Cennetlik Değilim
Biliyorum bu kanır-ya nereden vardığımı düşünüyorsunuz. Bunu şöyle açıklamak isterim. Benim annem kuaför ve bende yanında yanın da ona yardımcı olurum.
Bugün hem müşterisi olan, hem de çok yakın görüştüğü bir arkadaşı geldi. Konu haliyle eskilere gitti. Bende elime bir bardak çay alıp, köşeme çekilip dinlemeye başladım. Eski denince akla hep zorluk gelir. Bizim bayanlarda başladılar bu zorlukları anlatmaya.
Ben genel olarak şöyle anlatayım. Eskiden çamaşır makinesi mi vardı? Her şey elde yıkanırdı. Hele çocukların bezleri kaynatmadan yıkanmazdı. Evin tüm işi üzerinde o zaman kadın tutmak bile ayıptı. Herkes kendi işini yapacaktı. Bir çalışan bayansan daha da zor. Akşamdan yemek yap, çocukların mamasını hazırla. Kıyafetleri ütüle, hazırla. Gündüz işte koştur akşam gel evde koştur. O da yetmezmiş gibi, daha yorgunluğunu atmadan gezmeye git. Herkesin en az iki çocuğu var, eşlerde yanında. Eğer gezmeye gitmiyorsan, misafirler sana geliyorsa, başla çayın yanına yan ürünleri hazırlamaya. Birde o ara da bir derede örgü ör.
Ve yorum da onlardan:
- Halimizden bir kere olsun şikayet etmedik. Sanırım kabullendik. Çünkü hemen hemen annelerimizde aynı hayatı yaşıyorlardı. Bir de şimdiki evlenenlere bak. Her şeyleri oluyor ama yine şikayet ediyorlar. Huzursuz ve mutsuzlar.
Bu yorumun üzerine yorum yapılamaz. O arada annemler konuşurken benimde Ogünler aklıma geldi hayal meyal. Ve bu gelen görüntüler, gerçekten annemin çok zor günler geçirdiğinin sanırım bir kanıtıydı. Tüm bu zorluklar yetmiyormuş gibi annem tuttu birde benimle uğraştı. Hele ki ergenlik dönemim...
Canım annem en çokta benden çekti. Çok isyankar, dik kafalı bir kızdım. Hemen her şeyden kavga ederdik. Bu durum değişti mi? Hayır aynen devam etmekte. O zaman ergenlikti şimdi iş stresi. Yani isyan etmek için hep bir nedenim var. Hapsinin ceremesini de hep anneme çektiriyorum. Ama sanırım hiç bilmeyecek, onu her üzmemde canımın daha çok yandığını ve o an buna engel olamadığımı.
Ama istediğim kadar canım yansın gerçeği değiştirmiyor. Cennetlik değilim işte...