.
Federasyon’da, 3 bin liraya…
* *
Oysa…
Yeryüzünün şanslı insanıydı.
15’in de dünya şampiyonu oldu.
Halter tarihinin en genç rekortmeniydi.
Pudralı elleriyle demiri yakaladı mı…
Ağırlığının üç katını kaldırırdı.
Yıllar yılı rakibi olmadı.
Allah’ın vergisi gücüyle…
3 Olimpiyat, 7 dünya, 6 Avrupa şampiyonluğu kazandı.
* *
Naim Süleymanoğlu, dünya değeriydi.
O’nun için Türk hükümeti, Bulgaristan’a 1 milyon dolar, federasyonuna 300 bin dolar ödedi.
Naim, giydiği ay-yıldızlı formayla…
46 kez dünya rekoru kırdı.
* *
Zirve, Naim’in başını döndürdü.
İçki, gece hayatı tatlı geldi.
Şakşakçılar, yalakalar çevresini sardı.
Cep herkülü, önce cebindeki sonra elindekini yedi.
Bir gün baktı ki…
Kasa kurumuş, kimse kalmamıştı.
Kardeşinin evine sığındı.
* *
Yaşam; değerini bilmeyene dram.
Tanıdığın şansı iyi kullanırsan;
Mutluluk elindeki anahtardır.
Sunduğu nimeti anlamazsan;
“Ne idim, ne oldum” lafı masaldır.
* *
Ahhh Naim.
Ayağa kaldırdığın dünya…
Şimdi sana dört duvarlı bir oda.
*************************