Cennet
Yıllar önce üzerinde düşündüğüm ve karara varıp, mutmain olduğum ayetleri
yeniden düşünmek yoruyor beni. Çünkü bir sürü işim var ve zamanım yok.
Ama çocukluğumdan beri sürekli duyduğum bir sözü, Cübbeli’nin
ağzından yine duyunca dayanamadım ve bu yazıyı yazdım.
Cübbeli dedi ki,
“Hıristiyanlar cennete girecek demek şirktir.”
Konuşmasının biraz ilerisinde de,
“Kur’an’ın bir tek ayetini inkar etmek, bütün Kuran’ı inkar etmektir” dedi.
O zaman benim aklıma şu sorular geliyor:
1.Kur’an’daki, “İncil ehli Allah’ın onda indirdiğiyle hüküm versin” ayeti,
Kur’ar’dan değil mi?
Eğer değilse, Kur’an’a eklenmiş mi? Bu durumda Kur’an tahrif mi edilmiş?
2.Eğer Kuran’da başından beri var idiyse, niye Müslümanlar inatla,
“Müslüman olmayanlar cennete giremez” demiş? Allah bu ayeti İncil ehli
olanlar cennete giremesin diye mi koymuş?
3.Eğer İncil, Müslümanların iddia ettiği gibi tahrif edilmiş idiyse, Allah bunu
bilmiyor muydu da ‘İncil ehli İncil’le hüküm versin’ dedi?
4. Arabi, “Bazı ayetler o kadar açıktık ki, açıklığının şiddetinden göremezsiniz”
demiş.
Demem o ki, bu ayet o kadar açık ki, acaba açıklığının şiddetinden dolayı mı
Müslümanların gözünden kaçmış.?
Uzatmak istemiyorum, sadece Maide 43-48 arasını yazıyorum ve özellikle
Maide 48 dikkatli okumanızı öneriyorum.
Tevfik Allah’tan…
Maide43
İçinde Allâh'ın hükmü bulunan Tevrât yanlarında dururken seni nasıl hakem
yapıyorlar, ondan sonra da (verdiğin hükümden) dönüyorlar. Onlar inanıcı
değillerdir.
Maide44
Gerçekten Tevrât'ı biz indirdik, onda yol gösterme ve nur vardır.
Müslim* olmuş peygamberler, onunla yahûdilere hüküm verirlerdi, kendilerini
Tanrıya vermiş zâhidler ve âlimler de "Allâh'ın Kitabını korumakla görevlen-
dirildiklerinden onunla (hüküm verirlerdi) ve onu gözetip kollarlardı.
(Ey hakimler), insanlardan korkmayın, benden korkun ve benim âyetlerimi
az bir paraya satmayın! Kim Allâh'ın indirdiği ile hükmetmezse işte kâfirler
onlardır!
Maide 45
O(Hak Kitabı)nda onlara, cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak,
dişe diş ve yaralara karşılıklı kısâs (ödeşme) yazdık. Kim bunu bağışlar
(kısâs hakkından vazgeçer)se o, kendisi için keffâret olur. Ve kim Allâh'ın
indirdiğiyle hükmetmezse, işte zâlimler onlardır
Maide 46
Onların ardından, yanlarındaki Tevrât'ı doğrulayıcı olarak Meryem oğlu Îsâ'yı
gönderdik ve ona, içinde yol gösterme ve nur bulunan, önündeki Tevrât'ı
doğrulayan, korunanlar için yol gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik.
Maide 47
İNCİL EHLİ ALLAH’IN ONDA İNDİRDİĞİYLE HÜKMETSİN.
Kim Allâh'ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar, yoldan çıkmışlardır.
Maide 48
Ey Rasûlüm, sana da bu hak kitabı (Kur’an’ı), kendinden önceki kitapları
hem tasdikçi, hem onlar üzerine bir şâhid olarak indirdik. O halde onlar arasında
Allah’ın sana gönderdiği hükümlerle hüküm ver; sana gelen bu hakdan ayrılıp da
onların arzuları arkasından gitme. EY İNSANLAR! SİZDEN HER BİR PEYGAMBER
İÇİN BİR ŞERİAT VE BİR YOL TAYİN ETTİK. EĞER ALLAH DİLESEYDİ,
HEPİNİZİ TEK BİR SERİATA BAĞLI BİR ÜMMET YAPARDI. FAKAT SİZİ,
ZAMANA GÖRE SİZE VERDİĞİ SERİAT ÖLÇÜLERİ İÇİNDE İMTİHAN EDECEK.
O halde hayırlı işler yapmakta birbirinizle yarışın. Sonunda toptan dönüşünüz Allah’adır.
O gün, din hakkında yaptığınız ihtilâfları Allah size haber verecektir.
Not:
*1. Müslim, teslimden gelir ve kitaplı dinlerdeki Allah'ı birleyen, ihlaslı kişilerin
Arapçadaki ortak adıdır. Sadece Muhammedi'lere özgü bir tanımlama değildir.
Her bir ümmete ayrı bir kitap verilmiştir ve Kur’an’da, her bir
ümmetin de kendi şeriatı üzerinde gitmeleri söylenir. Yani ‘Hıristiyanlar
cennete giremeyecek’ demek doğru değildir. Benim Kur'an'dan anladığım,
Cennete; ister Müslüman, ister Hıristiyan, ister Musevi olsun, TAKVA SAHİPLERİ
ve HAYIRLARDA YARIŞANLARIN girecek olduğudur.
En doğrusunu Allah bilir.
2. Orta çağda bir çok sahte İncil’in yazıldığı doğrudur, fakat 2000 yıllık
Yunanca İncil’in olduğu da bilinmektedir. Müslümanlar başkalarının dini
üzerinde ahkam kesmeyi bıraksınlar da önce, (Kelimelerin anlamını kaydırarak)
Kur’an üzerinde yapılan tahriflere odaklansınlar, İncil ve Tevrat üzerinde
yapılan tahrifleri İncil ve Tevrat ehline bıraksınlar. Volteire’nin dediği
gibi, “Herkes kendi bahçesini eksin”